Kiralık Aşk: Bir dostu olmalı insanın, İso gibi...

Yasemin ile tanışmadan önce aşkta risk almanın ve uçurumdan aşağı atlayacak kadar cesur olmanın en önemli şey olduğuna inanan İso, aşka dair yaşadıklarıyla birlikte “Ben aşkta her şey mubah diye düşünen bir adamım. Biliyorsun gurur falan yapmam. Kendimi tuttuğumdan değil, aptalca buluyorum. Ama bir arabanın 200 yaptığını görürsem, artık o arabanın 200 yaptığını biliyorumdur.” diyen temkinli bir insan haline gelirken; aşka ayıracak vakti olmadığını ve güven gibi bazı duyguların aşktan daha önemli olduğuna inanan Ömer ise Defne ile birlikte “Hayat aldığımız nefeslerle değil, nefesimizi kesen anlarla ölçülür. Diken üstünde yaşayacaksın, her an uçurumun kenarında. Kontrol edemediğin kadar hızlı giden bir aracın içinde. Korkarak, heyecanlanarak, titreyerek. Yaşadığını hissederek, soluksuz kalmak yani...” demekten çekinmeyen ve kendi kalıplarıyla aşk arasında kalıp seçimini aşktan yana yapan biri haline geldi.
 
Hepimizin bildiği gibi Ömer ailesini kaybettikten sonra etrafındaki herkesi kendinden uzaklaştırmış ve yalnız bir insan olmayı seçmişti. Ne yapacağını ve ne yönde gideceğini bilmiyordu. Sadece duruyor ve denize karşı tek başına savaşıyordu. Sadri ustanın atölyesinde geçirdiği günler duran Ömer’in hayatına dair kararlar almasını sağlamıştı. Ömer bir yılın ardından o atölyeden geçmişini bir kutuda orada bırakıp koruma kalkanlarını takarak Sinyor İplikçi olmak için dışarı çıkmıştı. Defne ile tanışana kadar da buzlar prensi rolünü şahane bir şekilde oynuyordu. Ancak Defne tüm sıcaklığı ve samimiyetiyle onun şatosunu yavaş yavaş eritmiş, Ömer’in dirençli koruma kalkanlarını barış tankıyla ezip geçmişti. Bu savaşı kazanmasıyla birlikte ise Ömer’in duraklama dönemini yaşadığı atölyenin yıkılma kararı ortaya çıktı. Ne tesadüf değil mi? Ömer hayatına dair bir tercih yaparak ona yol gösteren Sadri ustanın yaşam atölyesinden mezun olmuştu ve yerini “kardeşim” dediği İso’ya bırakmıştı.
 
Bir telefonla hiç tanımadığı insana dükkan bulan yardımsever ve vefakar İso. Yasemin ile yaşadıklarından sonra içinde bulunduğu durumu “Duruyorum. Arada bir yerde duruyorum. Yolumu arıyorum.” diyerek anlatıyor. Aynen bir zamanlar ailesini kaybetmesiyle birlikte yolunu kaybeden Ömer gibi... Nereye gideceğini, ne yapacağını bilmeden sadece duruyordu. Ve bu duraklama döneminde Sadri usta atölyesiyle birlikte o sıcak mahalleye, İso’nun yanı başına taşındı ve yardımsever ellerini bu sefer ona uzattı: “İster misin sana el vereyim. Sen ‘ne yapacağım bilmiyorum, aralarda bir yerdeyim’ diyorsun ya belki kısmetin burasıdır. Benim çocuklar istemedi. Ben de kaç zamandır yetiştirecek biri arıyorum...” Böylece dizinin iki filozofu, usta ile çırak olmuşlardı. İkisi arasında Ömer tarafından kurulan bu köprü sayesinde ise Defne ile Ömer her zamankinden daha da çok yakınlaştılar. Ömer’in kökleri soğuk ve karanlık bir handan sıcacık insanların yaşadığı Defne’nin mahallesine taşınırken, Defne ise İso’nun Defo’sundan, Ömer’in Defne’si olma yolculuğuna çıkmıştı. Hayat Kiralık Aşk’ta her geçen gün daha da çok mahalleye taşınıyordu. Ve gün gelecek tüm sorunlar aşıldığında Ömer’in İso’ya güvenerek atölyede boşalan koltuğunu emanet ettiği gibi, İso da kardeşi Ömer’e yıllardır sahip çıktığı ve herkesten koruduğu Defne’yi emanet edecek. Sonuçta İso, Defne’nin sağ omzundaki melek değil miydi bu hikayenin mutlu sonla bitmesine rehberlik eden?

 

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER