Hastane ve doktor dizilerini
evvel eski severim. Chicago Hope, ER, House MD ve elbette canım Grey’s Anatomy.
Diğerleriyle kıyaslayınca House’a hastane dizisi demek ne kadar doğru ona emin
değilim zira diğer hastane
dizilerinin neredeyse tamamı acil serviste ve yüksek bir tempoda geçerken,
House’da yarı polisiye bir havayla sır çözerek ve Dr. House’un ağzından çıkacak
her bir kelimeyi heyecanla, ne derse inanmaya hazır bekleyerek geçer günler.
House bir kere insan olduğuna dair bir işaret versin, o yarı tanrı duruşunu bir
kere bozsun diye gözünün içine bakarız, genelde yapmaz, zaten kendisinin de yeri
asla dolmaz.
Seni nasıl özledim bir bilsen
Geçen haftalarda tamamen şans
eseri Dizimax Drama’da Chicago Med dizisini gördüm. Daha önce hiç duymamıştım,
ne zaman başlamış kaç sezonu var, nedir, ne değildir hiçbir fikrim yoktu, denk
gelince izlemeye başladım. Tam da Grey’s Anatomy’nin sezon finaline denk
gelince sevindim. Bir bölümü sardı, hemen arkasından ikinciye başladım.
Sonra da kendimi tuttum, tüm bölümleri arka arkaya izlemek yerine televizyonda
gördükçe izlemeye başladım. İlk sezonunda 18 bölüm varmış, henüz tamamlamadım,
16. bölümdeyim. İkinci sezon onayını da almış olmakla birlikte, ne zaman
başlayacağı net değil.
Yazı devam ediyor..