Kiralık Aşk repliklerin büyüsü 6: Acıların içinde yoğrulan aşk

Çarpık evrenin DEFÖM’le bu kadar içli dışlı olmasının hiç lüzumu yokken kendine görev edinmiş hali takdire şayan aslında kuralları koyana sevgim ve saygım sonsuz olduğundan susuyorum. Malum kendisinin dehasına hayranım. Ömer Defne'sinin odasına gelir kapıyı kapatır ve replikler başlar “İşte geldim. Evet Bunun ne demek olduğunu biliyor musun? Evet Sen ciddi misin? Gayet ciddiyim. Bak buradan dönüş yok ama? Sen dönmezsen” romantizmin dorukları yaşanırken evren gereği kapı çalınır Sude İplikçi damdan düşer gibi gelir konar DEFÖM AŞKININ tam orta yerine. Havada esen sevda rüzgarlarına kapılmaya başlamışken havada asılı kalma hali devam eder. Ö.İ  kalemi öksüz kalır.
 
Sinan ile Yasemin iki inatçı keçi arasında ikna için mekik dokurken tarafsız bölgede çalışma fikrini kabul ettirirler. Bir asansörde karşılaşmış iki inatçı keçi devamı cafeye uzanan konuşmalarına başlarlar fonda onlara eşlik eden şarkı KİMSE BİLMEZ'dir “ Oooooo Defne Hanım Ne var ne bişey mi oldu? Nasılsınız Ömer Bey iyisiniz inşallah? Şahane gelin gelin buyurun. Tabi tabi buyuralım. Demek aranız iyi Sudeyle yani  Evet İzle de Yasemin Hanımla da biz kadınlar gayet iyi anlaşıyoruz. Hatta bence dünyayı biz yönetmeliyiz çok fazla söz hakkı verdik yani size bence. Daha toleranslıyız, özveriliyiz, meselelere daha ince bakabiliyoruz yani her açıdan sizden üstünüz. Haklısın Haklıyım tabii. Ben biraz çalıştım ne diyosun ne düşünüyorsun anlat. Tamam çalışırız üstüne. Beğenmedin Yok canım niye beğenmeyeyim. Beğenmedin neyini beğenmedin ben anlamadın sorun ne Ömer söyle ne söyleyeceksen çocuk değilim kaldırabilirim? Çocuksun Efendim Yani bu çizdiklerinden öyle görünüyor. Biraz korkak çekingen Korkak Evet korkak böyle bi cüret edemiyorsun utangaç gibisin kabuğunu kıramıyorsun bir türlü sanki”  duyduklarından hiç hoşnut olmayan Defnem çizimlerini alıp gider. Kalp kendini sevenin huyuna çekermiş misali eleştiriye tahammülü biraz az galiba.
 
Yasemin'in yeni planıyla birbirlerini hiç tanımıyormuş gibi yapmaya karar verirler Defne ve Ömer. Kırmızı kapıyı Defne’nin çalmasıyla mutluluk dolu anlar başlamış olur “Merhaba ben Defne Ömer girmez misiniz? Eviniz de güzelmiş. Teşekkür ederim. Siz mi dekore ettiniz çok şık da? Evet tasarımcı olunca öyle bu ne bunu siz yazmadınız herhalde. Yok artık gerçekten mi? Ne gerçekten mi Ömer Bey? Eski asistanımın. Nasıldı bari iyi biri miydi iyi bir asistan mıydı? Eh yani Ne? Tabii sonuçta iyi bir asistan bulmak kolay değil herkese de hemen güven olmuyor. Sevgilim oldu zamanla aşık olduk birbirimize. Ne güzel şanslısınız aşk güzel şey. Sizin de başınıza geldi galiba? Biz şimdi size dönelim nasıl hala birlikte misiniz? Değiliz aslında evlenme noktasına kadar geldik hayatlarımızı birleştirecektik ama işte o benden uzaklaşmak istedi uzaklaştı yani. Sen dedin güvenmiyorum diye güvenmiyorum Defne dedin şans vermedin sabretmedin kestirip attın napsaydım ben neyse Ömer Bey çalışalım. Odama geçelim lütfen” ay’ın çekim kuvvetinden sonra en etkili çekim gücü DEFÖM’ÜN çekim kuvvetidir galiba. Aralarındaki göz göze etkileşimin gücü dünyayı aydınlatır cinsten yakın temasla çalışamayacaklarına karar verince “Bahçeye çıkalım. Çıkalım bahçeye çıkalım. Ohhh be temiz hava iyi geldi. Tabi temiz hava iyi gelir. Siz pek çıkmıyorsunuz herhalde işi bırakıp. Yok yok ben ara vermeyi pek sevmem. Ne güzel benim çok çabucak kafam dağılabiliyor hop orda hop burda. Onu anladık canım. Nasıl? Ruh haliniz diyorum değişken yani dışarıdan öyle anaşılıyor. Yoo hiç öyle değilimdir gayet mülayım sakin huzurlu bir insanımdır en azından öyleydi eskiden. Noldu da şimdi böyle oldu? AŞIK OLDUM MEĞER AŞK İNSAN ÖMRÜNDE BİR MİLADMIŞ bir kere yaşayan bir daha eski haline dönemiyormuş. İstiyor muyuz acaba başımıza gelmeden önceki gibi olmayı? Bilmem ben yine de istemiyorum tekrar tekrar gözümün önüne gelen anlar bana yaşadığımı hissettiren hatıralar. İyi ki yaşamışım diyosunuz yani? Sen demiyor musun? Ben bir kahve yapayım. Golf mü oynuyorsunuz burda? Bazen işte oynar mısınız? Eee bilmiyorum ama öğrenmek isterim mesela şimdi. Şimdi sorun olmasın! Allah Allah niye sorun olsun çocuk muyuz? Peki o zaman malum sopasız olmuyor. Tutar mısınız? Sen emin misin hala öğrenmek istediğine? Evet işte gördün mü yaptım işte yaptım başardım versene sopayı ben kendi başıma deneyeceğim hatta kapışalım mı? (Ömer’in kucağına fırlayıp sarılan bir adet Defne Topal bırakıyorum buraya)  Gülme vurdum sandım vuramamışım kırk saat top arattın bana. Topa seslendin Defne. Olabilir demek kendimi kaybettiysem bir kerede kendini rezil etme dimi. Siz üşüdünüz mü? Evet biraz. Sıcak çikolata sevmez misiniz? Yoo çok severim o zaman olur yapalım. Siz hakkatten anlıyorsunuz bu işten”
 
Gerçekleşme ihtimali zaman meselesi olan bir rüya da Defnem görür “ Acaba diyorum küçük bir eve mi geçsek? Hani seviyordun burayı. Seviyorum bir sürü anımız var sonuçta ama ne bileyim yeni bir ev yeni bir başlangıç. Sen nasıl mutlu olacaksan Teknede mutfaktan sen sorumlusun o zaman. Tekne mi?  Yazı teknede geçiririz gezeriz koy koy Ege kıyılarını sıkılırsak Yunan adalarına gideriz belki İtalya İkimiz mi sadece? Sadece ikimiz. Belki de üçümüz” geceki Ömer aşkının etkisi altında gördüğü rüyası elbet bir gün gerçekleşir.
 
MAĞLUBİYETTİR AŞK; BİR SELAMINA BİLE YENİLİRSİN demiş Sezen Aksu. Zamansız aşkların evrimi yavaş yavaş yaşanırken İz ile Ömer’in yaptığı grafitiyi gören Defnemin asfalyaları atar ve İsoyla konuşur “Yasemin'le noldunuz? İpe sapa gelmez laflar benimde bir ruhum var Defo. Yokmuş gibi mi davrandı? Ben aşkta her şey mübah diye düşünen bir adamım öyle gurur falan yapmam kendimi tutuğumdan değil de aptalca buluyorum ben. Ama bi arabanın 200 km yaptığını görürsem de o arabanın 200 km yaptığını biliyorumdur. Bunu yapan bir daha yapar diyosun? Aynen öyle diyorum. Haklısın İso ama böyle de hayat geçmez ki kesin yargılarla prensiplerle olmaz yani Aşk için eğilip bükülmen lazım. Daha da Gerekiyorsa evet Sen o duvardaki resme çok mu takıldın? Gıcık oldum gıcık yaptı bende. Aklıma bişey geldi de fena yani? Bu aralar fena şeyler benim en sevdiğim”  duvarda DEFO imzalı yeni bir grafiti itinayla yapılır. Bu arada Defne ile Nihan’ın önce kavgaya varan sonra vıcık vıcık sevgi kelebeği hallerini izlerken bir kez daha hayran kaldım ELÇİN SANGU oyunculuğuna minnoş olmak başka bir yetenek tabiî ki de.
 
Defne ve Ömer Sinan ile Yasemin işbirliğiyle Sinan’ın evinde çalışmak için kilitli kalırlar. Körün aradığı bir göz Allah verdi iki göz misali çalışmaya başlarlar. Gene Kimse Bilmez eşliğinde muazzam bir sanat eseri ortaya çıkarırlar. İkisinin ışığından yükselen ve etrafa pare pare yayılan ışıltı galaksiler ötesinden bile görülebilir şekilde olduğundan ayrı ayrı ışıldayan ama birlikteyken kuyruklu yıldızın ihtişamına bürünen bir çifttir DEFÖM “Her fırsatta dışarıdasın. Seviyorum gökyüzüne bakmayı. Ne görüyorsun acaba orda benim görmediğim. Söylemeyeyim şimdi sürprizi bozulmasın belki ilerde sende görürsün” Ömer Defne'yi evine bırakır ve 28. bölümün finali antika sandıklarda saklanacak kadar kıymetli anların sebebi olur “Sağol her şeye rağmen böyle olabildiğimiz için. Defne ben böyle olmak istemiyorum? Nasıl? Böyle işte iki iş arkadaşı gibi Ama bugün çok iyidik dimi? Sorunda bu ya Defne biz iyiyiz çok iyiyiz birlikteyken şahaneyiz ama olamıyoruz bir türlü. Bir yaklaşıyorsun oyunlar oynuyorsun masaya o kalemi bırakman hediyelerin sonra bir anda hiç bi şey olmamış gibi ben anlamıyorum hakkaten. Ben de hiç sevmiyorum bu hallerimi çok kızıyorum kendime. Defne ne oluyor? Ben gideyim. Dur konuşalım ağlama da yapmayalım artık bunu birbirimize. Uzak durmaya çalışalım o zaman zaten güvenmiyorsun da bana? Güvenmek istiyorum iyi olalım istiyorum artık şu gelgitler bitsin yaşayalım biz beraber olmayı hak ediyoruz mutlu olmayı aramızdaki engel neyse söyle bana sorun neyse çözelim birlikte hadi konuş söyle”

Yazı devam ediyor..
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER