Mehmet Can Mertoğlu'nun ilk filmi Albüm'e yurt dışından övgü

Mehmet Can Mertoğlu'nun ilk filmi Albüm'e yurt dışından övgü

Türk yönetmen Mehmet Can Mertoğlu'nun Albüm filmi Cannes Film Festivali'nde izleyicilerin karşısına çıktı. Guy Lodge filme dair düşüncelerini Variety için kaleme aldı. Buyurun bakalım neler demiş?

Romanya'nın yeni dalgası Türkiye'yi de etkisi altına alıyor. Mehmet Can Mertoğlu'nun bir ailenin düzmece geçmişine dair filmi Albüm başarılı bir komedi olarak karşımıza çıkıyor.

Her fotoğraf bir hikaye anlatır ancak bu genellikle hikayenin tamamı değildir. Albüm filminde günümüzde aşina olduğumuz Facebook, Twitter gibi sosyal mecralar değil direkt olarak aile albümleri yer alıyor. Filmin bu noktadaki geri kalmışlığıysa hikayeden bir şey kaybettirmiyor. Mertoğlu ilk filmiyle sağlam bir başlangıç yapmayı başarıyor. Hikayemizin kahramanları fotoğrafları bir anı koruma aracı olarak kullanmıyor. Aksine geçmişi kendi istedikleri şekilde yeniden yazmaya çalışıyor. Yan öğeler olarak da bürokrasi, sınıf çatışması ve anne - babaların çocuk yetiştirme üzerinde kararları sorgulanıyor.

Türkiye, Fransa ve Romanya ortak yapımı olan filmde Child’s Pose ile tanınan Calin Peter Netzer de yapımcılar arasında yer alıyor. Romanya filmin yapımına ortak olmaktan daha büyük bir öneme sahip. Buradan çıkan yeni dalga Albüm filmini de yoğun şekilde etkiliyor. Yönetmen Mertoğlu da gerçekçilik ve absürt komedi arasında bir çizginin üzerinde ilerliyor.

Uluslararası hükümlere bağlı olmayan, Türk halkının aşina olduğu sosyal durumlar yabancı izleyiciler için biraz alışılmadık olabilir. Cannes Film Festivali'nde izleyici karşısına çıkan bu yapım Mehmet Can Mertoğlu'na talihli bir başlangıç yapma şansı tanısa da farklı ülkelere dağıtım konusunda hak ettiği anlaşmaları sağlayamayabilir. Diğer ülkelerin aksine Türkiye'de hala aileler evlat edindikleri çocuklarının dünyaya geliş biçimini saklamaya devam ediyor. Bu sebeple hikayenin asıl değeri durumun daha az yayın olduğu uluslararası arenada ortaya çıkıyor.

Vergi dairesi çalışanı olan Bahar ve tarih öğretmeni Cüneyt doğal yollardan çocuk sahibi olamıyor. Evlat edinmeye karar veren çift, bebeğin evlatlık olduğuna dair izleri gizliyor. Sahte fotoğraf çekimleriyle yalan bir hamilelik süreci yaratıyorlar. Bunu sağlamak için yerel bir doktor ve hemşireyle bile anlaşıp fotoğraf çekiyorlar. Bu açıdan bakınca Bahar ve Cüneyt anne - baba olmaktan çok, çocuk sahibi olmakla ilgileniyor gibi görünüyor. İnsanın nefesini kesecek derecede zalimce hissettiren bir sahnede çiftimiz kendilerine önerilen kız çocuğu "Suriyeli ya da Kürt gibi göründüğü" için reddediyor.

Bahar ve Cüneyt toplumdaki diğer aileler gibi normal görünmek için agresif bir çaba içine giriyor. Dışarıdan bakanlar için bu durum oldukça sosyopatik bir imaj çiziyor. Tüm bunların ardından Cüneyt, aile geçmişlerinin bilinmediği, yeni bir çevreye girecekleri farklı bir şehre transfer olmak istiyor. O kendi geçmişini görmezden gelip yeniden yazarken öğrencilere tarih dersi vermesi de hoş bir ironi olarak dikkat çekiyor. Albüm filmi eğer çiftimiz gerçeklerden kaçmayı bırakırsa nelerle yüzleşmek zorunda kalır diye sormuyor. Sadece onların bunu gizleme çabasını ekrana taşıyor.

Albüm, sürreal çekimler yerine insanoğlunun günlük davranışlarındaki gizeme odaklandığında daha başarılı oluyor. Bir de bazı anlar özellikle parmakla izleyiciye gösteriliyor gibi hissettiriyor. Tüm bunların yanında filmin geri kalanından kopuk hissettiren başlangıç sekansı verilmek istenen mesajla örtüşmüyor. Yine de Mertoğlu’nun ilk filmi sakin bir şekilde trajik olmayı başarıyor. 


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER