Hayat Şarkısı: Bayram Cevher'le bayram sofrası...

Hayat Şarkısı: Bayram Cevher'le bayram sofrası...
Geçen bayram Süheyla Hanım’ı ziyaret ettiğimde o kadar güzel ağırlandım ki, bir sonraki bayramı iple çeker olmuştum. Bu sefer Bayram Bey’in de bayramını kutlamak istiyordum, bu istekle Süheyla Hanım’ı aradım. Cevher malikanesinde değillermiş, çiftlikte kalacaklarmış. “Gel tabii, başımızın üstünde yerin var.” dedi Süheyla Hanım, sağ olsun beni alması için de Atıf’ı yolladı.

Çiftliğe vardığımda Bayram Bey’i bahçede otururken buldum. Selamlaştıktan sonra yanına buyur etti, başladık sohbete. Tam o sırada evden Süheyla Hanım çıktı, gülen gözlerle yanımıza geldi.

Bu sefer hazırlıklıydım. Ne buradan çıkıp başka bir yere bayram ziyaretine gidecektim, ne de karnımı doyurup gelmiştim. Bu gelişimde de yemeğe kalmazsam Süheyla Hanım çok kırılırdı, biliyorum. Süheyla Hanım’ı kırmaksa hiç isteyeceğim bir şey değildi.

Ellerim boş gelmek istemedim. Süheyla Hanım’ın seveceğini düşündüğüm fıstıklı lokumlardan bir paketle düştüm yola. Niyetim paketi Bayram Bey’e göstermeden Süheyla Hanım’a uzatmaktı ama başaramadım. Bayram Bey, kaşla göz arasında paketi açtı ve lokumu afiyetle yedi. Süheyla Hanım kızacak gibi olsa da bayram gününde bir tanecik lokumun lafı olmasın diye düşünerek sesini çıkarmadı. Ama tabağa koyma bahanesiyle paketi oracıkta Bayram Bey’in elinden aldı. Nereye saklayacak kim bilir?

Bayram Bey, akşamüstü kahvesini içmemiş henüz. “Aysel - Ceylan - Aysel!” diye bağırınca ne olduğunu anladım. Ceylan, Bayram Bey’le beraber bana da bir kahve yaptı. Bayram Bey’e şekersiz, bana ise az şekerli. Süheyla Hanım, kahve içmedi. Bu sabah biraz çarpıntısı tutmuş.

Süheyla Hanım, aç olup olmadığımı sordu. Farkına varmamışım ama temiz hava acıktırmış. Sofrayı kurmalarına yardım etmek istedim, “Sen misafirsin. Bizde misafire iş yaptırılmaz.” deyince kalktığım gibi yerime oturmak zorunda kaldım.

Yazı devam ediyor...
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER