Kiralık Aşk: Ömer’in sevgisi, korkusu, değişimi…

Olaylar hızla gelişiyor Beyler!

Son sahne…Yani ben son zamanlarda bu kadar gerilmedim. İnanın, Defne seslendikten sonra Ömer’in suratı değişti ya. Endişe, korku, mutluluk hepsini yüzünde, gözlerinde gördüm ama ben uzun zaman atamadım o gerginliği üzerimden. Terk edilmek Ömer’de travma olmuştu (bizde de olmuşsa demek ki) ve Defne‘nin yine ve yine onu terk etmiş olma ihtimali onu yıkmıştı. Kimse de Ömer’e haksız diyemez. Defne gitmiş de olabilirdi malum kendi dediği gibi sağı solu belli değil.

Ömer, ne kadar temkinli sevse de alışmıştı Defne’nin evdeki varlığına. Defne, bu defa Ömer’e kesin olarak “geldim ve gitmeyeceğim" dememişti. Sadece "İnan bana, halledeceğim" demişti. Ömer her ne kadar Defne’ye inanmadığını sansa da, Defne’nin kendisini yine terk edebileceğini ve buna hazır olduğunu düşünse de, son sahnede o da biz de gördük ki Ömer hazır değil ve Defne’ye fark etmese de güveniyor, inanıyor. Tabii o travmayı atlatmak zor olsa gerek. Ömer, kendisi için son derece önemli ve anlamlı olan, annesinin daha gençken kendisine veda ettiği (en hassas yerde terk edilmesi ayrı bir travma oldu.) o yere,  ilk defa Defne’yi götürmüştü ve herkesin bildiği o soğuk Ömer olarak değil sadece Defne’nin bildiği o haliyle oradaydı Ömer. Kalbinin tüm kapılarını açtığı, en kendi gibi olduğu o zamanda, o kadar açık ve sevgi doluyken terk edilişi ve sonrasında geliş gidişler, gizlenen şeyler onu temkinli seven bu Ömer’e dönüştürmüştü. Ömer’deki o korkuyu, sevgiyi çok net bir şekilde gördük son sahnede. Ömer’im neden böyle olduğunu, bence o kısa sahne bize çok güzel anlattı. O sarılmalar kavuşmalar artık kötü olaylardan dolayı değil mutluluklardan dolayı olsun. Amin.

Ayrıca şunu da söylemek isterim; o kadar yalanlar söylemiş ve kendisini yıkabilecek sırrı olan bir insanı yanında tutabilecek, her şekilde kabul edecek bir insan yok gibi. Ömer kendini fazlasıyla aşıyor Defne için. Ömer; hem evini, hem kendini değiştiriyor sadece Defne hayatının içinde kalsın, gitmesin diye. Bunu da bilerek isteyerek değil belki de yaşayarak, öğrenerek yapıyor. Şikayet etmeden arada zorlansa da her şeyi ona benzesin istiyor.( bakınız ev. Kim alıyor o eşyaları? Aklıma takılmadı değil.) Ömer’in kendi değişimi bu sırrı bulma durumunda dolayı yavaş yavaş olacak. Önceden sadece kriz zamanlarında Ömer’e yanaşan bir Defne vardı. Sanırım şimdi de kriz zamanlarında (aşırı duygu yoğunluğu) Defne’ye yanaşan bir Ömer göreceğiz. Bunlar aynı şeyleri sırayla yaşıyorlar ya! :)

● Ömer kendisinden tavizler vermeye doyamıyordu sayın seyirciler. Egosuyla tanınan Ömer iplikçimiz söz konusu çalışanları olunca kendisine nasıl anlatacağını bilmediği durumu yaşamayı seçti. Ona da böyle davranmak yakışırdı tabii ki. Onu, Ömer İplikçi yapan da buydu. Adaletli ve dik duruşu. Ve Tranba’ya koleksiyon hazırlamak, ondan para almak ve onun tarafından ezilmek(Deniz’in yaptığını düşündüğü) o dik duruşu, dik duruş yapan şeylerdir. Bir gram eksiltmemiştir ondan.

● Ömer en alttan, Sadri ustanın yanında başladığı için öğrenmeye bu işi, ben arada istiyordum Ömer’in çalışanlarıyla arasındaki bağı görmeyi. Passionis’te Ömer ve Sinan kadar emeği olan, Ömer’in hayalini kurup çizdiği o ayakkabıları üreten o insanlarla Ömer’in böyle bir ilişkisinin olması tam da beklediğimiz ve Ömer’e yakışacak bir durumdu. Her ne kadar ofistekilere ve Şükrü abiye mesafeli dursa da (patron olmak bunu gerektirir.) hep bir bağı olması çalışanlarıyla, onlara kıymet verip böyle bir sorumluluğu alması çok güzeldi. Ömer’in patronluğunun ve insanlığının altının bu şekilde doldurulması çok dokunaklı ve sahiciydi. Yahu ayrıca bir insan her yere, her duruma yakışır mı? Ömer’i sevmelere doyamıyoruz!

● Koray’a o kadar güldüm ki bu bölüm. Az sahnesi vardı ama Ömer’in odasındaki o hali o kadar komik ve son sahnesi( gözlük ve şemsiyeli hali) o kadar absürttü ki kahkaha attım resmen. Allah Koray’ı ennn sevdiği çikolatayı yemekten, beğendiği ayakkabının iki renginden almaktan mahrum etmesin. Merak etme Koray,  sen o çikolatayı ye diye dul kalma diye söz o şirketi batırtmayacağız.

● Yasemin ve Sinan şahaneler. Bayılıyorum kendilerine, aralarındaki şeye. Keyifle takip edeceğiz.

● Fragmanda, Defne’nin Ömer’e “Biz zaten ilişkide hep senin istediğini yaşıyoruz.” demesinden bahsetmek istiyorum. Tamam, hep Ömer’in hayatındaki Defne ve Ömer’i izliyoruz. Bu, aslında işten dolayı da böyle biraz. Biz de bu değişsin istiyoruz. Farklı mekanlarda, farklı fonlarda ikisinin de çok iyi olmadığı ve beraber tecrübe edecekleri başka şeyleri yaparken de görmek istiyoruz onları ama yine de Defne tam olarak bu sözü söyleyemez çünkü bırakıp giden, Ömer her adım attığında geri çekilen sonra bir motivasyonla istediği zaman Ömer’e gelen hep Defne’ydi. Yani ilişkinin sınırlarını Defne belirliyor. Eğer Ömer’in istediklerini yaşasaydınız çok başka olurdu Defne’ciğim. 

Son olarak herkesin ellerine sağlık. İlla romantik olmasına gerek yok beraber vakit geçiren, konuşan, farklı şeyler yapan bir adet Defne ve Ömer’in olduğu, Yasemin ve Sinan’ın aynı şekilde devam ettiği güzel bölümler görmek dileğiyle. Ömer daha fazla gülsün, Koray daha fazla olsun please!



BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER