Sektörden Haberler: O3 Medya çiçek açtı!
24 Aralık 2015
Bir basın açıklamasının alt metni..
Geçen hafta "Nurgül Yeşilçay Paramparça'dan ayrılıyor" dedim. Ve galiba eleştirmenlik kariyerimde ilk kez bir skandala imza attım. Haber doğru. Aksi halde hakkında cümle dahi kurmazdım. Sıkıntı çözülmedi ve Nurgül Yeşilçay gidiyor. Endemol Shine Türkiye'nin hafta başında gönderdiği basın bülteninde de altını çizdiği gibi olaylar tam da "sezon başında planlanmış senaryo akışı"na uygun ilerliyormuş. Evet, Endemol Shine, konu hakkında yolladığı ilginç basın bülteniyle ayrılığı yalanlamadı. Her şey bilgimiz ve kontrolümüz dahilinde demeyi tercih ederek, "Nurgül Yeşilçay ile aramızda sorun yok. Biz taraflar olarak zaten bunu sene başında planlamıştık" dedi. O zaman tam profesyonel bir izleyici olarak sene başından beri Gülseren'den 52. bölümde ayrılacak bir karakter tadı almamış olmak da benim aptallığım olsun. Evet, senaryoda kapladığı yer azalmaya başlamıştı ama hikayesi asla bir ayrılık sinyali vermiyordu. Ayrılık sinyallerini göremediysem demek..
Paramparça'nın bu pazartesi yayınlanacak bölümünde de iki oyuncu ileri teknoloji (!) yardımıyla yan yana gelecek. Eğer gözlerim beni yanıltmıyorsa Nurgül Yeşilçay ve Erkan Petekkaya ayrı ayrı zamanlarda çekilen sahneler birleştirilerek aynı sahnede oynuyorlar gibi gösterilecek. İki oyuncunun yan yana gelmemesini doğru bulmuyorum ama şartlar böyle şekillendiyse dediyecek pek bir sözüm yok. Girdisi çıktısı, nereden baksa ekstradan 10-15 saatlik ekstra iş yükü yaratmaya ne gerek vardı derseniz, yine makul bir cevabım olmayacak. Kısmet. Ayrıca tarihe derkenar olsun diye söylüyorum; yazar ekibinin hikaye için planladığı yeni rota da sıkıntılı. "Olmaz o iş, hele de o zikredilen isimlerle hiç olmaz. Yol yakınken vazgeçin" der, susar yerime çekilirim.
TRT ve tarihi boş dilekçe...
Allahını seven bana bu uygulamayı açıklayabilir mi? Aslı var mı bilmiyorum ama çok itibarlı mecralar hafta başında Sayın Numan Kurtulmuş'un kendine bağlı TRT ve Anadolu Ajansı gibi kurumların yöneticilerinden tarihi boş bırakılmış istifa dilekçesi aldığını yazdı. Benim kafam siyasete ermez. Argümanlarımı da siyasi tercihler üzerinden kurmam. Lakin sıradan bir yönetici bile ona bağlı çalışan ekip üzerinde böyle bir psikolojik baskı kurmaz, kurmamalıdır. "Hadi güle güle" deseniz, "hayır gitmeyeceğim" diye ayak diretecek kadro mu var TRT'de? Çok ilginç bir uygulama. En son örneğini rahmetli ananemden duymuştum. 1952 yılında işe girdiği bir tekstil fabrikasında boş kağıda imza attığını anlatırdı. Hayat. Yaşa ki göresin demişler..