Kaptan Fantastik: Fantastik Babanın Süper Çocukları

Kaptan Fantastik: Fantastik Babanın Süper Çocukları
"Her şeyi kitaptan okumak yeterli mi?"
Çocuklarınızı nasıl yetiştirmek istersiniz? Hangi okullarda okutmak? Hangi değerlerle? Bizi yetişkinler olarak bunaltan bu dünyaya hazırlamak için neler yaparsınız? Ya da o dünyadan korumak için? Çocuk sahibi olan ya da olmayı düşünen herkes için zor ve üzerinde uzunca düşünülmesi gereken konular bunlar. Matt Ross da böyle sorular sorarak bir film yazmış ve çekmiş. Bu yıl Cannes’da Belirli Bir Bakış bölümünde En İyi Yönetmen ödülünü alan Ross bize alışılmadık ve tartışmaya açık bir masal anlatıyor ve bu masalıyla 15. Filmekimi’ne konuk oluyor. Bizler yönetmenimiz ya da Kaptan Fantastik’te izlediğimiz baba kadar cesur olabilir miyiz bilinmez. Ama filmi izleyip bu gözü kara aileyi tanımak ve yolculuklarında onlara eşlik etmek keyifli bir sinema deneyimi, orası kesin.


"Tüm çocuk oyuncular çok başarılı"

6 çocuğuyla birlikte ormanda yaşayan bir baba var karşımızda. Kuzey Amerika'nın sık ve deyim yerindeyse balta girmemiş ormanlarına saklanan bu büyük aile tamamen doğayla bir olmuştur ve tüm ihtiyaçlarını doğanın onlara sağladığı nimetlerle gidermektedir. Üstelik buna hayvanları avlayıp afiyetle yemek de dahildir. Filmin zor izlenen açılış sekansında buna şahit oluruz hemen. Ailenin en büyük çocuğu olan Bo, başarılı geçen bir geyik avı sonrasında babası tarafından adeta kutsanır ve “artık bir çocuk değil erkek” olduğu kendisine bildirilir. Çocuklarını çok sıkı bir antrenman programına tabi tutan babamız onları fiziksel olarak sağlıklı ve güçlü, zor koşullarda kendi kendine yeten bireyler haline getirmenin peşindedir belli ki. Ancak bunu yaparken eğitimlerini de göz ardı etmez. Çocukların hiçbiri okula gitmezler ancak hepsi gayet bilgili ve donanımlıdır. Sürekli kitap okurlar, yaşıtlarının okul müfredatında gördükleri her şeyi onlar da görür. Hatta çok daha fazlasını bilirler çünkü babaları hiçbir sansür uygulamayarak onlara tarih, siyaset, felsefe, sanat, cinsellik gibi konularda ulaşabilecekleri bütün doğru kaynakları sunar. İzlediğimiz her şey çocuklarımız için hayalini kurduğumuz ideal düzene yakındır. Belki de içten içe isteyip yapmaya cesaret edemediklerimizdir. Bu güzel tablodaki tek eksik çocukların annesidir. Onunla hiç karşılaşmayız çünkü anneleri hastadır ve artık yanlarında değildir. Bu hastalık başta olmak üzere çocukların büyümeleri ve buna bağlı olarak geçirdikleri değişimler yüzünden temeli sarsılan bu ütopik cennet yaratıcısı olan babayı da içinde yaşayan çocukları da zorlamaya başlar bir noktada. Hayatın gerçekleri ormandaki komün hayatıyla çarpışır ve her çarpışmada olduğu gibi kırılıp dökülen, hasar alanlar olur. Çünkü gerçekler biz istemesek de acıtır.


"Filmin masalsı atmosferi büyüleyici"

Özünde basit bir yol ve büyüme filmi olan Kaptan Fantastik bu hikayeyi anlatmak için öyle tatlı bir yol seçmiş ki, etkilenmemek zor. Eşiyle birlikte bir karar alan ve çocuklarını sistemin dışına çıkararak yetiştirmeye çalışan babanın hem kaçtığı sistemle hem de çocuklarının büyüme sancılarıyla karşılaştığı bu durum seyirciye kendi duruşunu, tercihlerini sorgulatıyor. Bunu yaparken didaktik olmaktan başarıyla sıyrılan filmin mizahı ve dramı gayet dengede götüren atmosferi gayet yerli yerinde. Çıplaklıktan utandırılmadan büyüyen çocukların giyinik toplumla karşılaşma hali, cinsellik hakkında her şeyi bilen genç bir erkeğin gerçek bir kadınla karşılaşınca yaşadığı bocalama, polisten kaçarken ilahiler söyleyişleri, Noel’i değil de Noam Chomsky’nin doğum gününü bayram olarak kutlayışları hem çok eğlendirici hem de düşündürücü detayları filmin. Karşımızda her açıdan harika çocuklar ve onlar için her şeye karşı durabilen cesur ve sevgi dolu bir baba var. Peki, bunlar yeterli mi?


"Toplumun aynası aile bireyleri"

Filmin gerçeklerden kopuk masalsı hali bir noktadan sonra değişiyor; bu durum atmosfere ve tempoya da yansıyor haliyle. Çocuklarımıza iyilik yaptığımızı düşünürken aslında kötülük yapıyor olabilir miyiz? Doğrularımızdan şaşmadan yaşamak bizi gerçeklerden koparır mı? Ne kadar kaçarsak kaçalım bir noktada yakalanacak mıyız sistemin tuzaklarına. Peki, alabildiğine özgürlükle yetiştirdiğimiz çocuklarımız özgür iradelerini kullanarak doğru bildiklerimize karşı koyarsa ne olacak? İroninin bu en çetrefilli haliyle nasıl yüzleşeceğiz?

Sorular böyle. Cevaplarını vermek zor. Hayat da böyle. Kaptan Fantastik de hayat gibi. Hem acı hem tatlı. Ama her dakikası yaşamaya değer. İyi seyirler...


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER