Kiralık Aşk: Elini avcumda bulup yitirmek

Kiralık Aşk: Elini avcumda bulup yitirmek
OT Dergi Temmuz sayısında okuduğum Burak Aksak cümleleri, Kiralık Aşk’ın dokuzuncu bölümünü izler izlemez tekrar düştü aklıma. ‘Ben sana yalnız kalamam demedim, beni yalnız bırakma dedim.’ yazmış, nasıl da güzel yapmış. Ömer’in iki ‘Gitme, kal. Lütfen.’ i arasında geçen bölüm her ne kadar finaliyle içime dev bir kaya parçası gibi otursa da, bölüm boyu hem Defne hem Ömer o kadar tatlılardı ki, bu yazıda sadece gözlerimden kalpler çıkartan sahneleri yazmaya karar verdim. Şimdi sanki Ömer, Defne’nin Sinan’ın asistanı olacağını hiç duymamış gibi yapalım ve mutlu anları hatırlayalım, bakarsınız işe yarar.


Sevmesen ölürdün, sevdin onu öldün

Ömer’in yastığına sarılan Defne

Yastık önemlidir, bakın bunun şarkısı bile var, rica edeceğim Ömer ve Defne için bir tur Ezgi’nin Günlüğü-Yastıklı Şarkı dinleyelim eğer hala yapmadıysak. Sevdiği adamın yattığı yastıkta, onun koynunda uyurmuş kadar huzurla uyuyan Defne’ye bakarken, bezelye tanesi ve prensesli bir masal vardır, o geldi aklıma. Hani çok yağmurlu bir gecede ıssızlığın ortasında bir evin kapısı çalmış, ‘Ben aslında prensesim ama atlarımız kaçtı ve yolda kaldım.’ diye ağlayan perişan görünüşlü bir kız varmış kapının öteki tarafında. Ev sahibi kadın almış kızı içeriye, sonra da en altına bir bezelye tanesi sakladığı kırk kat döşeğin üzerinde uyutmuş kızı. Sabah olduğunda kız ‘Her şey için teşekkür ederim ama yatağın altında bir sertlik vardı, hiç uyuyamadım’ deyince anlamışlar ki o gerçek bir prenses. İşte Defne de o prenses kadar kırılgan, o prenses kadar zarif uyuyordu Ömer’in yatağında.


Kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı

Defne’ye kahvaltı hazırlayan Ömer

Defne’ye kendini affettirmek için, Defne gitmesin diye kendini bin çeşit sempatik hale sokan Ömer’i görünce en az Defne kadar şaşırdım elbette. Evindeki çayın yerini bile bilmeyen, sabahın köründe sebze suyundan başka kahvaltı etmeyen koskoca Ömer İplikçi’nin kuş sütü eksik bir sofra hazırlaması, üstüne bir de ertesi gün Defne’ye ‘Desene birlikte kahvaltı yapamayacağız, ya da ben bu saatte yemeyi öğreneceğim’ demesi beni künefenin üstündeki dondurma gibi eritti. ‘Ofiste görüyorum, çay içiyorsun’ demesinin tatlılığı ve çay içmenin onun için adeta uzaydan gelme bir alışkanlık olmasının güzelliği de cabası.

Yazı devam ediyor..

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER