Mağrur Fil Ölüleri: Kalabalıklar içinde yalnız kalanlar...

Mağrur Fil Ölüleri: Kalabalıklar içinde yalnız kalanlar...
“Bir çember çizer, birine ya da bir şeye duyduğumuz sevgimiz, bizzat kendimize. İşte o çemberin sınırları kadar biz biz olur, o kadar biz kalırız. Yine de ne güzel bir şey zaman içinde artan/azalmayan bir sevgi, azaltsa da seni. Üstelik bilsen de filler gibi mağrur ve yalnız öleceğini.”

Bazen yaşadığım anı dondurmak isterim. Sonra da uzaktan o dondurulmuş anı doya doya izlemek. Sadece mutlulukları değil hüznü de saklamak isterim bazen. Hayat; hüzünle sevincin dansıdır bir bakıma, ayıramam ikisini de. Cahit ve Belkıs’ın hayatını dondurmak istedim zaman zaman. Fillerin hikayesini dinlerken, halının altına süpürdükleri meselelerin ortaya saçılışına tanık olurken mesela…

Cahit’in Belkıs’ı kaybetmemek için içine attığı acıları bedenine sığmayıp da taşarken ise sarılmak istedim ona. Belkıs, gerçeklerden kaçarken kaçmasına yardım etmek istedim. Cahit’le Belkıs’la yoldaş olmak istedim esasında. Öyle güzellerdi ki, bu güzelliği bozabilecek her şeye karşı durmayı boynumun borcu bildim.

Mağrur Fil Ölüleri; Semaver Kumpanya’nın kendine has oyunlarından biri olsa da, kalbimi bu kadar güzel acıtan bir oyun izlememiştim bugüne dek. Ve hiçbir oyunu hıçkıra hıçkıra ağlayarak bitirmemiştim. “Bak şimdi bir sürü kadın ağlayacak.” demişti Belkıs, bir sürü kadın hep ağlıyordu. “Kalabalıktan acımasızlık çıkar, meyhaneden merhamet.” demişti kalabalıklardan kaçan Cahit, kalabalıklar onun üzerine üzerine geliyordu. Cahit ve Belkıs kalabalıklar içinde yalnız kalabilen çiftlerdendi; kimi zaman coşkulu kalabalıklara hasret kalan, kimi zamansa yalnızlığın keyfini sonuna kadar süren.

"Dünyada sanki bir yağmur sesi vardı bir de biz." diyordu Cahit, dışarıda yağmur atıştırırken 69’a uzanıvermiştim bir akşam. Ruhumun doyduğunu hissederek çıktım o salondan, kalbimde ‘iyi ki’ler biriktirerek… Tiyatro, insanlığın başına gelen en güzel şeylerden biri. Ve iyi ki işine böylesine inanan oyuncularımız var. Sezin Bozacı ve Sarp Aydınoğlu, tiyatro sahnesine öyle yakışıyorlar ki; o sahneden hiç inmesinler istiyor insan.

Mağrur Fil Ölüleri; ilk yarıda gündelik meselelerle güldürürken, ikinci yarıda yaşananları sorgulatıyor ve ağlatıyor, hem de hıçkıra hıçkıra. Volkan M.Sarıöz’ün yönetimindeki oyunun Başak Özdoğan’a emanet edilen dekor tasarımı şahane. Oyuna serpiştirilen şarkıların seçimleri de…

Tiyatro iyidir, iyileştirir. Mağrur Fil Ölüleri, kalbinizi acıtırken ruhunuza iyi gelecek. Mutlaka izlemelisiniz.

İlgilenenler için oyun künye bilgilerini şuraya bırakıyorum.

Oyun Künye Bilgileri
Yazan: Hakan Tabakan
Yöneten: Volkan M.Sarıöz
Yönetmen Yardımcısı: Selen Şenay
Dramaturji: Bilgesu Kasapoğlu
Dekor ve Kostüm Tasarım: Başak Özdoğan
Dekor Uygulama: İsmail Hazar
Kostüm Uygulama: Ayşenur Arslanoğlu
Işık Tasarım: Sema Öztaş
Işık Uygulama: Mustafa Karakoyun
Ses Tasarım & Uygulama: Sibel Altan
Sahne Asistanı: Anıl Yıldız
Oyuncular: Sarp Aydınoğlu, Sezin Bozacı, İbrahim Barulay, Uğur Senkeri
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER