Filinta: Vatan sağ olsun!

Bıçak Ali ve mermisi bitmeyen silahları…
Şehzade Mehmet sahnesinde de, hastane sahnesinde de farkettiniz mi bilmiyorum ama Ali’nin mermileri sonsuz gibiydi. Yaklaşık 40 el ateş etti, Altıpatlar'daki mermiler bitmedi. Sadece o sahneye özeldi orası ayrı tabii. Ali’nin mermisinin bittiği (!) sahneye kadar "Bu adamın mermileri bitmiyor mu?" deyip durdum fakat önünde sonunda bitti. Bitmedi, bitmedi keşke bitmeseydi. Neden bitti ki? Yani bitsin de orada mı bitsin? Mustafa Abdullah’ın dükkânda, Bekri gitmiş, yanında kimse yok. Mermi bitti. Hey gidi! Aksiyondan aksiyona koşan adamın mermisi biter mi orada? Peşi sırada yakalandı ister istemez. Yakalandıktan sonra yediği her yumrukta yüreğimizi dağlamaktan da geri durmadı Cem Uçan. Geçen bölüm ekran başında herkesi ağlatan adam bu hafta da yediği her yumruğu bize de hissettirdi. Yine de konuşmadı, yine de Allah, Allah demeyi kesmedi. İnanç böyle bir şey işte…

Mustafa yaralı olmasından dolayı oturduğu yerden emir verdi, Ali yaptı. Bu durum bizlere Mustafa’nın aslında iyi bir istihbarat başkanı olabileceğini gösterdi. Tamam, hepimiz Mustafa’yı sahada görmek isteriz fakat masa başında da boş değil bu adam. Planları gayet etkiliydi. Yanlış giden her şey tamamen dış etkenlerden kaynaklanıyordu. Yaptıkları planlarda sadece Feriha Hanım’ın Şehzade’yle röportaj yapması ve yayınlaması fikri çok saçmaydı. Sanki Feriha Hanım Yüce Efendi’yle konuşması için zorla dayatılmış o fikir. Zaten o ana kadar Feriha’nın hain olabileceğini düşünüyordum. O sahnede rol yapacak hali olmadığını düşününce vazgeçtim hain olduğu fikrinden. Yüce Meclis her yerde sonuçta devlete, adamın evine, hatta adamın yatağına bile girebiliyorlar.

Leyla beni şaşırttı. Yüce Meclis’e olan ihanetini geçen bölüm yapacağını düşünmüştüm ama Leyla için Mustafa devletin bekasından daha önemli olsa gerek. Mustafa’nın da Leyla’nın hain olduğunu anladığını düşünüyorum. Son sahnede yanına gitmesi ve Yüce Efendi’nin fragmandaki "İhanetinin bedelini ödeyeceksin." repliğini söyleyip Leyla’nın boğazına sarılması beni buna itiyor. Mustafa’nın zaten Şehzade’yi öyle vermeyeceğine emindim. Mustafa’nın ihanet etmesi için Leyla’yı ikna edecek olması planın bir parçasıydı demek ki. Planın nasıl bir plan olduğunu veya Şehzade’nin nasıl kurtulduğunu bilemiyorum fakat ölmediğini fragmandan anladık. Haftaya zekâ dolu bir flashback sahnesi izleyeceğiz gibi. Zira fragmana göre Mehmet oradan kurtuluyor ve paşalarla anlaşıp padişah oluyor.

Şehzade'ye de sakal yakışmış ha!

"Gölgelerin ardına saklanmak" dedikleri bu olsa gerek...

Leyla’yı takip eden adamın da Yüce Efendi’yi tanımasını yadırgadım. Yoldan gelip geçen herkes Yüce Efendi’yi tanıyor resmen. Mesela Garbis’in o adamın huzuruna çıkmaması lazım. Cemil’i anlıyorum fakat bu kadar, bu kadar olmaz yani. Nerede gizlilik? Nerede gölgelerde saklanmak? Aynı zamanda Yüce Efendi’nin yaşanan başarısızlıkları büyüttüğünü düşünüyorum. Hala artıdalar fakat en kötü haldeymiş gibi davranıyor adamlarına. Anlayacağınız Yüce Efendi’ye gıcık kaptım bu bölüm. Daha önce kapmıyor muydun, diye sorarsanız da şahsen zekâsına hayranım. Şu an şöyle bir fragman dâhil düşününce ne kadar haklı olduğunu da anlıyorum aslında. Şehzade Mehmet zordaki paşalarla anlaşırsa her şey güme gider.

Tarihte darbe yapan paşalara söz vererek başa geçen Padişah II.Abülhamid olarak geçiyor. Mehmet’i Abdülhamid’e çevirecek halleri olmadığından da artık kurguya dönüş yaptığımıza kanaat getirdim. Filinta söz konusu olunca kurgu demek, heyecan demektir. Ne yapacağı belli olmayan bir yapım var karşımızda ve olaylar tamamen muallak.
Filinta son bölümü ile tarihin saklı kalmış gerçeklerini bir döktü ortaya ve bizlere yine muhteşem bir deneyim sundu. Yapımda emeği geçen herkesin eline sağlık… Ayrılan oyuncuların da tekrar tekrar yolu açık olsun. Bizde bir sonraki bölümü beklemeye koyulalım.

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER