San Diego Comic-Con: Game of Thrones panelinden başlıklar

San Diego Comic-Con: Game of Thrones panelinden başlıklar
Game of Thrones ailesi panele 12 kişilik bir ekiple katıldı 
San Diego Comic Con fuarının ikinci gününde Game of Thrones ekibinin sevilen üyeleri, yönetmen ve yapımcıları dizinin sevenleriyle buluştu. 45 dakika süren panelin ardından yaklaşık 15 dakika hayranlardan gelen soruları cevaplayan ekipte dizinin yaratıcıları David Benioff, D.B. Weiss, Yönetmen Miguel Sapochnik, oyunculardan da Liam Cunningham (Sir Davos), John Bradley (Samwell Tarly), Nathalie Emmanuel (Missandei), Conleth Hill (Lord Varys), Sophie Turner (Sansa Stark), Iwan Rheon (Ramsay Bolton), Faye Marsay (The Waif), Isaac Hempstead Wright (Bran Stark) ve Kristian Nairn (Hodor) gibi isimler vardı. Panelin moderatörlüğünü It’s Always Sunny in Philadelphia dizisinden tanıdığımız ve büyük bir GoT fanı olan Rob McElhenney üstlenmişti.

Öncelikle panelle ilgili en büyük potansiyel hayal kırıklığını bir söyleyip aradan çıkartalım: ne Daenerys, ne Jon Snow ne de Lannisterlar vardı gelenler arasında, ancak hem Ramsay Bolton hem de Hodor’un gelişiyle salon yıkıldı desem yanlış olmaz. Hodor’u canlandıran Kristian Nairn’in içeri girmesiyle salondakiler ‘HODOR!’ naraları atmaya başladılar.

Rob McElhenney, panele hepimizin sormak istediğini sorarak başladı: sezonu o kadar geç başlatacaksınız ki biz haftalarca ne yapacağız? Biliyorsunuz geçtiğimiz günlerde Game of Thrones’un yeni sezonunun, her sene olduğu gibi ortalama bir yıl sonra değil, 2017 sonbahar aylarında yayınlanacağı duyurulmuştu. Rob’un sorusuna ilk başta ‘sen de eski bölümleri oturur izlersin, iyi olur’ diye espriyle cevap verseler de, yayın tarihindeki bu değişikliğin nedenini ‘artık kış geldi ve biz doğru zamanda, kaliteli birşeyler çekmek istiyoruz’ diye açıklıyorlar.

İlk sorudan sonra espri azlığına nazaran yükselen kahkahaların bolluğunu David Benioff’un “Buraya çıkmadan önce Sophie hepimize votka içirdi” diyerek açıklığa kavuşturduğunu da eklemek lazım.

Panel boyunca sorulan sorular genel olarak yazarların nelerden ilham aldıkları, George R.R. Martin’in hikayesine olan bağlılıkları gibi konuları irdelese de ağırlıklı olarak bu sezon herkesi mest eden savaş sahneleri ile ilgili bir merak söz konusuydu. Yönetmen de ilgili soruya “aslında bunlar tarihteki savaşlardan esinlenerek çekmek istediğimiz sahnelerdi ancak pratiğe dökmekte biraz zorlanacaktık. Hem teknik açıdan meşakkatli olacaktı hem de bütçemizin el vermediği noktalar oldu. Ben senaryoyu ilk okuduğumda gözümde hemen insan yığınları canlanmıştı. Savaşlarda ölenlerin cesetleri yığıldıkça, savaşçılar giydikleri ağır zırhlar ve silahları yüzünden bu yığınların arasında sıkışıp kalırlarmış. Biz de bunu kullanmaya karar verdik ve böyle bir sahne ortaya çıktı” diye cevap veriyor.

Panelin yıldızlarından biri şüphesiz iliklerimize kadar nefret ettiğimiz ama bir o kadar da hastası olduğumuz Ramsay Bolton’u canlandıran Iwan Rheon’du. Moderatör de vakit kaybetmeden kendisine “aynı anda nasıl hem bu kadar pislik hem de bu kadar sevilen bir karakter olabildin?” diye soruyor. Iwan Rheon da Ramsay’nin yaptığı her pisliği zevkle yaptığını, yani aslında psikopatlığından falan olmadığını söylese de kimsenin gözüne giremez. En sonunda Kuzey’de piç olmanın zorluklarından, babasının gözüne girmek için her türlü sapkınlığı yapmayı göze aldığından falan söz ediyor. (Kişisel gözlemim Ramsay Bolton ne kadar itici ve korkunçsa Iwan Rheon’un o kadar sevimli olduğu yönünde)

Sonraki sorulardan biri de Kristian Nairn’e geldi. Hodor’un ölümü sonrası nasıl tepkiler aldı, neler düşündü? Nairn bu soruya “inanılmazdı” diye cevap veriyor. “Bu kadarını hiç beklemiyordum, üzüleceğinizi tahmin etmiştim ama bu kadar değil... Daha geçen gün Los Angeles’ta bir otele gittim. Tüm kapı stoperlerinin üzerinde ‘Hodor’ yazıyordu” diye de ekliyor.

Panelin devamında Sir Davos’a Shireen’in ölümünü nasıl karşıladığı soruluyor. Liam Cunningham Shireen’i canlandıran küçük oyuncu ile nasıl güçlü bir bağları olduğunu ve dolayısıyla onun öldürülmesini hiç de hoş karşılamadığını yanındaki yazarlara hafiften giydirerek dillendiriyor. “Bu hergeleler ben kimi sevsem öldürüp duruyor zaten!”

Missandei’nin işini şiddetle halletmeye alışık güç sahibi kadınlara karşın sükuneti ve bilgeliği ile ne kadar dingin, değişik ve güçlü bir karakter olduğu ve bununla ilgili düşünceleri de Nathalie Emmanuel’e soruldu. Bu sayede panel boyunca pek sesi çıkmayan Missandei’nin de gülcemalini görmüş olduk, kendisi de Daenerys ile olan ilişkisinin harika bir ‘girlpower’ örneği olduğunu ifade etti.

Sıra Arya’nın başının belası Waif’i canlandıran Faye Marsay’e geldiğinde, birçok hayranın Arya ile Waif’in aslında aynı karakter olduğuna inanmaları ve bu teori hakkında ne düşündüğü soruldu. Marsay her ne kadar “coşmayın” demediyse de nazikçe “bence öyle birşey yok” demekle yetiniyor. Ayrıca dövüş sahnelerine o kadar yoğun bir şekilde çalışmışlar, öyle yorulmuşlar ki garibim otelde odaya istediği somon tabağının üstünde uyuyakalıvermiş. “Sabah yüzüme yapışmış koca bir parça somonla uyandım!” diyor.

Bana kalırsa panelin 3 yıldızı vardı; en başta Hodor, sonra Ramsay Bolton ve az ama öz konuşan, Samwell Tarly’ye can veren John Bradley. Nitekim panelin en lezzetli sorusu da kendisine nasip oldu. (Şimdiye kadar neden söylemedim bilemiyorum ama panelin moderatörü çok vasattı, sorular da öyle. Son 10 yılın belki de en iyi, en çok sükse yapan dizisine ayrılmış vakti çakırkeyif Sophie Turner’ın kahkahaları ve Hodor sloganları idare etti diye düşünüyorum) Rob, Bradley’e “Sam aşırı sevecen, hatta ara sıra gülümsüyor ve biz biliyoruz ki Game of Thrones gülümsemelerden nefret eder, doğal olarak Sam’i yaşatmayacaklar. Sence nasıl öleceksin, elinde olsa kendine nasıl bir son seçerdin?” diye soruyor. Bradley’de “o gittiği kütüphanede rafa tırmanıp, kitapları üstüne devirirdi. Onların ağırlığı altında ezilerek ölürdü, bence kendisine en çok böyle ironik bir ölüm yakışır.” diye cevap verdi. Liam Cunningham da araya girip “bilgi öldürür” esprisi yaptı. Kısacası John Bradley “atın ölümü arpadan olsun” kıssadan hissesiyle mic-drop yaptı diyebiliriz :)


Yazı devam ediyor...
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER