Ekranda gördüğümde ailemden birini görmüş gibi seviniyorum.
Sanki bahar gelmiş, her yanda çiçekler açmış gibi bir sevinç beliriyor içimde.
Nadir Sarıbacak, güneş gibi doğuyor evime.
Bazen sinema salonlarında bir afiş görüyorum, üzerinde
adının yazdığı. O afiş ilelebet orada kalsın istiyorum, sinema salonu ise evim
olsun.
Tiyatro sahnelerine huzur serpiştirmek istiyorum. Nadir
Sarıbacak geçsin oralardan, daima.
Televizyonda, sinemada, tiyatro salonunda, her yerde yolumuz
kesişsin. Bir gün Beş Kardeş’in Nazım’ı olsun, bir gün Şubat’ın Duble’si; bir
gün Sarmaşık’ın Cenk’i, bir gün bir Yeraltı Adamı. Fokur fokur kaynayan bir
çaydanlığın başında anılar yad edilsin, muhabbet baki kalsın…
Günlerden bir gün Uzak İhtimal adında bir film izledim,
orada Musa adında genç bir adamla tanıştım. Baktıkça içimi acıtan bir adamdı
Musa. O gün bugündür Nadir Sarıbacak'ın kalbimde özel bir yeri var.