Sektörden Haberler: O3 Medya çiçek açtı!

TEGV Özel Bağış Konseri ve Önem Günal'ın doğum günü partisi..
Bu hafta üzerimdeki miskinlik toprağını attım ve kalktım iki etkinliğe katıldım. İlki Pazar akşamı Kanal D ekranından canlı olarak yayınlanan TEGV 20. Yıl Özel Konseri, diğeri de  Önem Günal'ın doğum günü partisi.. Her iki etkinlik de sektörün nabzını tutmak, gözlem yapmak için biçilmiş kaftan oldu.

Önce TEGV'den bahsedeyim. Katılan bütün oyuncular çok heyecanlıydı. Hemen hepsinin süren bir işi vardı ve bu amansız tempodan zaman çalıp saatler süren provalar yapmışlardı. Gerçekten de risk alıp, iştigal alanlarının dışına çıkıp, canlı yayında çocuklar için canlı şarkı söylediler. Hepsinin gönlüne bereket. Gece boyunca kalplerindeki gülümseme yüzlerinden kaybolmadı. Sonuç olarak 80 bin çocuğun eğitimimine katkı sağlayacak miktarda bağış topladılar. Koy cebe..

Kanal D, daima bu tür etkinliklerde şahane bir ev sahibidir. Lakin bu sefer ortalıkta önceki yıllarda görmediğim bir kalabalık vardı. Adeta konsere katılan her oyuncuya bir "asistan" atanmıştı. Oyuncuları rahat ettirmek için pervane oldular desem yeridir. Tabii bu durum da tuhaf bir kalabalık yaratmadı değil. Geceyi gözlerken kendi kendime "Kurumsallaşmak da tam böyle bir şey. İsimler gelir gider, kurumlar kalır. Darısı başıma" dedim.

Lakin konumuz bu değil. Konu şu: Kanal D'nin yeni Kurumsal Direktörü Berna Kürekçi'yi bütün bu süreç boyunca (inşallah etiket hatası yapmıyorumdur) toplamda 9 saat uzaktan izledim. (Elbette gecenin sonunda kendimi tanıttım ayol, ajan mıyım ben?) Kürekçi gayet aydınlık, işine hakim görünen ve güven veren bir yönetici izlenimi bıraktı üzerimde. Müdahale ettiği noktalar, müdahale ediş şekli, "Ben buradayım!" demeyen üsluplu beden dili ile damıtılmış bir nezaket içeriyordu varlığı. Gayet hoşuma gitti. Başarılar dilerim..

Gelelim dün gece sektörün kalbinin attığı doğum günü partisine... Önem Günal, sektörün yapı taşlarından biri. Nev-i şahsına münhasır etik anlayışı ve üslubuyla tanıyan tanımayan herkesin kalbinde yer edinmiş bir menajerdir. Ömrü bereketli olsun. İlişkimizi "Ranini" üzerinden tartarsam eğer, Önem daima ve her durumda aynı nezaketle yanaşır. Misal bir oyuncusuna olumsuz eleştiri mi yaptım, Önem beni asla hırpalamaz. O kadar naziktir ki alakasız süren bir sohbet esnasında sizi ses tonu ile "ay ben de bazen kantarın topuzunu kaçırıyorum" noktasına doğru güder, dev bir nezaketle. Ya da bir oyuncusunu mu övdüm, Önem'in tepkisi değişmez. Övgüye de, yergiye de eşit mesafede duran bir yapısı vardır. Bu da malumunuz üzre, sektörümüz açısından az bulunan bi haslettir. Herkes sizi sever o ilk lafı sokana kadar ^^

Dün gece düzenlenen partide herkesler vardı. Kanal yöneticileri, yönetmenler, yapımcılar ve oyuncular. Önem ile çalışmayan oyuncular da kutlamaya katılmıştı. Biz de Tokyo ile davete icabet ettik. Kapının önüne konuçlanan, uzun süren, beş kişilik mozaik ile (mozaik?) sektörün altını üstüne getirdik. Uzun zamandır bu kadar vizyon açan, kafa parlatan bir sohbet etmemiştim. 2016'nın içeriğinianlamak, trendlerini koklamak ve televizyonun geleceğine göz atmak için MIPCOM'dan bile daha faydalı bir etkinlikti desem, yeterli olur sanırım. Ezcümle, 2016 pek güzel olacak!
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER