Ejder’in Padre olması bana komik geldi. Yani
nedensizce güldüm. Ejder yerine Garbis bile olabilirdi. Sezonun başlarında
Yasmin’i zor deviren Ejder başımıza Padre oldu. Hiç güleceğim yoktu. Aklıma geldikçe
güldüm. Adamın en büyük başarısı belki de Yasmin’i devirmiş olmasıydı onun
haricinde eline geçen tüm görevleri yüzüne gözüne bulaştırdı. Mustafa ile
Ali’yi koskoca dürbünle vuramadığı sahne geliyor aklıma sürekli. Ejder böyleyse
arenada ölen diğer kardeşler nasıldı düşünmek istemiyorum. Mustafa’nın
kardeşlerin hocalarını o kadar zorlanmadan öldürmüş olması daha mantıklı
geliyor artık.
Zozan’ı geçen bölüm öldü sanmıştım. Ya
senaryoda herhangi bir son dakika değişikliği oldu ya da Ejder onu da
beceremedi. Yine de anlamadığım neredeyse kalbinden vurulmuş olup da bu kadar
çabuk iyileşmesi. Ejder’in bacağına aldığı mermi, Mustafa’nın, Ali’nin yaraları
deseniz keza onlar da öyle. İki yerinden vurulup zor hareket eden Mustafa’nın bir haftada iyileşip kavga edecek kadar kendine gelmesi tuhafıma gitti. Ama olsun,
o sahneler bana mantıksız gelen bu durumu fazlasıyla telafi etti.
Bunların hepsi ezberlenecek, sorucam sonra tek tek!
Yıldız Teşkilatı’nın temelleri de bu bölümde
atılmış oldu. Bildiğiniz yahut bilmediğiniz üzere Yıldız Teşkilatı, Abdülhamit
Han’ın kendine bağlı olarak kurduğu o dönemin istihbarat teşkilatı. Sadece
Abdülhamit’e bağlı olmasından dolayı biraz daha bağımsız ve güvenilir. Aynı
zamanda Türk tarihinin ilk organize teşkilatı olarak geçiyor tarih
kitaplarında. Düşüncelerime göre de ileride başkanının Mustafa olması kuvvetle
ihtimal.
Geçen bölüm Mustafa’nın Sultan’ın
kurtarılması için yaptığı planda Leyla’nın Yüce Meclis’te olduğunu tahmin
ederek Leyla’dan yardım aldığını sanmıştım. Hâlbuki Mustafa’nın hiçbir şeyden
haberi yokmuş. İleride bunu Sultan’ın önceden görülmesi ve ölmediği haberinin
Yüce Meclis’e uçmasını temel alarak bunu çözecektir. Umalım da çok geç olmasın.
Leyla ise beni şaşırtmaya devam ediyor. Her bölüm "İşte, iyi tarafa geçer
kesin." diyorum. Ne kadar iyi şey yapıp sempatimi kazansa da bölümün ortasında
ya da sonunda bir halt yiyor ve nefretimi tekrardan kazanıyor. Yine de bu
durumun Leyla’nın hikâyesindeki boşlukları dolduracağı çok bariz. Henüz bu
bölümde Yüce Efendi’nin babası olduğunu öğrendik. Daha bakalım neler çıkacak.
Akbar’ın doğruyu söylediğine eminim. Bence Yüce Efendi sadece oyuna kızının
karar vermesini zorlaştıracak bir faktör daha eklemek istemiyor diye fikrimi
belirteyim.
Allahı'nı seven Ali'ye Mithril giydirsin!
Fark ettiyseniz artık fon müziğini ilk etapta
dobra bir biçimde verip bizleri bölümün kalanı için epey bir gaza getiriyorlar.
Bu bölümde ilk sahnede de olan tam olarak buydu. Ali’ye odaklı bir sahne
olduğundan ve onun da yaralı olmasından dolayı biraz erken bitti fakat gazı
yine de aldım. Özeti izlerken hafif mayıştığım yerden doğruldum öyle izlemeye
başladım. Ali yaralı olmasaydı o sahne daha da uzardı gibime geliyor. Yine de
geçti ortaya "İsabet, ya Allah!" dedi, esirgemedi kendini, zorla çekip
çıkardılar adamı çatışma alanından.
Son dakikalarda da gerilimi çok net bir
şekilde hissettim. Mustafa’ya bir şey olmadığına eminim. Ali de ister istemez
bir tereddüt oluşsa da fragmanda hücreye çekilen elemanı görünce bunu Ali'den
başka kimse yapamaz dedim. O da tamam. Farah’ın da öleceğini hiç sanmıyorum.
Çorbayı içtiğini ya ben kaçırdım ya da gerçekten içmedi. Varsın, içsin ona da
çözüm bulurlar. Farah, ölmesin. Bu üçlüyü bir kenara koyalım. Çerkez Hasan’ın
yeğeniyle, Zozan konusunda ise tereddütlerim var.
Ejder yine yüzüne gözüne
bulaştırmazsa Çerkez Hasan’ın yeğeni öldü sayıyorum ama Ejder bu her şey
olabilir. Zozan’ı ise direkt ölü kabul ediyorum. Geçen bölüm zaten öldü
sanmıştım. Çorbaya da hapır hupur daldı hemen. Bir sonraki bölüm bölümün
ortasında erkenden ölerek Farah’ın durumuna bir farkındalık yaratarak
kurtulmasında rol oynayabilir. Haftaya şayet olaylar bu şekilde işler ve Farah
ölümden kıl payı kurtulur, Zozan da ölürse Leyla’nın başı büyük dertte
demektir.
Bu bölümde de Filinta'dan payımızı bol keseden
aldık. Zaten az çok geçiş bölümü özelliğine sahip bir bölüm izledik. Asıl
efsane şimdi geliyor. Ulu Hakan tahta geçti, adalet söylevlerinin adam
öldürmemekle ilgili olan kısmı geride bırakıldı. İntikam vakti geldi çattı,
bunu hissettiğimiz anda da başladı. Duyan duymayana, gören görmeyene anlatsın!