Asansör sohbetleri volume bilmem kaç “ Sen mutlusun tabii Derya Sude
Hanım falan diyodu bir şey mi oldu şirkette? Yok bilmen gereken bir şey değil.
Seni ilgilendirmez diyosun? Bilmen gereken bir şey değil Defne ne demek
istiyorsam onu söylüyorum. Geçen gün toplantıda söylediğin şeyi düşünüp
duruyorum kadınların duruşlarına bakarak ayakkabı tahmin etmek. İşte bana bakınca
ne tahmin ediyorsun ne giymeliyim nasıl tahmin ediyorsun? Sen kendini mi
çözmeye çalışıyorsun beni mi? Seni haa hayır kadınları çözmeye çalışıyorum
mevzuyu anlamaya çalışıyorum? Bak o zaman Defne ödevin bu olsun bak gözlemle
yani”
Ömer, Sude olayını anlatmak için Sinan’ın evine gider “
Nasılsın? Benim konuşulacak nerem kalmış artık aşta her türlü hükmen malubum
ben oğlum anlamıyorum tam öyle değil diyorum bakıyorum öyle çıkıyor Ben yaptım
Sude’nin koleksiyonu çaldığını ben söyledim şirkete akıllansın diye ders vermek
istedim. Dosyayı masanın üstüne bilerek bıraktım dua ettim almasın diye ama
çaldı işte. Aşkın bir insanı değiştireceğini yakın zamanda tecrübe ettim
delirtebileceğini yapamayacağı şeyleri yaptırabileceğini. Aşkta her şey mübah
mı diyosun yani? Bilmiyorum kardeşim ben de bilmiyorum”
Defne de Nihan’a durum tespitini paylaşır “Ben bayağı kazanıcam falan
sanıyordum Nihan ya tebrikleri falan kabul ediyordum. Ayyy morardım diyosun.
Öyle oldu şov yaptı resmen bide hayran kaldım içim böyle bi şey oldu kızacağıma
gidip neredeyse adamın üstüne atlayacaktım”
Ömer de Defne'sinin çizimlerine bakar ilk kez “ Çok güzel çok ince ruhla
çizilmiş” Defne için tek önemli olan bu sadece sevdiği adamın takdirini
kazanmak. Keşke Defne de duysaydı bu sözleri buz şelalesi yüreğinin ermiş
karları Defne'ye doğru ılık ılık aksaydı derken Defne'sinden tebrikler mesajı
alan Ömer “ Senin koleksiyonunda oldukça iyi” diyerek Defne'min huzurlu ve
mutlu bir uyku çekmesine sebep olmuştur.
Telefonda anneannesiyle asansörün başında konuşan ve Ö.İ kalemiyle
not alan Defne'sinin yanına gönül tellerini titreten ahenkli bir şarkının tüm
ruhunu yayılmasına sebep olan hayranlık ve aşk dolu bakarak Ömer gelir “Annanen mi? Evet günaydın. Bakıyorum
Neye? Canım işte gözlemliyorum yani gerçi yenildik ama olsun böyle böyle
çok daha iyi olucam sonuçta iyi bir iş çıkardık yani iyi bir rakiptik zorladık
sizi ( Ö.İ kalemini boynunda gezdiren bir Defne) Yapma şunu. Efendim? Şunu
diyorum yapma. Niye? Yapma işte şey oluyorum kafam karışıyor. Sen ciddi misin?
Ciddiyim Defne yapma”
Yeni iş için ortak çalışmak zorunda olduklarını kabul eden Ömer ve
bombelere gel Defne genlerine
kodlanmış keçilik halleri bizleri kahkahalarla mutlu olmamıza vesile olacaktır.
Heyecanı tavan yapan profesyonel profesyonel çalışacak olan Defne odasında
Ömer’i beklerken Ömer “Ayy sen beni mi bekliyordun kıyamam daha
neler” diyerek çalışmak için Zeyneb’i gönderince Defnem dumura uğrar.
Etkisi altında daha çok kalmamak için mi gitmemiştir ya da Defne’yi kendine
denk mi bulmamıştır muammalar evrenine eklediğim bir muamma daha olmuştur.
Ömer’in hamlesine İz’in odasına giderek cevap verir Defnem. İz ile Defneyi
konuşurken gören Ömer’in dumura uğrama sırası gelmiştir. Bu işler parayla değil
sırayla yapcak bişey yok. Satranç tahtasında karşılıklı hamleler yapıla
dursun son hamleyi ŞAH-MAT yaparak AŞK koyacaktır.
Mola alanında ya da satranç tahtasında mı demeliyim bilemedim
hamleler havada uçuşur “Passionis'i içten fet ediyorsun gördük onu
Ne bu şimdi? Sanki anlamadın. Sen İz’in yanına uğradım onu diyosun valla çok
kafa kızmış. Kafa ? enerjimiz nasıl tuttu biz niye daha önce birbirimize şans
vermemişiz ki yalnız sen böyle bir rahatsız mı oldun bi sinir mi oldun bişey
oldun noldu? Defne yapma Ne yapma? Fazla çalışmak iyi gelmiyor bence sana minik
bir ara mı versen iyi gelecek bence. Evet bende öyle bir şeyler düşünüyorum bi
tatile çıkayım falan diyorum Monterosso’ya falan mı gitsek böyle 3 günlüğüne bi
gevşeriz içimiz açılır enerjimiz değişir ben öyle bir fikir söyleyeyim dedim?
Şaka mı yapıyorsun? Tabiî ki şaka yapıyorum cık cık cık”
Yılbaşı partisinde gözleri birbirini ararken Ömer arkadan yaklaşır
Defne'sine ezberleme repliklerde hafızamızda yerini alacak şu sözcükler sunulur
ağızlarından yüreklerimize “ İlginç bir yola girmişsiniz? Öyle bir
düşünceyle çıktım yola sonuçta sürekli diken üstünde durmak zorunda değiliz
rahatlık da önemli. Kadınların kendilerini içinde güvende hissedecekleri
ayakkabılarla rahat ettirebiliriz. Güven de? Evet işte rahatlık güvenlik falan.
Güvenlik mi istiyorsun? Biraz durulmak en azından rahat bir nefes almak
istiyorum. Defne hayat aldığımız nefeslerle değil nefesimizi kesen anlarla
ölçülür. Diken üstünde yaşayacaksın tabi her an uçurumun kenarında kontrol
edemeyeceğin kadar hızlı giden bir aracın içinde korkarak, heyecanlanarak,
titreyerek yaşadığını hissederek soluksuz kalmak yani iyidir”
Çalışma kumkuması çiftimiz çalışırken altlı üstlü Şükrü abi gelir “
Yemek siparişiniz geldi iki kişilik. Biri alt kata Defne’ye Götürüyorum. Bana
mı? Evet Ömer Bey gönderdi. Bana? Bak sen bile şaşırdın ben nasıl şaşırmayayım
Defne yani bazen çok üstüme gelindiğini düşünüyorum ama sana da oluyor mu?
Oluyor tabi tamam Şükrü abi bende merak etme. Bu ne şimdi? Çalışıyorsundur
acıkmışsındır dedim fena mı ettim? Ayy valla nasıl incesin şimdi ağlıycam gülme
sen burda çalışıyorsun ben aşağıda ama birlikte çalışmıyoruz niye? Junior diye
mi sen beni kendine denk mi görmüyorsun napıyorsun? Başka işlerim var Yapma
şimdi Ömer sen yoksa kafanın karışmasından mı korkuyorsun?” karşı atak anında Defne'den gelir Şükrü
abiye bir kutu verir ve Ömer’e götürmesini söyler. Kutuyu açan Sinyora can
alıcı bir armağan vermiştir Defnesi bir kavanoz fıstık ezmesi ve bir de kaşık J bizim masalımızda sürekli bir
subliminal obje mevzu bahis olduğundan bizden olmayanın anlamayacağı
mesajlardır bunlar. Gidip gitmemek arasında direnen Ömer kalbine değil de
aklına uyup gardını düşürmez ve gitmez. Nihan’a olanları aktarırken Defnem
sinirle şunları söyler “ Gelmedi yani? Uyuz gıcık oldum. Eeee
titanyum Evet titanyum insan hiç mi etkilenmez bişeyden ya hayret bişey
delircem bana yaklaşınca böyle saçlarımın dibi uyuşuyor ben neler yapıyorum tık
yok. Valla acayipmiş adam resmen kendini esirgiyor. Aklı sıra beni yokluğuyla
terbiye edecek beni yola getirmeye çalışıyor. Sen neden istiyorsun peki onla
çalışmayı. Mesleki canım sonuçta Ömer İplikçi yani ondan öğreneceğim bir sürü
şey var Yemedim Yemedi dimi söyleyince bana da bişey geldi” tespitlerin harikada Defnecim icraat sıfır.
Kalbinin ritmi Ömer Ömer diye atarken tespitlerinin hakkını vermek hiçte kolay
olmuyor demek ki. Bir de bu tespitleri Ömerim İplikçim yapsa hiç fena olmayacak
bana göre yazık Defnemin çektiklerine.
Sude gelip Defne'ye her şeyi anlatıp ondan af diler. Defne de
Ömer’in onun için yaptığı oyununu öğrenmiş olur. Eskinin su başı önü sevda
bakışmaları gibi çiftimizi de asansör önü konuşmaları bulur her zaman ki gibi “
Annanem iyi olmak kolaydır asıl zor olan adaletli olmaktır der doğru aslında
sadece iyi olduğun için değil bu kadar adaletli olduğun için de öyle işte. Hiç
bir şey anlamadığım konuşman için sağol Defne. Birlikte çalışmaktan vaz mı
geçtin? Birlikte haa sen onu diyosun sorun yok hazırım ben tamamdır. Vazgeçtin
yani aman neyse ne. CANIM efendim bişey demedim ben DUYDUM”
İnsanlara çok kere şans vermek kendine yapılacak bir kötülüğe daha
kucak açmak oluyor maalesef. Defnemde bunu daha tecrübe edemediğinden Sude’yi
işe alması için Yasemin’le konuşur “ Hepimiz zaman zaman kirli oyunlar oynamak
zorunda kaldık. Ama bizi erkeklerden ayıran bir şey var biz kadınlar ikinci
şans vermeyi affetmeyi biliriz onlar kadar keskin değiliz zaten gücümüzde
buradan geliyor bence” Bu söylediklerine Sude seni çok pişman edecek
Defnecim herkesi kendin gibi bilmesen keşke. Hayat işte türlü oyunlarla
yolcularına tecrübe adı altında reçeteler sunar olmamız gereken kişi
olabilmemiz adına. Her nefes alış veriş arasında edinilen bilgiler ışığında
devam eden vadesini bilemediğimiz bir yolculuktur hayat.
Bu sefer Ömer Defne'sini çağırır çalışmak için lakin bu sefer
de Defne gitmez onun yanına kısasa kısas. Ömer’in aklı çıksın isteyen
gözlerinden yıldızlar fışkırsın çıldırsın bayılsın kendini kaybetsin diye hedef
koyan Defne Hanım mola alanına gidip kalemiyle oyun oynarken Ömer gelir “
Yapma demedim mi şunu? Anlamadım? Niye gelmedin toplantıya? Gelmedim işte
sonuçta şefim geldi. Sen oyun mu oynuyorsun benimle çalışalım diye çağırdım
seni dimi? Tamam işte madem geldik şimdi çalışalım. Geçti artık biz hallettik
şefinle. Ömer benimle çalışacaksın hem de benim odama gelip deplasmanda yani
senin odan da senin masanda değil. O kadar diyosun. Hem de kendi isteğinle er
ya da geç geliceksin. Sen ne kadar eminsin böyle. Evet eminim geliceksin” huzurlarınızda nefes kesici kararlı kendinden
ve ne istediğinden emin bir Defne Topal hamlesi. Ömer masasında Ö.İ kaleminin
sihirli etkisiyle Birol Namoğlu sesinden Muhtemel AŞK ezgileri eşliğinde Defne
Hanım'ın odasına gider.
Muhtemel aşk için
Aştım bendimi
Yolculuk nereye
Dinlemeden kendimi
Ah ah
Muhtemelen aşk
Bir anda çocuk oldum
Saklandı kederlerim
Yumdum gözlerimi
Sana açtım kendimi
Ah ah muhtemelen aşk
Ah muhtemel aşk için
Virane oldum
Bir an-ı aşk ömrüme
Divane oldu
Hiç canım acımadan
Aşık oldum sandım
Dikenlerin üstünde
Bir tebessüm yüzümde
Yazı devam ediyor..