Hayat Şarkısı: İki kız kardeş, bir evlat ve bir aşk

Hayat Şarkısı: İki kız kardeş, bir evlat ve bir aşk
Hayatın katmanları vardır. Başka bir deyişle çok boyutludur hayat. Biz sıradan insanlar için daha çok sinema endüstrisine ait bir tanım gibi gelen 3D (üç boyutlu/ üçüncü boyut) ya da bilim adamlarının evreni açıklamak için kullandığı dördüncü boyuttan bahsetmiyorum. Hayatı zor fakat anlamlı yapan, birbirinden ayırmanın çok zor göründüğü, iç içe geçmiş katmanlardan bahsediyorum. Eğer kurgu bir hayattan bahsediyorsak da makbul olan derinlikli ve çok boyutlu olanlardır bu yüzden. Tıpkı ekran işleri içinde bu anlamda herkes tarafından makbul kabul edilecek olan Hayat Şarkısı gibi. Ben de hayatın sayısız katmanları arasında kaybolup kaçırdıklarımız üzerine kafa yorduğum bir dönemde Hayat Şarkısı’ nın derinlikli hikâyesi içinde gözden kaçırdığım bir şeyler olduğunu fark ettim. Gözümün önünde duranın biraz arkasında kalan flu bir görüntü gibi. Ve gözlerimi kısıp biraz daha uzağa – ya da derine - odaklanmaya karar verdim.

Şimdi durup baktığım yerden bu bir “hayatta hiçbir şeye tam olarak sahip olmamış iki kız kardeşin yine asla tam olarak sahip olamayacakları şeylere kapılma hikâyesi” idi. Hülya’nın asla tamamen sahip olamayacağı evlat hikâyesi ve Melek’in asla tamamen sahip olmayacağı bir adama duyduğu aşkın hikâyesi.

Önce Hülya’nın hikâyesi ile başlayalım.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER