Kiralık Aşk repliklerin büyüsü 6: Acıların içinde yoğrulan aşk

Defnem akşamki mesaj bombardımanının işe yarayıp yaramadığını anlamak için mola alanında Ömer’i beklemekteyken Ömer gelir hiç beklemediği bir yerden ve başlar şen-i muhabbet “Ayy korkma ya benim. Sinsi misin niye ordan geliyorsun? Diğer taraftan mı bekliyordun? Evet! Hayır canım ne alakası var ben bekleyeyim seni biraz nefes alayım diye çıkmıştım. Elin nasıl? İyi. Ama iyi görünmüyor? Nereye varmaya çalışıyorsun Defne söyle? Çiziyor musun? Şimdi oldu. Çiziyor musun? Seni niye ilgilendiriyor? Yarışacağımız için olabilir mi? Tamam o zaman kendi çiziminle ilgilen daha faydalı olur senin için. Söylemiyeceksin yani ben gece bin tane mesaj çektim işe yaradı mı yaramadı mı öğrenemeyeceğim öyle mi? Sence Bravo işte Ömer İplikçiye istemediği bir şeyi asla yaptıramazsınız cevap vermek istemiyorsa asla cevap vermez sende böyle karşısında salak salak kekeler durursun. Sakin sakin bağırıyorsun. Bağırmıyorum bağırıyormuşum evet bağırıyorsun niye çıkmıyorsun ki karşıma niye yarışmıyorsun ki? Bu kadar çok mu istiyorsun karşına çıkmamı? Evet Niye? Rakip olalım diye. Madem hiçbir şey olamadık bari rakip olalım diyosun doğru iyi ben bunu bi düşüneyim”  Sizi birbirinizden başkası çekmez yeminle kimse çekmez ne tuhaf bir dinamiğiniz var sizin. Önce birbirinizin sonra da bizim ayarlarımızı bozuyorsunuz ayrıca çokta komiksiniz. Alt yazı olarak dikkat bu çift ayarlarınızı bozup bağımlılık yapabilir diye kamu spotu yayınlanabilir bence.
 
Defnem gene dayanamayıp Ömer’in odasına gider “ Çizmen için ne yapmam gerekiyorsa söyle bak çekinme söyle. Ne diyorsun Defne? Ne istersen yapacağım diyorum hadi. Ne istiyorsam? Makul bir şeyse işle ilgili. Bu aralar boş vaktin çok galiba. Kafam dolu kafam düşünmekten çalışamıyorum ben sen de hiçbir şey söylemiyorsun? Ne söyleyeyim istiyorsun? Sanki söyleyeceksin, yapma Ömer ya biz ne zaman birbirimize duymak istediğimiz şeyleri söyledik ki? Haklısın. Bir dakika ya, sen şimdi bana çizip çizmediğini söyleyecek miydin? Kendi ayağıma mı sıktım yine? “ Defnem çıldıra dursun Ömer Bey'imiz bu durumdan büyük keyif alıp gülücükler atsın ne ala memleket ohh misss…
 
Yasemin’in görevlendirmesiyle (becerebilecekmiş gibi üstelik hayır demeyi gerçekten öğrenmen lazım Defnem) Ömer’in odasında çizimleri ararken odaya Ömer girer elinde 'Gurur ve Ön yargı' kitabı aklında hatıralar ile konuşmaya başlarlar “Ne yapıyorsun sen burada? Çok güzel soru. Güzel de bir cevabı vardır umarım? Çiziyor musun diye geldim? Bilgisayara baktım dolaba baktım hiç bir şey bulamadım kızdın mı ya kızma. Defne şansını fazla zorlama istersen. Kusura bakma böyle izinsiz girdim falan sende çok kapalısın. Böyle olmas ikimiz için de daha iyi. Delircem yaaa”
 
Bizim cool kralımıza iyi gelenin İz olduğunu sanınca Defnem kırmızı kapının önünde bulur kendini “Al bunları? Ne bunlar? Üff, bende sana ait hiçbir şey kalmasın istemiyorum al bunları. Defne ne yapıyorsun bunlar senin? İstemiyorum Allah Allah senin verdiğin kalemlerle çizmek istemiyorum tasarımlarımı onlarla yapmayacağım. Birbirimiz de izimiz falan kalmasın malum senin İz'in sana yetiyor anladığım kadarıyla. Defne ne yapıyorsun? Ne yapıyorum bir şey yaptığım mı var? Ne yapıcam Allah Allah ya zaten benim yaptığımın ne önemi var kale alan da yok hayret bir şey. Hayır, ben onu demiyorum şu an ne yapıyorsun? Ne yapıyorum ya ben? Kendi kahvaltını kendin hazırla asistan yok senin karşında. Bekle kahvaltı etmeyeceğim telefonumu alayım beraber çıkalım. Tamam, hayır bana bak ne bekleyeceğim ben seni gideceğim ben. Ver bilekliğimi ben sana alabilirsin dedim mi? Çocuk musun Defne? İstiyorum işte versene şunu. Cııık vermiyorum o kadar istiyorsan gel kendin al. Alırım sen benim alamayacağımı mı zannediyorsun alıyorum bak ayyy versene şunu. Al “ meşhur Ö.İ  kalemi Ömer mıknatısı Defnenin himayesine geçer. Bu ana en uygun şarkı galiba şudur BİR KÖPRÜDE KARŞILAŞMIŞ İKİ İNATÇI KEÇİ HAHAHA HAHAHA HAHAHAHAHA :D
 
Sude’ye ders vermek için Ömerim İplikçim'in zeka kıvrımları hücreleriyle bir olup iş başına geçmiştir. Masada bıraktığı sunmayacağı çizimleri Sude alıp Yasemin’e götürünce onlarda sunuma sadece bir saat kaldığını gerekçe göstererek etik olmayan bir hareketle Ömer’in sözde çizimlerini incelerler ve derin bir oh çekerler çünkü Defne'nin çizimleri de onlarla yarışacak boyuttadır.  Mola alanına gelen özgüven patlaması yaşayan Defne Ömer’ine şunları söyler çok erkenden konuştuğu için sonucu hüsrana dönüşecektir aslında “ Bütün bu olanlar yollarımızın kesişmesi her şey belki de benim olgunlaşmam büyümem ve tasarımcı olmam içindi. Aşkımız güzel bir araç oldu diyosun. Büyüdüm başıma sen geldin ve ben büyüdüm. Acaba ben sende nasıl bir iz bıraktım? Cevap yok yani. Duymak istemeye bilirsin toplantıya girmeden önce kafan karışmasın bence. Duymak istiyorum? Defne biz ne zamandan beri duymak istediklerimizi birbirimize söyledik ki? Bugün var mı bir elbise süprizi hazırlıklı olayım o yüzden söylüyorum. Hayır yok bugün tasarımlarımla varım bundan sonra da öyle olacak. Hareketlere bak hadi bakalım”  Konkur toplantısı gerçekleşir kazanan ışığı parlayan junior tasarımcı Defne Topal'a karşı tasarımın denince akla gelen ilk simlerden biri olan yurt dışındaki sanatçılardan bile daha iyi olan Ömer İplikçi'dir. Defne'nin hesabı sorulmuş tüm şirket Sude’nin yaptıklarını öğrenmiştir.

Yazı devam ediyor..
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER