Bizim Hikaye: Elibol olsun bizim olsun

Bizim Hikaye: Elibol olsun bizim olsun
Bizim Hikâye’nin ilk bölümünü izledikten sonra ne düşündüğüme emin olmam biraz vakit aldı. İtiraf etmeliyim ki dizi başlamadan önce nötrden ziyade pozitife yakın bir beklentiyle geçtim ekran karşısına ve bunda en büyük rol yakın zamanda okuduğum birkaç Hazal Kaya röportajıydı. Aklının çalışma şekli o kadar makul ve ikna edici ki içine sinmeyen bir diziden bu cümleleri çıkartmaz gibi geldi. Elbette her oyuncu oynadığı diziden övgüyle söz eder ama, burada farklı ve dikkate değer bir şey vardı işte.

Açıkçası Bizim Hikâye’yi izlemeye başladıktan çok kısa bir süre sonra dizinin Shameless’a benzeyip benzemediğini ve uyarlamanın başarılı olup olmadığını düşünmeyi bıraktım zira epey hoşuma giden bir dizi gördüm karşımda. Uyumlu bir ekip, şahane müzikler ve reklamsız geçen iki saate rağmen birkaç sahne hariç ‘Öff’ dedirtmeyen bir akış vardı. ‘Bu diziyi aynı ekip ve aynı konuyla Shameless’ı hiç karıştırmadan çekselerdi olmaz mıydı?’ sorusu aklıma düştü ara ara ve ne yalan söyleyeyim bu soruyu hala cevaplayamadım. Dizinin Shameless’tan uyarlandığını söylemeselerdi Gallagher Ailesi ile Elibollar arasında bir bağlantı kurmak aklımın ucuna bile gelmezdi ve diziyi yine izlerdim. Öte yandan kenarından köşesinden çalıp çırpmak yerine bire bir benzemesinin imkânsız olduğunu hepimizin bildiği çok meşhur bir diziden adlı adınca uyarlama yapma cesaretini göstermeleri de ekibe verdiğim artı bir puan oldu. Sorunun cevabını birkaç bölüm geçtikten sonra bulabileceğiz anlaşılan.


En tatlılarda bu bölüm

Dizinin ilk fragmanı yayınlandıktan sonra sosyal medyada Hazal Kaya’nın Filiz değil Feriha, dizinin de Feriha’nın Yolu tadında olacağı yorumları yapılmıştı çokça. İlk bölümden sonra kendi adıma gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki Feriha Yılmaz değil, Filiz Elibol vardı karşımda. Elbette Fiona Gallagher değildi gördüğümüz ama bunu beklemeyi bölümün çok başlarında bıraktığım için rahatsızlık vermedi bu durum. Üstüne üstlük Barış ile Filiz birlikte o kadar güzeller ki doyamadım izlemeye. Hazal Kaya’nın da Burak Deniz’in de ellerine sağlık.

Reha Özcan’ı çok sevmekle beraber Fikri zaman zaman sıkıcı geldi. Ailenin kalanında yakalanan inandırıcılığı en azından ilk bölümde göremedim, uyarlandığı diziye ne kadar uzak kaldığını en çok onu izlerken fark ettim. Misal Hikmet’in eşcinsel olmak yerine evli bir kadına âşık olması değil de, Fikri’nin Barış’a yaptığı namus konuşması beni ortama uzaklaştırdı. ‘Bizim Aile mi izliyoruz?’ sorusunu aklıma en çok o sahne getirdi. Reha Özcan izlemenin bana verdiği yetkiye dayanarak önümüzdeki bölümlerde bunun değişeceğine eminim.

Artısını eksisini yan yana dizdiğimde Bizim Hikâye için önümüzdeki hafta da ekran başında olmaya karar verdim. İyi seyirler dilerim.  


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER