2009 Ekim’i...
Nişantaşı’nda bana verilen adresi bulmaya çalışıyorum.
Nişantaşı benim muhitim değil, ortamım değil, tarzıma/bütçeme
uygun değil ama vazifeliyim. Çalıştığım dergi bana önemli bir
görev vermiş: Git şu adamla konuş. Şu adam dedikleri Halit
Ergenç. Hakkında çok az şey biliyorum, o yüzden de gerginim
biraz. Dizi oyuncuları hakkında fazla şey bilmem, magazin okumam.
Ama magazinin o aralar kendisiyle epey ilgilendiğini biliyorum.
Sebeb-i alakalarına gelince... Çok güzel bir sebep: Bergüzar
Korel. Halit Ergenç, ses getiren dizi Binbir Gece’deki rol
arkadaşıyla, evlilikle tamamına erecek bir ilişkiye başlamış.
Ben Binbir Gece’yi
de izlemiyorum ama halkın diziye gösterdiği ilgiden, dizinin
yarattığı tartışmalardan haberdarım. 1993 tarihli Hollywood
filmi Ahlaksız Teklif’in (Indecent Proposal) mirasını yiyor bir
anlamda. Türk halkı işi gücü bırakmış, bu ahlaki çıkmazı
sorguluyor. Yelkenlerini şişiren dizinin popülaritesiyle birlikte,
başta Bergüzar Korel olmak üzere oyuncuların da yıldızı
parlıyor tabii. Ama dizi mayısta final yapmış ve artık eski
haber olmuş.
Benim yıldızımsa
solgun. Dedim ya, yabancı topraklarda bir yabancıyla röportaj
yapmaya gidiyorum. Yukarıda kısaca geçtiğim bilgiler de benim pek
işime yarayacak türden şeyler değil. Tüketilmişler ve ne
derginin ne de benim konseptime uyarlar. Şöyle düşünün, o dönem
ne Muhteşem Süleyman’dı, ne de erkek dergilerinin aranan kapak
yüzü Halit Ergenç. Zaten bu sefer de kapak olmayacaktı dergiye.
İsmi dergi konu toplantısında yeni yetme editörler tarafından
telaffuz edilecek ama yayın yönetmeninden, muhtemelen bir başka
isim gündeme getirilerek, dizisinin bittiği öne sürülerek,
filmin çok izlenmeyeceği öngörülerek veto yiyecekti o zaman.
Çünkü o zamana kadarki tüm başarısına, onca diziye rağmen
hâlâ “esas oğlan” olamamıştı Ergenç ve Binbir Gece’yle
radarlarına girse de hâlâ AB gurubunu tavlayamamış, onların
arzu nesnesine dönüşmemişti.
Belki bunda biraz da
hep antipatik karakterleri canlandırmasının payı vardı. Aliye,
döneminin en çok seyredilen dizilerinden biriydi misal ama
Ergenç’in kısmetine Erol Taş’tan hallice bir karakter
düşüyordu. Canlandırdığı Sinan Karahan, en azından başlarda,
kadınlara zarar verebilme kapasitesi yüksek bir sosyopattı. Yine
de benim dikkatimi ilk kez bu rolüyle çekiyordu. Evde paktlara
bölünüyorduk onun yüzünden. Aliye’ci eşime karşı, Sinan’cı
ben. Uzun süre bu Aliye-Sinan geyiği devam etti evde.
Aslında bu
röportaja vesile olan şey bir dizi değil, bir sinema filmiydi.
Yani bu kez bildiğim yerden gelmişti. Halit Ergenç, senaryosunu
Onur Ünlü’nün yazdığı, yönetmenliğini A. Taner İlhan’ın
yaptığı Acı Aşk filminin başrolünde oynayacaktı. Ama bir
sinema sohbeti de yapamazdım onunla. Bir sinema dergisi değildi
yazı bekleyen.
O zaman geriye
yapılacak tek şey kalıyordu. Halkın dizilerden yani canlandırdığı
karakterler üzerinden, magazin sayfalarındaki haberimsi şeylerden
ya da zaman zaman katıldığı talk show programlarından yarım
yamalak tanıdığı, hakkında ancak fikir yürüttüğü Halit
Ergenç’i bir insan olarak ele almak. Onu Halit Ergenç yapan
karakteristik özellikleri, hayatındaki dönüm noktalarını,
önemli figürleri yapbozun parçaları gibi röportaja serpiştirmek.
Öyle ki röportajı okuyan bu parçaları birleştirdiğinde ortaya
Halit Ergenç çıksın.
GÖMLEK: VAKKO●
SMOKİN PANTOLONU: EMPORIO ARMANI ● PANTOLON ASKISI: BEYMEN KOL
DÜĞMELERİ: GUCCI ● AYAKKABI: GIVENCHY/BEYMEN