ATEŞ (18) (ALPEREN DUYMAZ)
Ateş adı gibi bir delikanlı… Oyunbaz, muzip, çapkın, kolay sinirlenen, yakışıklı genç bir adam. Kızlar Ateş’e bayılıyor, o da bunun fazlası ile farkında. Ama onun gözü Alara’da. Varlıklı, güzel, çekici… Alara’nın peşinden usulca koşuyormuş Ateş ama Alaralar temelli olarak Bodrum’a taşınmışlar. Yine de Ateş’in iddiası devam ediyor. Bunda kendisine duyduğu güvenin de etkisi ver elbette. Varlıklı, yakışıklı ve genç ne de olsa…
Su ağabeyinin her şeyini bilir. Ateş ona her şeyi anlatır ki başka biri ona bu numaraları çekmeye kalkarsa yemesin. Arkadaşça bir ilişkileri var bir anlamada. Ateş, Su’nun Cenk ile ilişkisini biliyor, onaylamıyor ama ses de çıkarmıyor. İçten içe Cenk’in Su için iyi bir seçenek olduğunu biliyor aslında, ama temkinli… Arada bir senin playboy ne yapıyor diye Su’ya takılmasını saymazsak konuya ilgisiz bile sayılabilir ama elbette bu sadece görünen durum. Ateş’in meşhur siniri ile Cenk’in karşısına dikilmesi için Su’nun gözlerinde göreceği bir damla yaş yeterli aslında ama neyse ki görmemiş kardeşinin üzüldüğünü.
Su ne kadar babasına düşkünse, Ateş de bir o kadar anneci. Annesi ile şakalaşıyor, onu üzgün görmeye dayanamıyor ama annesini üzen kişi babası ise diş bilemekten başka yapacak bir şey de bulamıyor. Onu çaresiz bırakan bu durumdan nefret ede ede, babasına karşı biraz tedirgin bir hale gelmiş. Neyse ki babasının işleri yoğun ve onu çok da sık görmemekteler.
İstanbul’un parlak çocuğu, mükemmel Ateş, Bodrum’da önce kaybetmeyi tadacak, popülaritesini, arabasını, arkadaşlarını kaybettikten sonra, sadece kendisi olarak yepyeni bir hayata başlamak zorunda kalacak, en başarılı olduğu her alanda rakiplerle boğuşacak. Herkesin sevgilisi konumundan hiç arkadaşı olmayan kasıntı gence giden bir yol olacak Ateş için İstanbul’dan Bodrum’a giden yol… Mücadeleye ve kendisi olmaya giden yol da aynı zamanda…