Kullanılan her şeyin trend olması
Bihter çizmeleri, Bihter kokusu,
Bihter'in kırık fönü, Behlül'ün giydiği tshirtler, Behlül
yüzüğü ve daha niceleri.. İşte bu konuyu yadsıyamayız,
ülkenin dört bir yanında da moda akımı oluşturdu Aşk-ı Memnu.
Sanırım ilk defa bir dizide kullanılan her türlü ürün bu kadar
trend oldu, sponsorların, reklamların haddi hesabı yoktu. Her
şeyden önemlisi; Nebahat Çehre gibi bir ikonun şıklığını,
zarafetini her defasında gözümüze soktu. ''Rahat bir şeyler
giyeceğim.'' deyip adeta podyumdaymışcasına başka bir abiye
elbiseyle salona dönmeleri de akılda kalan detaylardan.
Bir yandan da piyano çalan ve Fransız
kültürü ile büyümüş erkeklere dakikasında tav olmamızı
sağlayan diziydi. Galata Kulemizin pabucunu dama attığımız
yetmiyormuş gibi, Behlül'ün Eyfel Kulesi tablosunu beş liraya
almayanı dövüyorlardı.
Peki ya, hala sevgilisiyle Behlül'ün
taş evine ve Bihter'i götürdüğü mantıcıya gitmeyen var mı?