Zülfikar’ın en sevdiğimiz
yanlarından biri de kardeşleri saydığı Taşkafa ve Sefer’le ilişkisiydi elbette.
Sefer’i kaybettikten sonra uzun süre kendine gelemedi, içindeki o boşluğu
haftalar boyu hissettik. Sema’nın delirmesinden ne kadar korktuysak bir o kadar
da Zülfikar için endişelendik zira birbirlerinin ruh eşiydi onlar. Taşkafa da
canıydı onun, Sadreddin de ama Sefer başkaydı. O gittikten sonra bambaşka bir
Zülfikar izledik ama her halini çok sevdik.

Çektiği onca acıdan sonra hiç
beklenmedik birinde, Poyraz’ın en az kendisi kadar belalı kardeşi Meltem’de
buldu mutluluğu. Her şey bittiğinde onları üçüzleri Ayşegül, Sefer ve Sema ile
görünce gururla karışık bir sevinç düştü içime. Biliyorum her şey berbattı ve
tarih sadece mutsuzları yazardı ama Zülfikar’ın mutlu olması için de çok
bekledik, çok. Dünyanın en güzel cümlelerini Zülfikar için yazan Ethem Özışık
ve haftalarca bize şahane bir Zülfikar veren Celil Nalçakan’a çok teşekkür
eder, onları en kısa sürede yeniden izlemek isterim. İyi seyirler.
*Dünyanın en güzel şiiri, en
güzel şarkısı