20 Mayıs'ta, Los Angeles’daki London
Hotel, Drama Summit West toplantısına ev sahipliği yaptı. Netflix, Hulu, Amazon
gibi dijital platformların yöneticilerinin yanı sıra, dizi yazarları,
yapımcılar ve uluslararası film dağıtımcıları gibi sektörün önde gelen birçok
ismi, toplantıda konuşma yaptı. Bunların en ilginci, Netflix’in gözde
dizilerinden ‘Narcos’un yaratıcısı, yazarları ve yapımcılarıyla yapılan söyleşiydi.
Ünlü uyuşturucu kaçakçısı Pablo Escobar’ın hayatını anlatan ve Netflix
üzerinden dünyanın birçok yerinde izlenebilen dizinin ekibi, söyleşide merak
edilen soruları yanıtladı.
Pablo Escobar’ın hayatını konu alan bu projeye
ne zaman başladıkları sorulduğunda, dizinin yaratıcısı Eric Newman, uzun
yıllardır bu fikri düşündüğünü ama hayata geçirmesinin biraz zaman aldığını
söylüyor.
“Yirmi sene önce, uyuşturucu çetelerinin arasındaki savaşla ilgili bir
haber okumuştum. Önce bunu film haline getirmek istedim ve projeye, şu anda da
yazar kadrosunda bulunan film senaristleri Doug Miro ile Carlo Bernard’ı davet
ettim. Ne var ki, benim kendimi
toparlamam on beş yılımı aldı. 2007 senesinde üçümüz tekrar konuşmaya başladık.
O zamana kadar pek televizyon tecrübem yoktu ama Güney Amerika’ya yayılmak isteyen
Netflix projeye dahil olduğunda, film senaryosunu diziye dönüştürerek işe
başladık.”
Karakterlerin İspanyolca ve İngilizce
konuştuğu dizinin, Amerikan seyircisi gibi, altyazılı film veya dizi izlemeyi
sevmeyen bir kitle tarafından büyük bir ilgiyle izlendiği hatırlatıldığında
Newman, yazarların, yapımcıların ve hatta televizyon kanallarının, izleyiciyi
altyazı konusunda genellikle küçümsediğini ve iyi bir içeriğin, hangi dilde
olursa olsun, bir şekilde kendine seyirci bulduğunu belirtiyor. Ayrıca, son
derece global bir çağda yaşadığımızı ve zamanla altyazılı içeriğin giderek
artacağını söyleyen Newman, dizinin diğer yazarlarının da desteğiyle şöyle
devam ediyor:
“Diziyi yazmaya
başladığımızda, Amerika’da ve Brezilya’da tutulacağını biliyordum ama Güney
Amerika’da bu kadar ilgi göreceğini tahmin etmemiştim. Bizim için en
şaşırtıcısı bu oldu çünkü zaten günlük hayatlarında yeterince uyuşturucu
nedeniyle çıkan kavgalar var, bir de bunu televizyonda izlemek istediklerini hiç
düşünmemiştim. Kolombiya’da çekim yaparken, insanlara ne çektiğimizi
açıkladığımızda, bunu pek de hoş karşılamıyorlardı. Beni yanlış anlamayın, Kolombiya
halkı çok nazik, fakat başlarda diziyi pek sahiplenmemişti. Şimdi, Wagner Moura (Pablo
Escobar) sokakta hayranlar tarafından durdurulmadan yürüyemiyor.Sanıyorum bunun en önemli nedeni, hikayeyi ele alış şeklimiz.
Hikayeye saygı gösterdiğimizin farkındalar ve bizim için, gerçeklere sadık
kalmak çok önemli. Escobar’ın hayatındaki birçok kişiyle konuştuk, diziye
başlamadan önce onların da fikirlerini aldık. Tabii, hâlâ hayatta olan az
sayıdaki yakınlarından bahsediyoruz.”
Gerçek bir hayat
hikayesi anlatmanın en zor kısmının, gerçeği doğru yansıtabilmek olduğunu
söyleyen yazar Doug Miro, hikayeye tanık olanlarla konuşmalarının, kendilerini
gerçek hikayeye olabildiğince yaklaştırdığını anlatıyor. İspanyolca ve
İngilizce bilen ve olaylara birinci elden tanıklık eden polis Javier Pena’nın
hayat hikayesinin haklarını satın aldıktan sonra işlerinin çok daha
kolaylaştığını söyleyen ekip, olabildiğince gerçeğe bağlı kalmaya
çalıştıklarının altını çiziyor.
Yazı devam ediyor...