Kiralık Aşk: Repliklerin büyüsü 4

17. bölüme gelince Sinyor İplikçi içkiyi fazla kaçırarak Defne'yi çizerken çalan kapıya bakar ve gelen İz’e fazla samimi davranır ama son anda Defne değil de İz olduğunu fark edince İz’i oteline geri gönderir. Bu İz de fazla cesur neyin ispatı bu tavır küratör hanım o adam artık sahipli. Anlaman biraz zaman alsa da onlar bir atan iki kalp ve kimse aralarındaki uyumu ahengi ve ruh birliğini olumsuz etkileyemez. Sabah Defne eve geldiğinde Ömer’i kahvaltı hazırlarken bulur "Aaaa Ömer Bey ben hazırlardım siz niye kalkıştınız ki böyle bir şeye. Neredeydin dün Sinan izin alıp çıktığını söyledi? Evet baktım iyileşemiyorum çıkmak zorunda kaldım. Sizde üretimden dönmeyince bende Sinan Bey'le konuştum. Nasıl oldun iyileşebildin mi? Eh fena değil sağolun. Defne biz dün Tamam bana açıklama yapmak zorunda değilsiniz canım yanıyor bu iyi değil o yüzden konuşmayalım bunu. Ne söyleyeceğim duymak istemiyor musun? İstemiyorum zaten hiç biride doğru çıkmıyor. Bak dün tamam bırakalım konuşmayalım. Peki konuşmayalım. Çizim nasıl gidiyor? Ben evdeyken epey çalıştım görmen lazımdı bi hırs yaptım bi hırs yaptım bu sonuncusu oldu gibi taktım ama sabah üç falandı yani. Hiç fena değil. Nasıl hiç fena değil ya benim göbeğim çatladı bunu çizene kadar. Kalemini ver” çizim dersi devam ederken Ömer’in aklına geceki Defne'nin hayali gelir ve kaçarcasına arabaya giderler. Arabada geçen konuşmalar şöyledir “ İstersen akşamları ben çalıştırabilirim seni bu aralar programım müsait. Emin misiniz? Yani akşamları müsait olduğunuza emim misiniz? Ben sizi rahatsız etmek istemem. Gerçekten rahatsız olacağımı mı düşünüyorsun Defne gerçekten mi? Şükrü İz’i alalım otelden. Alırız tabii Ömer Bey dün gece sizi bıraktığım yerden mi? Evet hayır orası da amannn kime ne anlatıyorsam aç Şükrü aç?”  muamma dolu bir an daha akşam Ömer İz’e mi gitti?  Derin derin nefes almak değil mi Ömer Bey neler oluyor sana o sarsılmaz kişiliğine bir ayar versen mi diyorum? Arabaya binen İz ile Defne arasında yüksek gerilim hattı olduğu için şu konuşma can bulur “Biz tanışmadık İz Defne bu da Şükrü abi Ömer Bey'in şöförü olur bende asistanıyım yani biz Ömer Bey'in çalışanları oluyoruz”
 
Benim için bu bölümün en özel ve en etkileyici sahnesine gelir sıra Sinan ve İz odadayken Ömer  Defne’yi çağırır odasına BENİMLE GEL GÜLÜMSE GEL HAYAT BAZEN ZOR OLSA DA YİNE GÜZEL şarkısı eşliğinde artık iki bedende birbirlerini tamamlayan tek bir ruh olduklarının ispatı olan hareketler ŞAHANE haliyle bize sunulur. Her hareketleri birbirlerini eksiksiz tam bir uyumla tamamlasın diye birbirleri için yaratılmış bir puzzlın parçası gibi yerlerini ebediyen bulan iki ruhun tek bir ruha dönüşmesi halinin görsel şöleni kucaklar biz DEFÖM AŞKININ MEFTUNU OLMUŞ KİRALIK AŞK SEVENLERİ. Neticede İz bile fark eder bu iki delice aşık ruhun seramoniye dönüşen uyum dansını. 1dk 12sn süren bu dans DEFÖM AŞKININ var olduğunu İz ve Sinan’la birlikte bizlere de anlatır  “Bu ne ya karı koca gibi maşallah.” diyerek.
 
Sinan Deniz onlarla koleksiyonu paylaştığı için ısrarcı olarak teklifini kabul etmeleri için Ömer’le aralarında şiddetli bir tartışma yaşanır. Sinan bana göre burada Ömer’e Defne yüzünden duyduğu öfkeyi kusmuştur aslında bilinçaltı nede olsa gizli kayıt cihazı.
 
Defne Ömer’in resmini çizerken odaya giren Ömer’le birlikte çizim dersine devam ederler. Aralarında şöyle konuşurlar "Bunu neden yapıyorsun bana sinirli değil misin? İçinden bana bağırıp çağırmak gelmiyor mu? Ben olsam Sana bir yanım hala kızgın çok kırdın beni Defne ama işte başka bir şey de gelmiyor elimden” Ömer’in aklına VURGUN YEMİŞ MİSALİ TUTULDUM AŞKA CİĞERİMDEN YANIYORUM BU DEFA BAŞKA şarkısı eşliğinde geceki Defne hayali canlanır ve onun yanından ayrılıp odasına gider. Defne anlamasa da Ömer’e ne olduğunu Ömer’in içi gibi onun içi de yanmakta ve hatta kavrulmaktadır. Anka kuşu misali yandım yandım piştim ve tekrar doğmayı bekliyorum halleridir ikisini birbirinden ayıran. Tekrar doğana kadar geçecek sürede yanmaktan ve kavrulmaktan başka çareleri yok maalesef.
 
Koray Ömer’in odasına gelir ve bilgi verir “23dk sonra burada reklam toplantısı var unutma. Ömüş esmerlerin şahı bana bak boncuk gözlüm. Ne var Koray. Iyyyy senin yüreğin elemle dolmuş. Bir şey sorucam bu ŞAHANE kadını nerden buldun anlatsana biraz bana. Anlatayım sor söyleyeyim (Ömüşün kara gözleri Defnesine dalar) Demek ŞAHANE bir kadın öyle mi düşünüyorsun? Aaa öyle düşünmeyeni kuyulara atarlar inşallah. Ben hayatımda böyle güzellik (Sinyor İplikçinin gözleri Defnesine kilitlenmiş durumdadır) böyle doğal bir enerji böyle biri daha görmedim. O kadar yani bide sen söylüyorsun bunu öyle mi? Aaaa herhalde bide ismi de İz yani. Haaa sen İz’i diyorsun” Ömer Defne sanarken karşısına İz çıkar HAYALLER HAYATLAR Ömüşüm çarpık evren kuralları gereği alışsan iyi olacak daha çok uzun bir çarpık evren yolumuz var.
 
Hulusi dede Nöro'ya tavsiyede bulunur Necmi ile ilgili yaşadıkları için “Güneş üzülürmüş çok yakarım diye dünya üzülürmüş yakanım yok diye olur böyle şeyler aynı hayatı paylaşacaksınız döner gelir evlilik kırk kere yutkunmak bir kere adım atmaktır geriye. Su akar yatağını bulur” Su akar yatağını bulur bizim masalımızın en sık tekrarlanan bolca subliminal mesaj içeren repliğidir. Hep dediğim gibi bizim masalımızın kahramanlarının iyi duygu dolu bir özelliği var. İstisnasız her karakter mutlaka iyi bir duruma sebebiyet verir.
 
Ömer İz’den AŞK VE GURUR kitabını ister ve İz kitabı ona geri verirken Defne gelir “Al bakalım amma kıymetliymiş ben seni hiçbir kitabın peşinden koşarken görmemiştim. Söyle Defne. Ayyy bide inceliyor deli olucam. Merak etme iyi baktım kitabına. Bide kaybetsem herhalde kavga edicez senle. Ee şey imza. Önemli birinden yani kitap (Kenarda kıkır kıkır gülen bir adet Defne resmi çiziyorum buraya hayal etmek size kalsın.) Ha anladım gizem diyorsun çözeriz bir ara. Başka gülümseyen Defne’den Daha ne olsun yani şey öyle bir şey yok çıktım ben” Defne bulutların üstünde astral seyahate çıkmışken Ömer Bey'imiz de Defne'sinin kokusunu içine çeker gibi derinden kitabını koklar.
 
Aymaz akıllı Serdar aymalara doyamayıp Defnenin 200 bin sorunsalını öğrenmek için İso’ya sorar ama İso “ Bana emanet edilen söze ihanet edemem Serdarcım” diyerek söylemez.
 
Necmi tüm şirketi toplantı için cafeye götürür. Toplantının fikir paylaşımcısı olan İz’in sunumuna herkes bayılır. Defne kıskançlık atmosferinde gezerken Ömer İz’e “ Ne diyebilirim ki şahanesin” der ve Defnesine bakar. Partiye gitmeyeceğini söyleyen Necmi Defne ile konuşur” Gitmeyecek misiniz partiye hani kızınızın partisi ya? Defne sen Neriman’ı tanımıyormuşsun gibi konuşuyorsun elbette ki gitmeyeceğim? Önce ortalığı yaygaraya verdi şimdi şirketi bahane ederek beni oraya getirtmeye çalışıyor hep Neriman numaraları. Nasıl yani bütün bu şeyi sizi partiye getirebilmek için mi yapıyor? Elbette gel de çıldırma gel de delirme Gel de affetme bu sevgiliyi yani bir insan bir insan için ancak bu kadar uğraşır. Anlamadım nasıl? Siz söylediniz her şeyi sizi geri kazanmak için yapıyor. Peki sence bu kötü bir şey değil mi? Kötü ama iyi niyetli diyelim bence bunu bir düşünün” İşte birinin hayatına daha değdi ve o hayat yeniden iyilikle değişti. Bu Defne Topal’ın en belirgin müthiş bir özelliği dokunduğu hayatları değiştirme gücüne sahip bir külkedisi Defne Topal. Defne kime dokunursa kime o sihirli değneği olan kalbini anlatırsa o mutlaka farklı bir yöne doğru değişiyor. Herkesin deniz feneri olan Defnecik değdiği hayatlara baharın düşen cemreleri gibi can veriyor ruhlara çiçek açtırıyor.
 
Sinan’la Ömer hala tartışmaya devam ederken Defne ve Necmi odaya girer ve İz kapının arkasına yaptığı Ömer resmini Defne’nin OHA sı eşliğinde herkes görür. Sinan’ın yanında onu haklı bulan Necmi ve İz vardır. Ustasından sonra hayatında düşüncesine en çok önem verdiği Defne’sine sorar “Defne Efendim Ömer bey. Sen ne diyorsun? Yani bana düşmez Haksız mıyım sence? Yani inat mı ediyorum? Tamam kağıt üstünde Sinan haklı ama içime sinmeyen bir şeyler var. İçinize sinmeyen o şey sonra karşınıza çıkar da canınızı sıkar diye korkuyorsunuz. Ama kimseye anlatamıyorum işte. Sezgi dediğimiz o kadar da boş bir şey değildir bence. Tecrübeden süzülmüş akıldır derler. Yani bence sezgilerinize güvenmelisiniz. Fikrinde ısrar et diyorsun. Şimdi ben sizi yanıltmak istemem ama yani HERKES AYNI YÖNE DOĞRU GİDİYOR DİYE O YÖN DOĞRU OLACAK DİYE BİR ŞEY YOK benim baktığım taraftan siz haklı görünüyorsunuz. Taraflı bakıyor olabilir misin? Taraflı bakıyor olsam İz Hanımın sevgilisinden yana olmazdım. Sen de gel” Kusuruma bakma ama Ömer Beycim sen bu golü hak ettin aferin Defneme. Tecrübeden süzülen akıldır sezgi ile herkes aynı yöne gidiyor diye o yön doğru olacak diye bir şey yok repliği muazzam bir hayata dair detay. Meriç Acem ne denir ki aklınla ruhunla öngörünle gözlemlerinle ve kelimelerinle bin yaşa.
 
Defne odasında kendi kendine söylenirken “Eşşek kadar çizmiş hem de kapının arkasına çüş insan da utanma sıkılma bir şey olur cesarete bak. Hayret bir şey ohaaa bende zavallı burada garibim bırak kızım ya sen neredesin o nerede” Gene bir asansör içinde DEFÖM atışması yaşanır “ Bana geliyorsun dimi? O nerden çıktı. Ders hani. Ben vazgeçtim. Vazgeçtim. Evet fazla gelecek bana bu az önce daha da iyi anladım. Sen ne kadar kolay vazgeçiyorsun öyle her şeyden? Bence vazgeçme en azından bu sefer. Gel bana istersen ordan Sude’nin partisine gideriz. Siz İz Hanımla Hayır İz’le gitmeyeceğim. İz hanımla gitmemeniz onun partiye gitmeyeceği anlamına gelmiyor herhalde. Gelmiyor. Eee gelicek o zaman. Evet Defne gelicek”
 
Yasemin kış kreasyonunu elinde tutarken Deniz gelir ve koleksiyonu ona vermez. Kararını sen düz olursan yolunda dümdüz olur hakkını kullanır iso sayesinde.
 
Defne ve Ömer eve gelir aralarındaki kimyasal fiziksel elektrik birkaç şehri aydınlatacak boyuta ulaşmıştır “Yeteneğin var ziyan etmeyelim bence. Yetenek taraflı bakıyor olmayasınız? Taraflı baksam hiç yoktan çekip giden birine ders çalıştırmazdım Defne”  Bu kez de Ömer vurdu ve gol oldu Defnecim.
 
Neriman artık harabeye dönmüş ve eksik halinin kederi yüzünden mücadeleyi bırakmışken Sude gelip annesin hazırlayıp partiye gitmeye ikna eder. Sinan Sude’den aldığı yanlış özgüven patlaması nedeniyle Deniz’e elleriyle koleksiyonu hediye eder. İyi düşünmeden yapılan bu hareket büyük pişmanlıklara ve zor seçeneklere sebep olacaktır.
 
Çizim dersi devam ederken benim acıkan çiftim başlar yemek muhabbetine her anları çetrefil her anları atraksiyon “Acıktın mı? Biraz. Aç karnına çalışılmaz yemek söyleyelim ne istersin söyle. Yani ben aslında bir şeyler hazırlarımda Eeee mutfak orda göster marifetini. Ama tabi bir de şey bakmak lazım ne malzeme var ne malzeme yok. Valla şuan bence acıktım hiç anlamam öyle iddalı iddalı konuştun aç kalırsak yakarım. Ama yani bu baskıyla da mutfağa girilmez söyleyeyim de?” Geç kaldıkları için partiye gitmeye karar verirler yolda Ömer İplikçi giyotini yola fırlatır atar. Aklı başında olmadığından yerlere çöp atılmaz kamu spotunu bir kereye mahsus unutalım. Onlardan sonra partiye İz’de gelir ve Defne'nin suratı asılır. Kaşlar çatık bir şekilde Necmi’de partiye dahil olur. Kendisini Defne'nin ikna ettiğini söyler Neriman'la birlikte herkese. İçinden gelen doğruları hep yapmaya kendi olmaya devam edecektir caaanım Defnem. Ömer bir kez daha hayran olarak Defne'sine bakar ve aklından BU KIZ SAHİDEN SİHİRLİ MUCİZELER YARATMA VASFINA SAHİP BİR İYİLİK PERİSİ YA DA KÜLKEDİSİ PRENSES diye geçirmiş olmalı o bakışın anlamı bence budur.
 
Yalnız başına oturan Defne'sinin yanına gelen Ömer “ Bir şeyler yedin mi? Yok iştahım kaçtı şimdi öyle kalabalık falan” yanlarına gelen İz zincirleme reaksiyonun fitilini ateşler “Ömer hep benim elinden içerdi eskiden tabii. Mesafeler uzun zamandır yapmıyorum akşam sana gidince bi deneyelim bakalım formumda mıyım? Bide şu dövmene bakalım sildirmiş misin?” Burada çok sinir olmuştum Sinyor İplikçi ye kardeşim madem niyetin yok madem kalbin Defne diye atıyor madem İz’le yol almayacaksın niye açık kapı bırakıyorsun üstelik aşık olduğun kadının burnunun dibinde. Defnem artık nasıl kalsın nasıl yutsun duyduklarını yanlarından ayrılır. Bu arada Neriman yani Nergis Kumbasar harika sesiyle başlar şarkı söylemeye Öyle uzak ki yerim uzakları aşıyor. Bütün özlediklerim benden ayrı yaşıyor ya her şeyim ya hiçim sorma dünya ne biçim bir kör düğüm ki içim çözdükçe dolaşıyor.
 
Defne İz’den aldığı darbeyle baş etmeye çalışırken Ömer gelir ve şunlar yaşanır gözleri yaşlı olarak “Defne benden mi kaçıyorsun? Yoo niye kaçayım ki? Kaçacak bir durumu var. Bak demin duydukların Bana niye açıklama yapıyorsunuz? Bence yapmayın kendinize bile itiraf edemiyorsunuz. Defne beni bir dinleyecek misin? Sanmıyorum söyleyecekleriniz çünkü beni hiç ilgilendirmiyor. Defne yapma. Yapma mı? Ben napıyorum ya? Naptım ben? Tutmuş bide gözümün önünde neyse artık konuşmayalım zaten umrumda bile değil. Bitti evet bitti sizde artık rahat olun sürekli bana kendinizi açıklayıp durmayın. Peki sen bilirsin “ Bir insana hüzün bile yakışır mı ELÇİN SANGU oyunculuğu ise o bile muhteşem yakışır. Burada ikisi de hatalı bence cesaret edemedikleri aşklarının acısını birbirlerini anlamamak için kullanıyorlar maalesef. Ömer İz’i elinden tuttuğu gibi partiden ayrılır Defne de Necminin eşyalarını toplasın diye Ömer’in evine gider. Eve varınca Defne kendiyle muhakeme yapar "Hayır niye kızıyorsun ki? Sen dedin adama umrumda değil diye naspın gitti o da o delinin elini kıskanıyorum ya deli gibi kıskanıyorum. Kıskanıyorum özlüyorum aptal Defne aptalsın çünkü aptal aptalım ben kalk Defne”  Bu arada Ömer gelir ve Defne’yi görür içkiden midir yoksa Defneye duyduğu yarım kalan aşkın ızdırabı yüzünden midir sarhoşluğu? Bilinmez ama Defne tam gitmek üzereyken onu elinden yakalar “Neden yapıyorsun bunu? Neden yapıyorsun Defne ben anlamıyorum seni? Ben ne yapıyorum ki? Hayır nasıl suçlu ben oldum anlamadım? Sen gittin basıp gittin sonra geri geldin. Biraz önce bana bitti umurumda değil diyorsun sonra eve geliyorum buradasın. Sen bana ne yapmaya çalışıyorsun ya. Ben sana hiçbir şey yapmaya çalışmıyorum tamam mı? Ben kendimi korumaya çalışıyorum tamam mı? İz’den etrafımdakilerden herkesten çıldırdım artık ya çıldırdım. Senin aşkından çıldırdım her şeyden çıldırdım uyuyamıyorum yemek yiyemiyorum artık kafam yerinde değil Ömer. Gitme kal bu gece?”
 
DOYMADIM DOYAMADIM SEVMELERE SENİ BEN                                                                           
KİMSEYİ KOYAMADIM YERİNE YENİDEN                                                                                                      
SAYMADIM SAYAMADIM SENSİZ GEÇEN YILLARI                                                                                                        
NE İNKAR NE İTİRAF BU YALNIZCA SİTEM

Yazı devam ediyor...
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER