Bu
kötü çocuklara böyle güzel bakmayı kim öğrettiyse beni bir
arar mı lütfen?
June
Kiralık
Aşk’ı, ilk dakikalarında derdini anlatmasına hizmet eden
Neriman-Necmi-Muzaffer Amca diyalogları sonrası, su gibi akıp
giden kurgusuyla hiç sıkılmadan izledim. Gözlerimizi ekrana
sabitlemenin zor olduğu yaz mevsiminde, düşmeyen temposu ve büyük
vitesteki hızı iyi bir avantaj sağlamış.
Romantik
komedilerin sakar, doğal, korkusuz kızı klişesinin iyi bir
müşterisi olarak, Elçin Sangu’nun güzelliğiyle tatlılıktan
ölen Defne’sini sevdim. Neriman’ın müdahalesiyle değişen
saçlarına DEV üzülsem de hem kendi tarzının salaş
kıyafetlerini, hem de ciciş elbiseleri çok iyi taşımış. Bu
arada Neriman’ın erkeğin kalbine giden yollar temalı öğütlerini
not aldık değil mi? (İşte bunlar hep kadın kalemi).
Elçin
Sangu’yla Barış Arduç’un kimyası bir sonraki bölümü
izlemem için büyük sebep. Ömer’in obsesiflikten beslenen bad
boy’luğu hiç değişik bir şey değil, ama her defasında mı
tavlanırız? Evet! Bu kötü çocuklara böyle güzel bakmayı
öğreten kimse, beni bir arayabilir mi lütfen, kapışmamız gereken
bir şey var.
Sinem
Öztürk’ün canlandırdığı Yasemin'i ise entrikacı kadınlarına bayılan biri olarak ilk bölüm için oldukça zararsız buldum, ama belli ki
ilerideki bölümler için bolca eğlence vaad ediyor. Yalnız o
elbiselerine de bayıldım, sırf onlar için bile izleyebilirim.
Salih Bademci’yi de hikayeye çok yakıştırdım, belli ki
üçgenler, dörtgenler yürüdükçe yürüyecek.
Romantik
komedilerin müşterisinin genellikle kadınlar olduğu
varsayıldığında, kadın kalemin avantaj olduğunu
düşünenlerdenim. Senarist Meriç Acemi’nin de daha önce
ekibiyle1 Erkek 1 Kadın 2 Çocuk gibi sağlam bir işe imza
attığını düşünürsek, bu tecrübe bize daha bol keyifli,
midede kelebekler uçuran bölümler izletir.
Sonuç olarak ilk
bölümüyle derdi, yeni bir şey anlatmak yerine, bu klişeleri bir
de bizden izleyin demek olan ve ilk bölüm sınavından bence
alnının akıyla çıkan Kiralık Aşk, bu yazın iddialılarından
olur. Devamlı izler, bağımlısı olur muyum? Onun için birkaç
bölüm daha bakacağız. Bu arada o ayakkabılara da ayrıca
bayıldım.