Kiralık Aşk repliklerin büyüsü 6: Acıların içinde yoğrulan aşk

 “ Hayat bugünden ibaret değildir hiçbir zaman. Ben bunu çok küçük yaşta anladım yaşadığım acının en büyük acı mutluluğunsa en büyük mutluluk olmadığını. Yaşarken farkında değiliz belki ama içimize işleyen bütün o anlar kişisel tarihimizin bir parçası oluyor işte. Bizi biz yapan belki buruk bir tebessümle andığımız o hatıralar aslında. Geçmiş acıtarak büyüterek geleceğe hazırlar bizi” diyerek Ömer 30.bölüme hazırlar bizi. Geçmişin tozlu raflarına geri döndüğümüz bir zaruri bölümdür 30. Hastalık sebebiyle Defne ve Ömer’in yıllar önceki hallerine geçiş yaptığımız kaderin ağlarını örerken kahramanlarını nasıl evirdiğini gösteren bir bölümdür. Ömer’in neden buzdan bir şato inşa ettiğini Defnenin hayatının zorlu süreçlerini tesadüfen ya da kaderimizin bizlere lütfettiği olmamız gereken kişilere dönüşmemiz için karşımıza çıkardığı insanlara nasıl adım adım yaklaştığımızın anlatıldığı bir bölüm.
 
Çarşamba cadısı Defoyu önce köşe başında sonra da otobüs durağında gören Ömer o zamanlar nasılda hayata karşı öfke doluyken karşısına iki kere çıkan peri kızını fark etseydi ya da sadece fark eden bilinçaltı yerine kendi aklı idrak etseydi hayat bu şekilde koşar adım gidebilir miydi? Hiçbir şey tesadüf olamaz bana göre gerektiği zamanı bekliyordur sadece.
 
Masalımıza yeni dahil olacak mavi saçlı kız görünür ufuktan. Dengelerin değişeceğinin ama asla aşkın önüne kimsenin set çekemeyeceğinin ispatı geçmişin ayak seslerinin simurg haline bürünüp geleceğe yön verdiği bir anka kuşu DEFÖM AŞKI.  Ruhumuzun çiçek açmasının tohumlarını getiren kanatlara sahip anka kuşu DEFÖM AŞKI. Mavi saçlı kızın sebep olacağı her türlü sinir harbine ve travmaya rağmen gözden düşürülemeyen parlayan ve ışıl ışıl göklerdeki yerini alan yıldıza ulaşmaya engel olunamayan bir DEFÖM AŞKI. Bölümde geçen bu şarkı tüm masalın en dokunaklı ve gerçeği anlatan şarkısıdır bence
                                                                                                                                                                 
BU KALP SENİ UNUTUR MU?
 
Yıllar geçse de üstünden
Bu kalp seni unutur mu?
Kader gibi istemeden
Bu kalp seni unutur mu?
Bir hasretli yüzün vardı
İçinde bir hüzün vardı
Söyleyecek sözün vardı
Bu kalp seni unutur mu?
Kalbim seni unutur mu?
Anlamı yok tüm sözlerin
Sensiz geçen gecelerin
Yaşanacak senelerin
Bu kalp seni unutur mu?
Bambaşka bir halin vardı
Fark etmeden beni sardı
Benliğimi benden aldı
Bu kalp seni unutur mu?
Kalbim seni unutur mu?
Bana aşkı veren sendin
Sonra alıp giden sendin
Yollarımız aynı derdin
Bu kalp seni unutur mu?
Oysa düşlerim başkaydı
Birden bire yarım kaldı
Yaşanacak çok şey vardı
Bu kalp seni unutur mu?
Her gün akşam yastığımda
Üşüyorum yokluğunda
Yaşıyorum boşluğunda
Bu kalp seni unutur mu?
 
Acıyla büyümeyen bir kalp büyüdüm diyebilir mi? Hayat bazen koca yürekli olmamız için acıları peşin sıra verirken güçlü bir direniş içinde yaşamamızı öğretirken kaybettiğimiz tüm acı dolu anlara inat mucizesini sakladığı kuytu köşeden çıkartıp önümüze seri verir öylece. Sadri ustamın o incelikli akılının dokunduğu Ömer İplikçi olabilir miydi hiç dokunaklı anlardan çıkan mucizevi ilhamına yön verebilir miydi ustası olmasaydı hayatında? Usta ve Ömer’in ilk tanışma replikleri yerini alır tam da burada    “Başka yelkenli yok mu? Yok Koskoca denizde bir başına diyosun yani o çelimsiz haline bakmadan o denizin ihtişamına tek başına karşı koyuyor yani. Yoktur başka çaresi belki tek çıkış yolu budur. Yalnızlık diyorsun sanki kendisi seçmiş gibi eldi bana yalnızlığı ne bileyim böyle hiç başka kapıları zorlamadan atıvermiş kendisini denize kurban olmayı seçmiş. Geçmişini bilmiyoruz ama neler yaşadığını nelere katlandığını. Herkesin geçmişinde acılar var önemli olan o acıları nereye koyacağını bilebilmek ya o acılarla yaşarsın ömrünün sonuna kadar kurban olmayı seçersin zavallı bir insan olarak devam edersin hayatına ya da eski bir palto gibi sırtından atar gidersin geçmişini geleceğine ümitle sarılırsın. Peki ya geçmişi unutamazsan yani bunca şey nasıl unutulur ki? Unutulmaz aslında unutmamanda lazım Niye? Çünkü o acılar üzüntüler hayal kırıklarıdır seni sen yapan ama altında ezilmeyeceksin ayağa kalkacaksın evlat dimdik dikileceksin hayata tutunacaksın. Ya yoksa öyle bir yer Her zaman vardır” gördük ki Ömer’in sırtına hep bir sihirli el eğmiş bilmese de ailesi sevdikleri ve Sadri Ustası önüne hep deniz feneri olup yolunu aydınlatmışlar. O sihirli ellerin uzanmadığı bir hayat biçilmiştir Defneme. İdeallerinden vazgeçmeyi ailesi için fedakarlık yapıp çalışıp didinmeyi öğretmiştir ona hayat. Sorumluluk almak zorunda bırakılmış kendi kendinin sihirli değneği olmayı öğretmiştir hayat ona. Biçare olanın ancak kendiyle çareye dönüşeceğini erken yaşlarda öğrenmiştir. Hiç gocunmadan hiç kimsenin başına kakmadan hem kaderine razı hem de kaderine çelme takmak için fırsat kollayan bir kızıl külkedisi yaratmıştır. Defnemi en iyi anlatan şarkıdır KÜÇÜĞÜM
 
Küçüğüm daha çok küçüğüm 
Bu yüzden bütün hatalarım 
Öğünmem bu yüzden 
Bu yüzden kendimi 
Özel önemli zannetmem 
Küçüğüm daha çok küçüğüm 
Bu yüzden bütün saçmalamam 
Yenilmem bu yüzden 
Bu yüzden kendime hala güvensizliğim 
Ne kadar az yol almışım 
Ne kadar az 
Yolun başındaymışım meğer 
Geçici oyuncak zaferler                                         
Küçüğüm daha çok küçüğüm 
Bu yüzden bütün korkularım 
Gururum bu yüzden
 
Bu yüzden çocuk gibi korunmasızlığım 
Küçüğüm daha çok küçüğüm
 
Bu yüzden sonsuz endişem 
Savunmam bu yüzden
 
Bu yüzden bir küçük iz bırakmak için didinmem 
Küçüğüm daha çok küçüğüm
 
Sahalara geri dönen Ömer İplikçi replikleri ve şahane bir şarkı olan ve şahane söyleyen Şebnem Ferah’ın SÖZLERİMİ GERİ ALAMAM eşliğinde 30. Bölüm sonlanır “ Kökleri geçmişte olan bir gelecek sahip olduklarımla olamadıklarımla. Geçmişle bugünle sonrasıyla en önemlisi her şeye rağmen peşini bırakmadığım hayallerimle buradayım”
 
Sözlerimi geri alamam 
Yazdığımı yeniden yazamam, 
Çaldığımı baştan çalamam, 
Bir daha geri dönemem. 
Akıyorsa gözyaşım kurumasın, 
Coşup seven gönlümse durmasın, 
Dost bildik anılarım çağırmasın,
 Bir daha geri dönemem. 
Hiç bi kere hayat bayram olmadı ya da 
Her nefes alışımız bayramdı.                                                 
Bir umuttu yaşatan insanı. 
Aldım elime sazımı. 
Yine aşınca çayın suyu boyunu 
Belki yeniden karşıma çıkacaksın. 
Göz göze durup bakınca 
Göreceğiz, Neyiz ve nerelerdeyiz, 
Bilemiyoruz 
Şimdi.
 
SEVGİYLE SAĞLICAKLA KALIN
MUCİZEMİZ OLACAK ANLARIN FARKINA VARIP KIYMETİNİ BİLMEMİZ DİLEĞİYLE     
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER