Düşünürüm kara kara
Kara kara düşünmekse Hülya’nın gerçeklerinden biriydi.
Bayram Bey’i evliliğe nasıl ikna edeceğini düşündü önce, sonra ise Kerim’i
babalığa ikna etmeye koyuldu. Türlü şeyler yaşandı; hüzünler, mutluluklar.
Gülerken bile gözlerinden bulutlar geçerdi Hülya’nın. “Ya mutluluğum
bozulursa?” düşüncesini yüklenmişti bu bulutlar. Düşündü Hülya, hep düşündü.
Şu halimi görse annem, ak düşer saçlarına
Annesizlik, canını en acıtan ama en dile getirmediği şeylerden biriydi
Hülya’nın. Küçücük çocukken annesizliği tadan, Süheyla Hanım’dan gerçek bir
anne şefkatini bir türlü göremeyendi o. Annesi, bu yaşadıklarını görse bir
kez daha ölürdü belki de. Belki üzüntüden, belki kahırdan.
Öptüm gözlerinden öptüm ellerinden
Gözlerinden öpmek…
Ve de ellerinden…
Cana can katan iki organa nice anlamlar yüklemek ve
güzelliklere güzellikler eklemek!
Ah bu 'Hayat Şarkısı' her şeye rağmen
Hüznüyle, neşesiyle çaldı Hayat Şarkısı. Ağladı Hülya,
ağlattı. Güldü Hülya, kahkaha attırdı. Türlü güzellikler getirdi haftalar boyu;
her şeye rağmen ve her şeyin sayesinde…
İyi ki vazgeçmedi Hülya, iyi ki hikayesini bizimle paylaştı…
Peki Hülya asıl neyden vazgeçemedi? Aşktan mı, intikamdan
mı? Hülya’nın hikayesi nasıl son bulacak? Aşkına sarılarak mı, intikamının
peşinden koşarak mı? Heyecanla ve sabırsızlıkla bekliyorum.