Defne’ye golf öğreten Ömer
Golf denince aklıma hep rahmetli
Bihter Ziyagil’in bir yandan Behlül’le kaçma planları yaparken bir yandan da
Elif’i eziklediği yeşil sahalar gelirdi. Bugünden sonra, Defne’nin kendisine golf
öğreten Ömer’e hayran bakışları gelecek. Mevzu golf değil aslında elbette, o
sırada duyduğu ‘Korkma, ben varım.’ cümlesi. Bu cümleyi duymak için bir ömür
verebilecek insanlarız, bence ne bizi ne de Defne’yi üzmesinler. Bir yandan
ertesi gün işten ayrılıp sonsuza kadar Ömer’i göremeyeceğine inanmasının
üzüntüsü, bir yandan Ömer’i kandırmış olmasının hiç bitmeyen o ağırlığı ile her
vurduğunu hedeften geçiren Defne‘ciğimin ellerine sağlık.

Ömer'in Defo'su
Defne’nin Defo’luğa terfisi
Yasemin’in şoförlüğünü yapmaya
başlayan İso ve Defne karşılaştıklarında, ikisinin arkadaşlığını, birbirlerine
sevinçle sarılmalarını ve ‘Vay, İso.’ ‘Naber Defo?’ konuşmalarını izledikten
sonra Ömer’in Defne’ye Defo diye hitap etmesi aralarındaki en özel anlardan bir
tanesiydi bana kalırsa. Defne’nin kendisine asistanlık yapmak dışındaki
hayatını ve o hayatta bir takım insanlar için ne kadar değerli olduğunu gören
Ömer’in, o hayatın parçası olmak için attığı ilk adımdı hatta bence bir nevi o ‘Defo’.
Yıllar sonra gelen bir ‘Sadece yakın dostlarım Memoli der bana’ gibiydi ve bu
beklenmedik yakınlık Defne’nin olduğu kadar bizim de içimizi eritti.