Oyun demişken Sude’nin, Yasemin-Sinan olayını bu şekilde öğrenmesi acı oldu be:( Bu bölüm hiç Eymen’i görmedik, ama bundan sonra daha sık göreceğimizi düşünüyorum. Tabii ki Sude boş durmayacaktır. Muhtemelen Cherrie’ye kazık atmak isteyebilir. Bildik Sude yani, ama bence yardımına Defne koşacak ve onu büyük bir hata yapmaktan alıkoyacak.
Yasemin-Sinan çiftine her bölüm daha çok ısınıyorum. Daha izleyeceğimiz çok şey var gibi geliyor. Mesela, bu Gallo işini de Passionis alırsa bu sefer Cherrie zora girebilir ve Deniz tepelerinde bitebilir. Belki bir süre sonra her şey başladığı yere döner kim bilir^^
Koray beni her bölüm daha da çok güldürüyor. Nihan, Serdar ve İso üçlüsü de. Bayılıyorum onların bu samimi ve doğal hallerine. Yakında bebek de katılacak aramıza galiba^^
Ve sonunda Fikret Gallo ile tanıştık çok şükür. Bana biraz İz, biraz Ömer, biraz da Defne karışımı gibi geldi. Çılgın, ama bir o kadar da doğal ve masum. Şehri bisikletle dolaşmayı tercih eden, yapmacık ve formal tavırlardan nefret eden, kalabalıklardan uzak duran haliyle tam bir Ömer İplikçi. Şimdi bu güzel kızımız Ömer İplikçi’den etkilenebilir, hatta ona âşık olabilir, ama son sahnede Ömer’in bakışını nasıl Defne’ye bakışıyla kıyaslarsınız yahu? Dönün bir önceki bölüme ve Ömer’in Deniz’le yaptığı toplantıdan sonra kapıdan çıkarken takındığı yüz ifadesine bir bakın derim. Sonra şu da mı hiç dikkatinizi çekmedi? O hınzır gülümsemesiyle “bilmiyorlar ki ben kadın ruhundan anlamıyorum” cümlesini yapıştırıverdi Gallo’ya. Bu kadar egosu yüksek bir erkeğin bütün bunların altında kalacağını düşünmüyorum. Ömer yine bir şeyler planlıyor ve oyununu oynayacak. Artık Gallo’yu kendine âşık mı eder ya da başka şeyler mi yapar bilemem, ama bunun bir plan olduğunu düşünüyorum.
Ayrıca, Ömer’in Defne’den bu kadar çabuk vazgeçebileceğini asla düşünmüyorum. Bu kadar çok şey yaşayıp, çok ağır bedeller ödedikten sonra sizce bu çocuklar birbirlerinden vazgeçebilir mi? Defne ona kendi deyimiyle başkası yapsa asla kabul etmeyeceği şeyleri yaptığında bile ondan vazgeçmedi Ömer. İlk aşkı, geçmişini paylaştığı İz bile koparamadı onu Defne’den. Şimdi bir kız gelecek ve Ömer ona âşık olacak öyle mi? Hiç sanmıyorum!
Haddim olmayarak bir pencere daha açayım. Bu kadar oturmuş, kabul görmüş bir karakteri, şıpsevdi gibi hemencecik başka bir kıza âşık etmek de bir nev-i karakter suikastıdır. Ekip böyle bir şey yaparsa ki yine söylüyorum hiç sanmıyorum Ömer’i bizim gözümüzde öldürür. Ömer’in ölmesi demek dizinin de ölmesi demek. Sizce ekip bunu yapar mı? Yani tabiri caizse kendi ayağına sıkar mı? Hayır!
Biz, Ömer’in Defne’yi bu kadar güzel sevmesine, bu kadar güzel bakmasına âşık olduk. Hep dedik ki bu kadar güzel seven adamı üzmeyin. Uyurken bile sevdiği kadının saçlarına kıyamayarak dokunan Ömer’i ben bu kadar kolay harcayamam. Defne’den vazgeçeceğine de inanmam. Çünkü aşkın kazanacağına inanıyorum. Bana bu inancı veren de Kiralık Aşk’ın ta kendisi. Nasıl mı?
30.bölümdeki Simurg (Anka Kuşu) bu bölümde de geldi Ömer’in avuçlarına kondu. Defne ne olduğunu sorduğunda da avuçlarının sıcaklığında korumaya aldı onu. Neyi simgeliyordu Simurg? Hatırlayalım: Simurg (Anka Kuşu)* uçuşa kalktığında, bilgi ağacının yaprakları titrer her bitkinin tohumlarının dökülmesine neden olurmuş. Bu tohumlar dünyanın her yanına dağılır gelmiş geçmiş her bitki çeşidinin kök almasını sağlar ve böylece de (bu bitkiler yoluyla) insanoğlunun tüm hastalıklarını tedavi ederlermiş. Ömer’in Defne’si, Ömer’in Anka Kuşu. Ömer’in kök salmasını sağlayan, her geçen gün köklerini daha da sağlamlaştıran, tohumları dokunduğu her yerde mucizeler yaratan… Her zaman özenle koruyacağı, yanından hiç ayırmayacağı ve hep seveceği…
Ne demiş Mevlana “Görünüşe aldanma; çünkü hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Bugün hayat veren su, yarın sizi boğabilir.”
Yine geldik bir yazının sonuna. Haftaya yeni bölüm yorumunda görüşmek üzere… Unutmayın iyiler her zaman kazanır^^
Sevgiyle kalın…
*wikipedia. org’dan alınmıştır.