Güneşin Kızları Mertoğlu Konağı'nı yaktı..

Geriye onlarca insan kalacak. Neyi yazmaya başlasam hep bir şeyleri eksik bırakacağım muhtemelen. Ama dizinin tecavüz üzerinde ustalıkla dönmesidir ilgimi en çok çeken. Güneş'in kaybolan çocukluğu, Haluk'un pişmanlığa bulanan gençliğidir ruhumu yakan. Bir hikayenin iki zıt hayata ustalıkla dağıtılması ve Selin-Nazlı kardeşlerin aslında tek bir hayatı bölüşmesi bağladı da bağladı kalbimi, aklımı fikrimi. Çaresiz  sürüklendim buralara. 

Ve bir de Sevilay var. Keşke Sevilay'ın sonunu görmek nasip olsaydı. Yanlış anlamayın iyi anlamda. Bu kadar umutsuz seven bir hatunun mutlu olduğunda nasıl güçleneceğini merak etmekten kendimi alamıyorum. Bu bölüm sonunu da en çok bu açıdan merak ediyorum herhalde. Sonu hayır olsun. Ali'ler ağlamasın, Haluk bir hayatın daha pişmanlığını yaşamasın. En önemlisi de Levent'i kaybetmeyelim.



Yazı devam ediyor...
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER