Kalbimin kızıl saçlı bacısı: Elçin Sangu

Onunla ilgili en büyük pişmanlığım, onun varlığını daha önce fark etmişken -Bir Aşk Hikayesi’nde ilk gördüğüm anı hala hatırlayıp verdiğim tepkiyi düşünerek gülümserim-,  tanımaya çalışmamak. Ta ki geçen yaza kadar. Defne Topal’la öyle bir hayatıma girdi, yolculuğuma katıldı ki hiç çıkmayacak gibi. İzledikçe sevdim, sevdikçe tanıdım -kendi çapımda- tanıdıkça daha çok sevdim. O kadar çok sevdim ki, bu uğurda ilaç firmalarını rakip bile edindim kendi kendime (o prospektüs eline ulaştı mı, hayatımda hep merak edeceğim bir soru).

Jale adında fettan, gözü pek genç bir kadınla başlayan ekran serüveni; Nehir ile masum bir genç kadına, yaşadığı bütün hüznü sadece gözleriyle bile anlatabilen Güzide’ye evrildi. Sonunda duruluğuyla, her şeyiyle, (hatta en güzel Ömer tarif etmişti) ‘su gibi’ olan gönlümüze taht kuran Defne Topal’a kadar daha şimdiden geniş bir yelpazeye sahip. (Eda ve Zeynep de var ) Bu karakter yelpazesi daha da genişleyecek. Ve bu serüvende ona bir izleyicisi olarak destek olmaya çalışmak bile beni mutlu ediyor. Beyazperde Elçin Sangu'yu izleme düşüncesiyle bile içim kıpır kıpır oluyor. Teşekkürlerin en büyüğü ise ‘anne anne anneciğine’ hem böyle bir güzelliği yetiştirdiği için hem de oyunculuk konusunda en büyük desteği verdiği için. İyi ki var Elçin Sangu. İyi ki hayatımıza girip, dünyanın daha güzel bir yer olduğunu hissettiriyor.

Yazıya başlarken de demiştim canım sıkıldığında gökyüzüne bakarım, bazen maviliğine bazen yıldızlara bazen de ayın bulutla oynaşmasına. Çok sevdiğim bir yazar (Seyit Ali Aral), görünce mutlu olduğu insanları yağmur bulutuna benzetmişti. Muhabbetlerinin, verdikleri akıl ve tesellilerin üzerine yağıp aklının mis gibi toprak koktuğunu, serinlik verdiğini yazmıştı. Elçin Sangu benim için yağmur bulutu değil de, baktıkça daha iyi hissetmemi sağlayan gökyüzü. Yıldızlarla kaplı bir gökyüzü. Hem ikimizde Coldplay’ i severken bu benzetme on numara, beş yıldız oldu. 

< cause you're a sky, cause you're a sky full of stars >

Gözlerimizi kamaştıracak ışıltısıyla, içimizi ısıtan doğallığıyla, ekrandan bize taşan sıcaklığıyla hep bizimle olsun, ışığı hepimizi aydınlatmaya devam etsin.

‘Bazı insanların sohbeti hep ilkbahar, gülüşü cumartesi. İçten kahkahası cıvıl cıvıl yaz...’ Seyit Ali Aral.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER