Örümcek Adam’ın belki de en çok akılda kalan cümlesi oldu yıllardır: “Büyük güç büyük sorumluluk gerektirir.” Kahraman olmak kolay değil. Süper kahraman olmaksa çok daha zor. Çoğunluğun iyiliği için, herkesi kurtarmak için kaç kişiyi gözden çıkarabilirsiniz? Savaşlar için kullanılan bir tabir var: İkincil Zarar ya da Sivil Zaiyat diyoruz. Savaşın içinde yer almadıkça, uzaktan izleyenler oldukça bizler için sadece rakamlardan ibaret can kayıpları bunlar. Çok üzücü ancak ucu bize dokunmadıkça, yani ateş düştüğü yeri yakmadıkça hemen silinip gidiyor zihinlerimizden. Peki ya taraf olmak zorunda kalırsak? İşte aylardır beklediğimiz, her afişi ve fragmanıyla yüreklerimizi ağzımıza getiren Captain America: Civil War tam da bunu anlatıyor. Taraf olmak. Aynı tarafta durduklarınla ayrı düşüp düşman olmak. Bir gün başımıza gelirse ne yaparız sorusunu soruyor film. Marvel dünyası (ne kadar aksini istesek de) gerçek değil elbet. Oysa Marvel filmlerini, hele ki Civil War’u dikkatli gözlerle izlersek nasıl da içinde yaşadığımız gerçekliğe ayna oluyor görmek mümkün. Galiba biraz da bu yüzden seviyoruz; bizi bize anlatıyor.

Tarafını seç
Civil War, bir önceki Avengers filmi Age of Ultron’un kaldığı yerden devam ediyor. Sokovia’da dünyayı kurtaran ekibimiz yeni tehditlerin önünü kesmekle meşgul. Nijerya’da bir biyolojik silah tehlikesini ortadan kaldırmakla uğraşırken çok sayıda sivilin ölümüne yol açıyorlar. Süper kahramanları kabullenmekte hali hazırda zorlanan dünya devletleri duruma el koyma zorunluluğu hissedince Avengers ekibinin önüne bir anlaşma koyuyorlar. Kahramanlarımız bundan böyle Birleşmiş Milletler’in uygun gördüğü durumlarda kahramanlık yapabilecek, onay çıkmadığı durumlarda kendi başlarına hareket ederlerse suçlu muamelesi görüp tutuklanacaklar. Anlaşma Captain America ve Iron Man’in arasını açıyor. Yaptıklarının sorumluluğunu alma gereği hisseden ve denetim altında olurlarsa daha az tehlikeli olacaklarını düşünen Tony Strak anlaşmayı imzalamak isterken bu denetimin kendilerini birer kukla ya da tetikçiye dönüştüreceğinden korkan ve boyunduruk altına girmenin doğalarına ve amaçlarına ters olduğunu düşünen Yüzbaşı Rogers ise imzayı reddediyor. Bununla uğraştıkları yetmiyormuş gibi intikam peşinde bir düşman ve Rogers’ın eski dostu Bucky yani Kış Askeri de devreye girince ortalık iyice karışıyor ve ekip ortadan ikiye bölünüyor. Kahramanların bir kısmı Iron Man takımına, kanunsuzlar ise Captain America’nın etrafına toplanıyor. Filmin Türkçe adındaki gibi Kahramanlar Savaşı değil aslında bu; gerçekten de bir İç Savaş. Eski dostlar düşman oluyor, birlik içten bozuluyor.

Ekibin yeni üyesi Kara Panter
Karşımızda tıpkı diğer Captain America filmi Kış Askeri gibi gayet sağlam bir senaryoya sahip, derli toplu bir Marvel filmi var. Avengers serilerindeki temel sıkıntı olan çok kahraman-dağınık bölük pörçük olay örgüsü durumu aşılmış. Günümüzde sinemanın teknolojik anlamda geldiği nokta itibarıyla bir süper kahraman filmini teknik anlamda eleştirmek bir miktar yersiz zaten, bu konuda sözümüz yok. Uzun süre bir arada savaşmış, birbirlerini çok iyi tanıyan kahramanlarımızın karşı karşıya geldiği sahnelerin koreografileri göz alıcı güzellikte. Film iki buçuk saate varan süresiyle biraz uzunca olmuş yine, ilk bir saatte olay örgüsünü kurarken çok mu uzadı acaba diye düşünüp bir an önce aksiyona geçilmesini beklemek mümkün. Ancak filmin sağlam dramatik yapısını kuran tam da bu ilk kısım işte. Sabırla bekleyip yaklaşan çözülmeyi öngörmek ve sonra da kendinizi soluksuz aksiyona bırakmak gayet yerli yerinde olacak inanın.

Filmin en özel parçalarından biri ailemizin örümceği
Filmin sürprizi Örümcek Adam’a da özel bir parantez açalım. Henüz yolun başındaki ergen Peter Parker Tom Holland tarafından çok başarılı bir şekilde canlandırılmış. Güçlerinin ve duracağı yerin henüz farkında olmayan, uçarı, heyecanlı ve komik Örümcek Adam tam da hayal ettiğimiz ve özlediğimiz bir karakter olmuş. Civil War’ın alıştığımız Marvel filmlerine göre biraz fazla ciddi olan havasını kırıp yumuşatan ve yüzümüzü fazlasıyla güldüren Örümcek Adam’ı yeni filmlerinde görmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz. Güncellenen May Hala ile birlikte elbette.
Böl, parçala, yık taktiği gerçekten de işe yarıyor. Tarih bunu yazmış zaten yüzyıllardır. Bir birliğin içene nifak tohumu sokup olacakları uzaktan izlemek yıkım isteyen herkesin yapabileceği en akıllıca iş olsa gerek. Civil War’da da olan tam olarak bu. Belki bu durum bir yerlerden tanıdık gelebilir izleyicilere, kim bilir. Önceki filmlerde kahramanlarda pek göremediğimiz ancak seyirci olarak hissettiğimiz “eylemlerinin ahlaki sorumluluğunu yüklenme” konusunu hakkıyla çözüp büyük bir sıkıntıyı aşan Civil War başta Captain America ve Iron Man olmak üzere tüm ekibe ödettiği bedellerle hepsinin olgunlaşmasına ve ileride çok daha sağlam hikâyeler ve filmlerle geri dönmelerine yol vermiş gibi görünüyor şimdilik. Yeni macera The Avengers: Infinity War için şimdiden gün saymaya başladık bile. İyi seyirler.