Ahmet Mümtaz Taylan ve babalık...

Ahmet Mümtaz Taylan, benim için en çok ‘baba’dır… Babalığın otoritesi, şefkati gizlidir evladının saçını okşayan ellerinde, hüzünlü gözlerinde.

Leyla ile Mecnun’un fedakar, koca yürekli İskender’idir… İskender Çınar’a destan yazılır. Sadece evladının değil, elinin değebildiği herkesin yanında oluşuyla gözleri doldurur; “Baba beni göm buraya!” repliğinin arkasından verdiği belli belirsiz tepkiye hayran olunur. Öyle sahneleri vardır ki, babalığın incelikleri zincir olur sarılır dört bir yanıma.

Zaman zaman denk geldiğim, uzun uzadıya izlemediğim Güzel Köylü’de, köyün girişindeki tabelanın başında oğluyla olan sahnesi mıh gibi kazınmıştır aklıma.

Bayram Bey’in yorgun gözlerinde, evlatlarının arkasından gururla dile getirdiği hislerinde babalığın izleri vardır. Yükselen seslerin, kırılan kalplerin hemen arkasından gelen sahneler hüzün kokar.

Diyorum ya; en çok babadır Ahmet Mümtaz Taylan. Koşup sarılmak, omzuna yaslanıp gözyaşı dökmek, derdini anlatmak istediğin…

Bayram Bey'e kızmaya kalktığımız her anda kızamayışımızın sebebi de şefkatinde gizlidir.

Ahmet Mümtaz Taylan’a dair yazacak ne çok şey var. Ama biliyorum hep bir şeyler eksik kalacak ve kısacık zaman dilimleri geçtikçe bile yeni şeyler yer bulacak hafızamda. Elinin değdiği, ruhunu kattığı, ses verdiği her şey için bin teşekkür. Allah Ahmet Mümtaz Taylan’ı başımızdan eksik etmesin; sesi kulaklarımızdan, bakışları zihnimizden hiç silinmesin…
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER