Henüz 29 yaşında. Yolun yarısında bile değil belki –şiir vardır çok severim- ama "Geldim, gördüm, yendim" teorisinin her aşamasından geçmiş. Belki biraz şans, genellikle çaba. Öyleyken böyle.
"Yılın Yükselen Yıldızı Kerem Bürsin."
"Ne kadar yükselirsen o kadar alçalacaksın’’ der annem. Hayatıma dirhem, başarısına kulaç. Örnek alınası efendilik gurur duyulası beyefendilik. Ansızın reklam filmi çıktı ekranda. Bir karış açık kalan ağzımı kapatmamda hayal dünyasından gerçeğe çıkmamda zor oldu. Peki ya o hayatımıza nasıl dahil oldu ? Buyur buradan bak.
Türkiye'deki ilk yönetmeni Altan Dönmez. Güneşi bekledik, geldi ve her birimiz yine onu izledik. "Son Kez" güneşi batırdık müzikle harmanlandık daha sonrasında mesele yarattık. Hırslarla, kinlerle dolu olan adamı yarattı. Rolüne hazırlanmadı, rolünü hazırladı. İzleyici onları sevdi, seven tekrar başa sarıp izledi. Bende o tayfaya zaman ilerledikçe dahil oldum, sonunda ise ağlamaktan kurudum. Hikayesini sevdiğim bir yapımın ekran yolculuğu kısa sürdü ama peşinden gelen kariyerin en gözde tuğlası zirveye taşıdı Kerem Bürsin'i. Düşünülecek bir reklam teklifi bile değilmiş onun için. Gençlik hayali olması teklifi duyduğunda yaşadığı şoku çok net ortaya koyuyor.
"Allah gönlüne göre versin" kalıbını sırtına değil yüreğine almış. Allah gönlüne göre veriyor. Benden bin bir şükran.