Selimler arasında, adının hakkını verip en aklıselim olanlardan biri; MedCezir’in Selim Serez’i diyebiliriz. Flashbackler onun için hiç flaşlanmadı, ama anlattıklarına göre; geçmişinde onu çamurun içinden çekip çıkaranlara vefa borcunu, iyi kalpli, kötü kaderli gençleri, çamurun içinden çekip çıkaran bir avukat olarak ödüyor. MedCezir’in ilk bölümlerine dönüp, Altınkoy kadınlarına sorsanız,  “Çamura düşse de değerini kaybetmeyen pırlanta” kategorisindeki gençlerden Yaman Koper’i evine alıp, Altınkoy’a getirerek, onlara yaşattığı seyirlik ve kalp çarpıntısı nedeniyle, Selim Serez’in bu vefa borcunu kat kat ödediği cevabını alırsınız. İlk bölümler diyoruz, çünkü birkaç bölüm içinde Altınkoy’un altın sarısı saçlı prensesi Mira, bu pırlantanın tek taş olarak sadece kendi parmağında olmasını sağladı, diğerlerine seyirlik izni bile vermedi.

MedCezir’in ilk sezonunda Selim Serez, zarafet kraliçesi eşi Ender Serez ile Türk Televizyonları'nın en entrikasız ideal evliliğinin mutluluk tablosunda yer aldı. Adaletin terazisi; yalnızca evinin merdivenleri ile kartvizitinin üzerinde değildi Selim Serez’in. Bir insanın attığı her adım, ağzından çıkan her söz, kitaplara geçecek kadar mı adaletli olur? Peki ya ilişkisindeki doğruluğu? Hep bir sağduyu, hep bir ertesi güne sarkmayan anlaşmazlıklar, hep bir romantizm. Selim Serez’i ağzında bir gülle, karısına hazırladığı sofranın başında, dans ederken bile gördük ayol! Tabi ki bu tablo bozulmalıydı, izleyici bu mutlu evliliğin neresini izleyecekti ki… Küçük kıskançlıklar mı, musallat olan kötü kadınlar mı derken, damdan düşen Sinan Enveroğlu tüm karizması ve Ender’e olan saplantılı aşkıyla çıkageldi, tabloyu bozdu. Ender’in ihanetine sebep olamadı ama Ender’in sebebi oldu. Ender’in hassas yüreciği, Selim’in onu aldattığına inanmasını kaldıramadı, arabasıyla kaza yaptı, gökyüzünde meleklerin yanına gitti.