Escobar’ın hayatıyla
ilgili, ilginç kısımlardan birinin, ünlü karakterin hapisten kaçısı olduğunu
söyleyen Newman, hikayeyi şöyle anlatıyor:
“Pablo Escobar, adamları
yardımıyla, kendine bir hapishane kuruyor. Polis ya da herhangi bir devlet
görevlisinin, bu hapishaneye birkaç kilometreden fazla yaklaşması yasak. Tabii
ki bu sözde hapishanenin kapısında kilit filan yok. Bir gün gerçekten hapse
gireceğini öğrenen Escobar, bundan hiç hoşlanmıyor ve elini kolunu sallayarak,
kendi hapishanesinden ‘kaçıyor’. Escobar’ın böyle bir güce sahip olması bile
son derece absürt.”
Dizinin bir
diğer yazarı Carlo Bernard, dizinin ismini bilinçli olarak “Escobar” yerine
“Narcos” koyduklarını söylüyor. “Zaten
yeterince ünlü bir karakteri anlattığımız için, bir de diziye adını vermek
istemedik. Çok ilginçtir ki, Escobar 1993’te öldükten sonra, kokain daha da
popüler bir hale geldi.”
Netflix’e
original dizi yaratmanın nasıl bir tecrübe olduğu sorulduğunda, Eric Newman,
onlarla çalışmanın çok kolay olduğunu ve dijital platformun birçok anlamda kendilerine
özgürlük tanıdığını belirtiyor. Senaryonun yazım aşamasında, kendilerine çok
güzel fikirler verdiklerini anlatan Newman, genel olarak el üstünde
tutulduklarını hissettiklerini söylüyor. Birinci sezonla ikinci sezon arasında fark
olup olmadığı sorulduğunda da, ilk sezonda 18 yıllık bir sürecin izlendiğini, ikinci
sezondaysa, Escobar’ın hayatının son 18 ayını ele aldıklarını söyleyen Newman,
Netflix’in dizi süresi konusunda da esnek davrandığını, genellikle 50 dakika
civarında yazmaya çalıştıklarını söylüyor.
Doug Miro da film yazarları olarak,
televizyon kanallarında iş bulmalarının zor olduğunu ve geçmişte bir türlü
yazar kadrolarına giremediklerini söylüyor.
“Film senaryosu yazmaya alışık olduğumuz için, giriş, gelişme, sonuç
seviyoruz fakat televizyon dünyasında böyle bir durum yok. Film yazarken,
birçok şeyi masada bırakmak zorunda kalırsınız ama dizide, bu hikayeleri daha
sonra kullanma imkanınız var.” Carlo Bernard da yazar arkadaşına katılarak,
dizi yazarken, derinlere inebilmenin çok güzel olduğunun altını çiziyor.
Söyleşinin
sonlarına doğru, konuklardan da sorular gelmeye başlıyor ve Güney Amerikalı bir
davetli, ekibe, anlattıkları hikayenin, kendilerine fiziksel bir zarar
getireceğini düşünüp düşünmediklerini soruyor. Newman hayattan umutlu:
“Aslında hayır. Kolombiya’nın çok tehlikeli bir yer olduğunu düşünüyorduk
ama pek de öyle olmadığını gördük. Ülke zaman içinde güvenlik açısından çok
değişmiş. Ayrıca, dizide konu edilen herkes ya çoktan ölmüş ya da hapiste.
Hayatta olup, hapiste olmayanlar da bu durumdan memnun gibiler çünkü diziyi
bayağı izliyorlar. Başımıza bir şey geleceğini pek düşünmedik.”
Kolombiyalı Pablo
Escobar rolü için neden Brezilyalı Wagner Moura’nın seçildiği sorulduğunda, genç
aktörün oyunculuk yeteneğine hayran kaldıklarını söyleyen Newman, başlarda
Wagner’ın aksanı nedeniyle kötü eleştiriler aldıklarını ama sonunda,
Kolombiyalılar’ın dahi kendisini kabullendiğini anlatıyor. Baştan beri
Brezilya’nın kendileri için iyi bir market olacağını bildiklerini söyleyen
yazar, ellerinden geldiğince Kolombiyalı oyuncular seçmeye çalıştıklarını ama
Moura’yı tamamen oyunculuk yeteneği nedeniyle tercih ettiklerini belirtiyor.
Temmuz
2016’da yayına girecek ikinci sezonun, Pablo Escobar’ın ölümüyle biteceği
kesinleşmiş durumda. Dizinin akıbetiyle ilgili henüz yeni bir bilgi olmasa da,
üçüncü sezonun yapılması durumunda, hikayenin gidişatının Escobar’sız son
derece ilginç olacağını söyleyebiliriz.