Defne ve Ömer efsanesi...

Ömer ve Defne birlikte tanıdılar aşkı, âşık olmayı. Birbirlerinin gözlerinde kaybolmayı, kanatlanıp diyar diyar uçmayı öğrendiler. Biri olmadan diğeri hep eksik hissetmeye başladı. Ömer bu yüzden Defne'yi almadan çiftliğe gitmek istemedi. Doyamadığı sevgilisini yanına almak için dayandı kapılara. Defne'm hedefe odaklı çalışıyor, beyaz arabayı görür görmez çeki verdi sevdiği adamı, kapılara çarparcasına. Ömer'de ki de can, hafif bir şok yaşadı. "Gerçekten mi Defne?" Aslında "inanamıyorum, neler oluyor, çok mutluyum, özledim" sesleri Ömer'in fıldır fıldır kara gözlerinden okunuyordu. Ömer zaten sevmelere doyamadığı Defne'sinden " hadi beni sevelim" sözünü duyduğu an ikinci şokunu yaşadı. Ömercik heyecan yaptı ama bir küçük buse bile konduramadan, ama baş başa kalacaklarının sözünü de alarak ayrıldı.
 
Güneş, yeşillik, temiz hava, ortam Gallo 'nun atağa geçmesi için fazla elverişliydi. Daha doğrusu o öyle sandı. Gerçek aşk için güzel havaya, ortama ne ihtiyaç var ki. Kış gününde bahar gelir hayatına. Kuraklar çöllerin çiçek bahçesine dönüşür. Sevdiğin yanındayken tam olabildiğini fark edersin. Ama bunları anlayabilecek kapasitede bir Gallo karşımızda olmadığında göre. Ömer'e ilgisini, hoşlandığını söyledi, hatta daha da ileri giderek âşık olduğunu ima etti. Defne yarı baygın, yarı uyanık, çıldırmış bir şekilde gizlice dinlemeye tahammül edemedi. İsyan bayraklarını çok âşık bir kadın olarak açtı. Hangi kalp dayanabilir ki sevdiği adama açık bariz koşan fütursuz bir kadını dinlemeye? Kocaman aşkıyla, deli gibi seven, kıskanan küçücük serçe kalbiyle Defne'de dayanamadı. Ömer'den Gallo ‘ya gelen cevapla, en sonunda Defne aylardır anlayamadığı, çözemediği Ömer'inin aşkına kulaklarıyla tanık oldu. Gözünden akan sevinç gözyaşlarına eminim bizimkilerde karışmıştır.
 
Derin nefes aldırabilmek,
Birinin içi olabilmek,
Sensiz olamadığını bilmek,
Seni düşünemeden yapamadığını öğrenmek,
 
Defne Defne olalı böyle bir itiraf hiç mi hiç hayal etmemişti. Defne yığılıp kaldığı sandalyede çok mutluydu ve sevdiği adamdan emindi. Annesi ve babası tarafından terkedilmiş o küçük kız ilk kez bu kadar çok sevildiğini fark etti.
 
Peki, Ömer’in çevresinde biten bu yabani otu temizlemek için kullandığı sözler yeterli miydi? "Bir daha seni çevremde görmeyeyim, ben Defne'nin nişanlısıyım, ben bu tarz davranışlara irritate olurum" demedi, ben duymadım. Selim'i kovaladığı gibi de kovalamadı. Bir zamanlar elinde bavuluyla giden İz vardı, ama şıp diye geri dönmüştü. Umarım bu Gallo ’da aynı yöntemle geri dönüş yapmaz.
 
Sevdiğinin rüyasına, yıldızların ve ayın altında en mutlu âşık kadın olarak müdahale edebilecek, sonsuz sevgisini dile getirecek, ufacık bir öpücükle de taçlandıracak Defne'den başka kim olabilirdi ki zaten.
 
Son sahne, mis kokulu rengârenk çiçeklerle, kalbi pır pır atan bir Defne ile onu kapıda hevesle bekleyen Ömer'in muhteşem karşılaşması şeklinde son buldu. Gözlerini birbirlerinden ayırmadan, beni asla bırakma, sarıl sımsıkı sarıl, sadece benimsin diyerek buluştu dudakları. Aşk böyle kıpraştırır kalpleri, can olur, ömür olur, nefes olur, sonunda sevgi olur. Yuvaya dolan neşe, yüzlere konan gülümseme olur. Yarınlara birlikte atacakları adımları olur. İç titreten bir efsane olur. DefÖm olur!
 
Kısa Notlarım:
1. Defne, Koriş ve Nero üçlüsünü çok sevdim.
2. Yasemin ve Sinan öpüşmesi, Defne ve Ömer öpüşmesinden çok daha gerçekçiydi.
3. Defo ve Nihan tezahüratı bir harikaydı.
4. Gallo'yu uğurlayan Defne görmek nedense hiç şaşırtmadı. İyi insan tavrından belli olur. Ama sinsi Gallo'ya hala güvenemiyorum. O kara tahtasını silerken sergilediği tutum beni rahatsız etti.
5. Sude ve Deniz aşkı fazla tehlikeli. Birbirlerine iyi geleceklerse sorun yok.
6. Defne'yi anlayan yardım eden Nero'yu pek sevdim.
7. Koriş harikasın, katır gücündeki Defne'yi tutarken yaktığın kalorilerine bayıldım.
8. Sadri usta iyi ki sen de o iyi mahallenin bir parçasısın.
9. Derya çok yoruyorsun biraz daha az konuşsan diyorum.
10. Bir ayakkabı. Hem de Ömer tarafından dizayn edilmiş. Çifte düğünümüz var sanrım.
11. "Hâlbuki sağır bir zangoç kadar kadersizdik" kitabı ile gelen bir mesaj var mıydı? Yoksa sadece bir tanıtım mıydı? Bana göre sağır zangoç olmanın kadersiz olduğunu düşünenlerin, kendi duyabildikleri gerçeklerle yüzleşmekte çektikleri sıkıntının daha büyük olduğunun mesajıydı.
12. Klişe klişe çalan kapı, reklamla bölünen öpüşme sahnesi biraz hayal kırıklığı yarattı.
13. Bu hafta her birinize istiridye içinde bir adet inci gönderiyorum. Baktıkça kalbinizin, kendinizin, hayatınızın o tertemiz inci tanesi kadar eşsiz değerde saf ve değerli olduğunu sakın unutmayın.

Sevgilerimle... KA Perilerim/Severlerim
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER