* Psikolojimin şarjı bitti
Peş peşe izlememin de katkısıyla bir noktada psikolojimin şarjını tükettiğimi fark ettim. Hele son üç bölümde daralmaya da başladım artık; "Kız gidiyor :(" moduna giriverdim. Tebriklerimi gönderiyorum.
Dizinin ağır olduğunu düşünmeyin, konumuz o değil. Özellikle ikinci yarının psikolojik derinliği daha iyi olmuş. Başlarda komik veya basit gelen bazı şeyler gün geçtikçe haliyle ciddiye biniyor ve Hannah'yı bir finale hazırlıyor. Günümüzü ve geçmişi iç içe sokarak kasetlerde anlatılanları resmetmeyi, Clay’in duygu değişiminlerini iyi vermişler.
Ama yıllardır Pretty Little Liars izleyen bir insan olarak gayet beğensem de herkesin beğeneceği konusundan pek emin değilim, söylemiş olayım. Ergen draması seven, dizinin konusunu bilip de izlemek isteyen varsa onu tatmin eder herhalde. Çabuk cevap almaktan ziyade parça parça yerine yerleşen bir puzzle misali işliyor her şey. Birçok açısı var yaşananların. Bir kasette bahsi geçen kişinin yaptığı başka bir şey, odak noktası o olmasa bile başka kasette ortaya çıkabiliyor mesela.
* Kitabından fazlası var
Kitabını okuduğum için istemsizce karşılaştırmadan edemedim tabii ki. Diyeceğim o ki kitabın hakkını vermişler ama elbette değişiklikler veya fazlalıklar da vardı.
Kitapta Clay’in dış dünyayla neredeyse iletişimi yok sayılır. Sessiz bir şekilde, insanlarla pek bağlantı kurmadan ve kasetlerde bahsi geçen mekanların yakınında dinliyor kasetleri. Dizide ise kasetlerde ismi geçen kişiler iletişim halinde ve Clay'den öncekiler olanlar ortaya çıkmasın diye ittifak içindeler. Dizide kasetlerin kopyasına sahip olan kişi normalden erken çıkıyor ortaya; Hannah'nın ailesi ihmalkarlıktan okulu dava etmiş durumda ve bu da bölümlerde kendince bir ağırlığa sahip.

Normalde böyle durumlar yok kitapta. Nasıl olacağını fragmanından dolayı bildiğimden ne izleyeceğimin farkındaydım tabii ki, sadece arada şaşırmadan edemedim. Örneğin ikinci ve üçüncü kasetlerin yeri dizide değişikti, dokuzuncuyu da son iki kasetten hemen önceye almışlar. Ama kurguyu da öyle güzel ayarlamışlar ki ortada herhangi bir sorun bulunmuyor.
Böyle bir durum var işte.
* İkinci sezon?
Kitabın devamı yok, zaten kız da gitti... Üstelik kitabın finaliyle oldu. Finalin temposunu da iyi ayarlamışlar ve Selena Gomez'den Only You kullanmaları hoşuma gitti mesela. Şu an için üstümde sonu açık kalmış gibi bir intiba da yok.
-Ama- dün akşam biraz sağı solu da karıştırdım, devam etmezlerse sorun değil eğer edeceklerse de ortada malzeme var bir durumun içindeyiz. Kasetlerin ardından karakterlerin değişen hayatı anlatılabilir gibi duruyor, zaten Netflix de diziye mini değil de birinci sezon muamelesi yapıyor-muş. Şahsen kesinlikle itiraz etmem.
O zaman geçmişler olsun efenim, benim
13 Reasons Why tavsiye olmakla birlikte hakkında diyeceklerim bu kadar. Mutluyken değil de daha normal bir psikolojide izleyiverin bu diziyi.