Poyraz Karayel: Kelimelere gerekli özeni göstermiyoruz

Bu kadar acıyı biriktirseydin kendine Fikirtepe’den iki dönüm arsa alırdın be Ayşegül.
Bahri ve Ayşegül’ün bahçede yaptıkları konuşma çok güzeldi. Bahri, Poyraz’ın döndüğünü bildiğini söyleyince, Ayşegül sonunda bunu biriyle konuşabileceği için gülümsedi sanki. Bir yandan kimse duymasın diye kısık sesle konuşuyor, bir yandan da mutluluğunu paylaşacak birini bulduğu için kendisine hakim olamıyordu. O kadar kızgındı ki o zamana kadar, Poyraz’ın yaşadığına sevinmeyi atlamıştı. Babasıyla konuşurken bir an sevincine yenik düştü. İçten içe de bir gün erken gelmediği için sinirliymiş meğer Poyraz’a. Demek ki Çınar’la evlenmemiş olsa ve Poyraz’ın böyle saçma sapan tepkiler vermesine gerek kalmasa, Ayşegül iki senedir yaşayıp da ona haber vermediği noktasına çok takılmayıp affedecekti Poyraz’ı. Seni Ayşegül kadar seven birini asla bulamayacaksın Poyrazcım Karayel, sen sinirle atıp tutmaya devam et.

Bölüm kısa çıkmış.

Biraz da aynı evin içinde birbirlerinin üzerine atlamamak için ıkınan Ayşegül ve Poyraz’ı izleyelim bakalım. Umarım çok uzun sürmez ayrılıkları da, Poyraz’ın salak triplerine daha fazla maruz kalmayız. Adamın argümanları neresinden tutarsan tut elinde kalıyor yahu, üstelik biraz dinlese Ayşegül’ü ve yaşadıklarını anlayıp hak verse sorun bu kadar düğümlenmeyecek. Bu noktada yeniden Hikmet kimliğine bürünen Poyraz’ın da altını çizmek istiyorum. Bakalım neler olacak.

Ayşegül 101

“Bu Çınar, senin nerden gıdıklandığını biliyor mu? Ya da salatayı limonla mı yoksa sirkeyle mi sevdiğini biliyor mu? Menemeni iyi yaptığını zannettiğini biliyor mu mesela, hı? Ya da sevdiğin bir kitabı okurken kaldığın yere ayraç koymayıp da sayfanın kenarını kıvırdığını biliyor mu?”

Bir başka kutsal Çarşamba akşamında daha güzel mevzulardan bahsetmek dileğiyle Karayel’ci, kendine iyi bak.

Edit: Fragmanlar niye bu kadar kötü ya? 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER