O3 Medya, 2015 yılını yapılanmasına dair önemli transferlerle kapadılar. Öncelikli olarak bu ay başında Kanal D'den istifa eden Lale Eren'i bünyelerine kattılar. Ardından da bu gün gönderilen bir bülten ile yönetmen Zeynep Günay Tan ile anlaştıklarını duyurdular. Hayırlı uğurlu olsun. Duyumlarıma göre Tan, şimdilik "şudur" diyebileceğimiz net bir ekran projesi için orada değil. Projelerin yaratım ve kurulum aşamalarına katkı sağlayacakmış. Detaylara vakıf olunca size de anlatırım.  

Hazır O3 Medya bu güzel haber ile radarıma girmişken lafa aynı yerden devam edeyim. O3 Medya, sektöre girdiğinden beri ticareten olmasa da oldukça ses çıkaran işler yaptı. Şirketin Türk ortağı Saner Ayar çok tecrübeli bir yayıncı. Yıllarca Show TV'nin başındaydı. Seveni var, hiç sevmeyeni de.. Bu tip adamları severim. Bir yöneticinin arkasından herkes "çok iyi adam" derse asıl o zaman huylanırım. Basiretli bir yönetici olduğu, nezaketi, iş bilir hali, trend koklamadaki başarısı herkesin malumu. Evvelce sıfırdan bir kanal yaratmaya çalışmış ama gerçekleştirememişti. Başarılı yöneticinin bendeki tanımı kayıplardan doğru çıkarımları yapandır; elbette eğer derdimiz sektörü büyütmek, ileri götürmek, gelişmesine ön ayak olmak ise...

Saner Ayar, MBC ortaklığında kurduğu bu şirket yardımıyla şu ana kadar sektörün bütün dengelerini de alt üst ettiği aşikar. Özellikle şirket bünyesine "star isim" bağlama konusunda masaya koyduğu paralar sektörün dengelerini gerçek anlamda yerinden oynattı. Aynı şekilde O3 Medya'nın sahada da bonkör bir şirket olduğu, masraftan kaçmadığı konuşuluyor. Bu kısa yolculuğuna bakarsam O3 Medya için "başarılı" diyemem. Sahada çıkan/çıkabilecek olan krizlerin idaresinde ve çözüm yollarında da, "star isimler" dışında kalan "diğer" kadrolara takındıkları ilginç tavırdan da hoşlanmadım. Kulağıma gelen dedikoduların yarısından çoğu abartı hatta yalan bile olsa bebek adımlarıyla sektöre giren bir şirket için birlikte çalıştığı ve star olmayan isimlere karşı takındıkları nezaket dışı bazı tutumların konuşulması bile zararlıdır. Dost acı söyler. Şimdilerde O3 Medya kahve sohbetlerine konu olduğunda haklarında kurulan moda cümle, "Çok popüler bir oyuncu/yönetmen/yazar değilsen O3'ten saygı/nezaket görmen mümkün değil." oluyor.

Kişisel olarak "Tatlı Küçük Yalancılar" tadında bir işi uyarlamaya kalkmalarını da önemsiyorum. Takdir edilesi bir hamleydi. Tutmadı ama denenmiş olması bile önümüzdeki 10 yıl için faideli deneyimler kaydetti sektörün zihnine. Sırf bu sebeple kalbimde bir yer edindiler. Ancak O3 Medya'nın şimdilik tek başarısı bünyesine hızla star isim bağlamak ama henüz sektörde yerini sağlamlaştıracak bir proje çıkaramamaktan mütevellit. İlk günden beri bu durumun inceden bir vizyon ve yönetim eksiği olduğunu düşünüyorum. O3 Medya'nın sektöre giriş şekli, çocuğunu denize atarak yüzme öğrenmesini bekleyen eski moda bir baba gibiydi. Şimdi bu kekre tadı damağımızdan silecek kadar deneyimli yönetici Lale Eren ile anlaşarak daha "olgun" bir yönetim tarzını benimsediğini gösteren ilk adımı attı. Tebrik ediyor, bol şans diliyorum. 2016'da O3 Medya imzalı şahane işler ve televizyonun önünü açacak projeler bekliyorum.