Dizilerin bir saati bulmadığı zamanları hatırlar
mısınız? Peki, 2000’lerin başında ekranlara gelen 3 dizi söyleyin desem
hangilerini sayarsınız? Diğer ikisini bilmem ama Koçum Benim dizisinin listenizde olacağına eminim! Daha kimse yokken onlar vardı! "Geçmişte daha
mı keyfimiz yerindeydi?" diye düşündüğüm bir an aklıma düştü Koçum Benim dizisi de. Biraz bahsedelim dedim. Buyurun!
Koçum
Benim dizisi başladığında 14 yaşındaymışım. Şimdi bakıyorum
da
Koçum Benim gibi bir gençlik
dizisini izlemek için ideal bir yaştaymışım. Bugün 14 yaşında olsaydım ağır entrikalı, asansörde
kırıştırmalı, şiddetli ve neredeyse 2 saat 30 dakika süren dizileri izlemek zorunda
kalacakmışım. Aman Tanrım! Ama bakıyorum da o yıllarda, her yaşa uygun izleyecek
bir şeyler mutlaka varmış. Ondan öncede
Çılgın Bediş’i izlediğimi hatırlıyorum
mesela. Büyüyüp dünyayı kirletenler derneği olmuşuz resmen. Neyse konuyu dağıtmayalım.
Görüntü için özür dilerim ama önemli olan görüntünün kalitesi değil içindekiler.^^
Koçum
Benim, gününü hatırlayan var mı? Söyleyeyim: Cuma. Tüm
hafta okul ile dershane arasında sıkışmış her genç gibi cuma olsa da Koçum Benim’i izleyip sınav stresinden
bir süreliğine de olsa kurtulmak tek hayalimdi. Çünkü sistem. <3
Akranlarım ve onların etrafında geçen hikâyelerin
anlatıldığı bir diziyi izlemek güzeldi. Cicoz, Umut, Umut, Gökhan, Eylül, Ceren…
Sanki hepsi arkadaşlarım; İsmail Bey, Sevinç Hoca, Deniz Hoca ve Koç Can da öğretmenlerim gibiydi.
Bazen eğleniyor, bazen de onların yaşadıklarından ders çıkartıyordum. Belki de
bugüne kadar sigarayı elime bile almamanın nedeni
Koçum Benim’deki Gökhan’ın başına gelenlerdi, bilemiyorum.

Koçum
Benim’in diğer bir özelliği ise okulu
sevdirmesiydi. Oradaki arkadaşlıkları gördükçe etrafımızdaki arkadaşlarla “takım”
olma motivasyonumuzun arttığını yeni yeni anlıyorum.
Koçum Benim'i izledikten sonra basketbola meraklananlar da eminim vardır. Bunlar hep iyi şeyler.
“Heyy Koç!” Ne kadar da Amerikan tarzı bir sesleniş
şekli. Ama “Koçum benim!” dediğinizde hopp Anadolu topraklarına dönüş.
Koçum Benim, Amerikan yapımı
Beyaz Gölge
dizisinin Türkiye versiyonuymuş. Tabii ben de bunu herkes gibi çok sonradan
öğrendim. "İyi uyarlanmış doğrusu!" dediğinizi duyar gibiyim.
Olaylı bir gecenin ardından.:/
Koçum
Benim’i düşündükçe “Hangi oyuncular vardı?” diye zihnimi
zorlamaya başlıyorum. Aklıma bir çırpıda gelenler Tarık Akan, Zihni Göktay,
Ozan Güven, Selin Demiratar, Yunus Günçe, Nehir Erdoğan, Ebru Cündübeyoğlu,
Sevil Üstekin, Yasemin Ergene, Engin Altan Düzyatan, Hakan Ka, Filiz Taçbaş,
İsmail Hacıoğlu oluyor. Zaman nasıl geçiyor? Diriliş
Ertuğrul’un Ertuğrul Gazisi, Survivor’da halat çekeni, Muhteşem Yüzyıl’ın
Rüstem Paşa’sı... Vay be!
Yalnız Serdar Akay, Koçum Benim’in içine ne attıysa o zamandan ilgiyle takip ettiğim
bir yönetmen oldu. 46 Yok Olan, Kara Kutu, Mor Menekşeler, Behzat Ç., Elveda
Rumeli… İşte bunlar hep Serdar Akar.
Peki, müziğini hatırlıyor musunuz? Nur içinde yatsın,
Melih Kibar’a aitti. Bu özleyiş yazısını bitirirken dizinin jenerik müziğini hemen aşağıya bırakıyorum. (“Helal olsun
koçum benim” kısmını hep beraber söylüyoruz!^^)