Bakmaya doyamadıklarımızda bu hafta: Kıvanç Tatlıtuğ

Bakmaya doyamadıklarımızda bu hafta: Kıvanç Tatlıtuğ
Kuzey Güney’in arkasından gelen Kurt Seyit ve Shura bir miktar hayal kırıklığı oldu maalesef. Bütün o şaşaalı tanıtımlara ve masalsı atmosfere rağmen oturmayan bir şeyler vardı. Kitabına da bayıldığım bir hikayeydi ama yine de beklenen büyüyü yaratmanın uzağında kaldı. Tabii Kurt Seyit rolündeki Kıvanç Tatlıtuğ yine de görsel bir şölendi açıkçası, hele de dizinin başladığı Rusya sahnelerine daha uygun bir oyuncu düşünemiyorum.



Sadece dizilerde değil, oynadığı Kelebeğin Rüyası filminde de çok sevdim Kıvanç Tatlıtuğ’u, Mert Fırat gibi şahane bir oyuncunun  yanında rol yapıp bir sahnede bile oraya ait değilmiş gibi durmaması bir yana, ilk sinema filmi Amerikalılar Karadeniz’de olan biri için bir sonraki filminin Kelebeğin Rüyası olması ve bize bu ilk filmi tamamen unutturması yadsınamaz bir başarı. Yoksul ve hasta şair Muzaffer Tayyip Uslu’yu öyle bir oynamış ki, tırnaklarını yiyişinden duruşuna kadar kanlı canlı karşımızda duruyordu sanki.  Daha çok kadın oyuncular için bir takdir vesilesidir ama onun için de söyleyebiliriz bence, onca güzelliğini hiçe sayabilmesi ileride yapacakları için de güzel bir ipucu verdi.



Şimdilerde Cesur ve Güzel’de izliyoruz onu, Tuba Büyüküstün ile birlikte insanlığımızı ve genetik mirasımızı sorgulatan bir ikili oluşturdular. Cesur Alemdaroğlu rolü ile Kıvanç Tatlıtuğ yine şahane, yine her anı katalogdan fırlamış gibi. Sühan onu her reddettiğinde kafamıza deli sorular üşüşüyor.

Diziye bol ratingler, kendimize Kıvanç Tatlıtuğ izleyebileceğimiz bol fırsatlar diliyorum. İyi seyirler.

Not: Bu yazı için görsel seçmek yaptığım en zor şeylerden biriydi, her cümlenin sonuna bir fotoğraf eklememek için kendimi zor tuttum.  

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER