Diziyi çok seviyorsun, toz
konduramıyorsun, durmadan övüyorsun mu dediniz? Hayır canım, şimdi işin kornere
kaçan taraflarını sayıyorum.
- Orijinalini izlediğimde ve bizdeki dizi
sürelerini düşündüğümde ofis içinden çok olay çıkar diye düşünmüştüm, yanıldım.
İyi ki Gazi, Cemal, Asena, Neşe var.
- Eda – Ela – Vera’ya ne oldu? Diyelim istifa
ettiler, olmadı bir iş için başka yere gönderildiler. Hadi onu da es geçtim,
evlendiler. Yalnız isimlerinin bile geçmemesi sorun değil mi? (Çok dikkatli
izliyoruz, bu olayı da çok merak ediyoruz.)
- Tamam Deniz’i, Yiğit’i, Tuna’yı çok seviyoruz,
İrem’den de aşırısı nefret ediyoruz. Muhteşem dörtlü, muhteşem. Yalnız yine de
diğer kişilerin de hikâyelerini görsek ya. Müzik 90’lar, kızların kaldığı
mahalle eski mis gibi komşulukların olduğu mahalle. Eeeee nerede o zaman ilk
başlarda gördüğümüz teyzeler, amcalar. Onları bir kenara attım, Pırıl nerede?
Pırıl pırıl ergeni bu kadar uzun süre es geçmesek, olmaz mı?
YiTu el ele, beraber nice reytinglere
Her hafta sadece kendinle
değil rakiplerinle de boğuşman gerekiyor dostum. Bunun için elbette personel
değişikliği yapabilirsin; lakin lezzetini bozmamak kaydıyla. Yoksa elindeki tüm
müşteri gider, belki sadece ayak alışkanlığı olan insanlar kalır. Ve çok zaman
geçmeden batarsın. Sen şimdi elindekilerle güzel işleri yap, zaten sezonu
üstlerde tamamlarsan ilk aşkların kavuşup evlenmesiydi, çocuklarının olmasıydı
derken diğer sezon için bol bol konu var. Hem daha Tuna’nın yeni yazdığı kitap
var. Kitap yazmak kolay değil, onu tamamlamak için uzun seneleri var, olsun
yani.^^
Zorlu maratonun ikinci etabı Pazar
günü (16 Ekim Pazar.) başlıyor. İlk etabı kazasız belasız bitti. Umarım ikinci etap da en az
ilki kadar başarılı olur. Reyting canavarı kork Seviyor Sevmiyor ekibinden ve
sevenlerinden diyor, en bir sevdiğim müziği buraya bırakıyorum.
Sevgiler.