Peki ama Kerim burada nerede?
Sevdiği kadının, senelerdir nelerle baş etmeye çalıştığını
öğrense dağılmaz mı? Acısına ortak olmaz mı? Sıradan bir başrol kahramanından
bahsetmiyoruz, Kerim Cevher’se söz konusu olan Hülya’nın acısı onun acısı
olacaktır. Hülya’ya dokunurken elleri titreyecek, canını acıtmaktan korkacak,
hayatına eskisi gibi devam edemeyecek. Ve bugüne kadar yaptıklarından ötürü
kendisini suçlayacak. Dibe vurmaksa mesele, en dibe vuracak!
Bir de her şeyi yanlış anlama ihtimali var tabii. Elimizde iki büyük mesela var. Cem'in tecavüzü ve Bahar'ın Hülya'nın kızı olması. Kerim, önce tecavüzü öğrenirse ne tepki vereceğini Hayat Şarkısı'nı izleyen herkes bilir. Fakat önce Bahar'ın Hülya'nın kızı olduğunu öğrenirse neler olur? Muhtemelen önce Bahar'ı öğrenecektir. Kendini aldatılmış hissedecek, koca bir yalanın içinde kaldığını düşüneccek belki. Belki de Hülya'nın sevgisinin yalan olduğunu. Ve yine mesele dibe vurmaksa bu şekilde de en dibe vuracak!
Eğer ki önce Bahar'ı öğrenirse Kerim'i Hülya'ya olan davranışlarından ötürü suçlamam. Suçlayamam zaten. Elbet Kerim, iki meseleyi de öğrenecek ve işte o zaman Kerim Cevher bulutlardan inmek zorunda kalacak.
Kerim’in hiçbir suçu yokken, Cem’in karakteriyle uzaktan
yakından alakası yokken kendini kıyaslayabilecek olması üzücü. Ve benim
tanıdığım Kerim kendini kıyaslayacak. Hani Kerim ve Hülya çatışması diyoruz ya,
her şeyi olduğu gibi öğrenen Kerim’in düşeceği durumdan şahane bir psikolojik
çatışma çıkar. Çünkü Hülya da Kerim de suçsuz ama bu mesele ikisinin de canını
tekrar tekrar yakacak. Sanmayın ki bir kere konuşacaklar, bitecek. Aynı yatağa
girdikleri her an ikisinin de zihninde canlanacak bu durum. Hülya, içine
akıtacak gözyaşlarını; belki de haykıracak Kerim’in kollarında.
HülKer, ikisinin emekleriyle değil Hülya’nın emekleriyle var
oldu. İkinci sezonun ilk bölümünde Hülya’nın da söylediği gibi HülKer’i Hülya
var etti. Ama Kerim de çok değişti bu süreçte. Aşk, Hülya ve Mehmet değiştirdi
Kerim’i. Eski alabildiğine bencil adam gitti yerine daha düşünceli bir adam geldi. Ego mu?
Evet egosu hala yerli yerinde duruyor. Ve aralarındaki tek problem de Kerim’in
egoları, farkındayım.
Kerim Cevher, ailenin prensi, veliahtı, gözbebeği. Hep
şımartılarak, “Canım oğlum, paşa oğlum.” denilerek büyütülmüş. Bugün Hülya’nın
büyüttüğü Mehmet de büyüdüğünde Kerim’den başka biri olmayacak. Cevher Ailesi
güçlü bir aile, çocuklarının her türlü imkanı var, sevgileri de gani gani. O
sebeple ego meselesine çok fazla takılmıyorum. Doğanın kanunu gibi bir şey.
Düğme sağsalim doğarsa Düğme de farklı olmayacak çünkü. Hani ego olmasa anormal
olurdu gibi geliyor bana.
Yakın geçmişe baktığımda Kerim’in hata yaptığını
söyleyebileceğim tek bir şey var; o da Melisa. Onda da tipik Kerim Cevher
özellikleri devreye giriyor. Birincisi elbette ki ego. İkincisi de “Aman kızı
işinden etmeyelim.” düşüncesi. Melisa tarafından beğenilmek Kerim’in hoşuna
gidiyor ama kendi de baba baskısını çok iyi bildiğinden Melisa’yı da mağdur
etmek istemiyor. Biliyor ki Melisa okuldaki işinden olursa hayallerinden de
olacak.
Kerim Cevher, kimsenin düzeni bozulmasın, kimsenin umudu
kırılmasın diye düşünen bir adam. Geçmişinde Aylin meselesi gibi bir örnek
olmasına rağmen Melisa’yı kendinden uzak tutamaması hep bu yüzden. Sanıyor ki,
Hülya’dan, çocuklarından bahsederse Melisa geriye çekilir. Ama hayatı bulutların
üzerinden izlediği gibi kadınları da tanımıyor. Aslında Kerim’in doğru düzgün
tanıdığı tek kadın Hülya. Onu bile tam anlamıyla tanımıyor ya, hoş.
Hayata karşı bakışı, günden güne olgunlaşıyor oluşu,
babalığının güzelliğiyle Kerim Cevher, Hayat Şarkısı'nın en güzel karakterlerinden
biri. Bulutların üzerinden gerçek dünyaya inişi ne kadar sert olursa o kadar
kırılacak kalbi. Ve o kadar da kıracak çevresindekileri, en çok da Hülya’yı,
sevdiğini… Halbuki kocaman yüreğiyle Hülya’nın yaralarını en iyi Kerim sarabilir.
Tecavüzün bir kadının yüreğinde bıraktığı acıyı en iyi Kerim çekip alır.
İstiyorum ki Hülya’yı çekip alsın, bulutların üzerine çıkarsın. İyileştirsin,
sarsın, sarmalasın. Hülya’nın kabuslarını pembe rüyalara, korkudan dökülen
gözyaşlarını mutluluk sarhoşluğuna çevirsin.
Bulutların üzerindeki Cevher prensi, güzel yürekli adam,
Kerim… Sen o naif yüreğinde öyle büyük bir güç taşıyorsun ki, inanıyorum HülKer
bu sefer senin ellerinde yükselecek. Birlikte bir bulutun üzerine binecek ve
birbirinize hiç ayrılmayacakmışçasına sarılacaksınız…