“Mübaşiriz be Rızacım, nasıl olalım?”

Puşkin’in bir öyküsünde memur “ondördüncü dereceden bir çilekeş” olarak tanımlanmış. Yine Gogol, yaşamının belli bir döneminde memuriyetle hayatını idame ettirdiği için eserlerinde stereotip (basmakalıp karakter)  karakter yerine arketipleri sağlam olan gerçekçi memur tiplemesi sunuyor. Saygılar Bizden’de de aynen böyle kendine has, gerçekçi karakterler yer alıyor. Böylece karakterlerin sağlamlığı sayesinde dizideki hem kişilerarası hiyerarşiye hem de hukuk binasının kendi içindeki hiyerarşisine dayanan hikayelere inanıyoruz.

Mesela; yan komşuya hiç anlamadıkları hukuk dilinde bir resmi kağıt geliyor, komşu da hemen o kağıdı mahallenin hukuk şavaşçısı olan mübaşir Rıza’ya (Kemal Sunal) getiriyor. Rıza da kendi mahallesinin devleti olarak hemen “şunu yaz, şuraya da imza at, getir hallederiz” gibi yardımlar sunuyor. Yani mahallenin en üst hiyerarşisini Rıza dolduruyor. Burada hemen Rıza’nın dizi de çatışmalı olduğu ev yaşamına da değineyim. Orada da hiyerarşi mevcut. Örneğin; damat, kaynana ve evin çocukları televizyonda izlenecek şey için çatışmaya ve doğal olarak güç gösterisine girebiliyorlar. Aynı şekilde, anneanne/torun ve karı/koca ilişkileri de çatışma üzerine kurulmuş.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER