Haber kuşakları, Şevkat
Yerimdar ve Savaşçı dizileriyle
gönlümün kanalı olma yolunda ilerleyen FOX Türkiye, 9 Ağustos, Çarşamba akşamı
ilk bölümünü ekrana getirdiği Bu Sayılmaz
ile yerini iyice sabitleştirdi. Benzer hikayeleri izlediğimiz şu kısır dönemde Bu Sayılmaz, uzun zamandan sonra beni
ekrana karşısında bir saatten fazla bir süre oturtturdu. Ekranda gördüğüm için
genelini beğendim. Bu yazıda sadece naçizane gözüme çarpan durumları iki farklı
başlık altında sizlerle paylaşacağım.
***
Bir
Demet Bu Sayılmaz!
Her şeyden önce Bu
Sayılmaz’ın ilk tanıtımı size hangi günlerinizi, hangi yıllarınızı
hatırlattı bilmem ama benim gözümün önünden Bir
Demet Tiyatro’dan birkaç sahne aktı geçti. Daha diziyi izlemeden bende
böyle bir algı yaratmasının sebebi Settar Tanrıöğen olabilir. Biz buna tıpta
“Settar Tanrıöğen Etkisi” diyoruz. Şaka, bir yana Bir Demet Tiyatro’daki gibi bir Saldıray Abi ile karşılaşmadık. Zira
Cengiz’in, hayatı daha tırmalamış, bir yerden tutunmaya çalışan bir karakter
olarak resmedildiğini düşündüm. Yüzyılın ters köşesi değildi ama hoşuma gitti. Aksi
halde yazacağım şey belliydi: “Yıaa, Bir
Demet Tiyatro’daki Saldıray Abi’yi almışlar, oradan yürüyorlar.” Çünkü
izleyicilik!
Ha, Bir Demet
Tiyatro’yu anımsatan tek isim Settar Tanrıöğen de değildi. Oturup
didiklesek neler çıkartırız. Mesela Nergis Öztürk’ün canlandırdığı Melek
Sayılmaz. Hani zorlasam Lütfiye Çıtır Fıdıllıoğlu derim, ama demeyeceğim. Ya da
Belediye Başkanı Azimet. Sizin de burnunuza Zabıta İrfan kokusu geldi mi? Bir Demet Bu Sayılmaz!
Samimiyet:
Tüm olumsuzlukların üzerini örten kalın bir battaniye
Şüphesiz ki Bu
Sayılmaz’ı Bu Sayılmaz yapan en
güzel özelliği güçlü kadrosu. Kadroda sıkıntı yok. Ne versen gözü kapalı
oynayabilecek, oynadığına da inandırabilecek oyunculardan bahsediyoruz. Bunu
sorgulamak haddimiz bile değil.
Ama Binnur Kaya’ya beraber bir bakalım. Keşke Küçük
Semiha’nın repliklerine altyazı koysalarmış. Tamam, Semiha paldır küldür bir
kadın da, en azından ne dediğini anlayıp şakalara gülseymişiz, iyi olurmuş.
Mustafa Üstündağ ile Armağan karakteri bu kadar
parlarken Semiha’nın Armağan yanında sönük kaldığını düşünen de tek ben
değilimdir umarım.
*
Böyle yazınca da çok acımasız davranıp her şeye bir
kulp bulmuşum gibi oldu ama izlerken çok eğlendiğimi de inkâr edemeyeceğim. Sanırım
Bu Sayılmaz’da uzun zamandır aradığım
eski bir dostu gördüğüm için olabilir: Samimiyet! Yersiz şakalar (flamingo
şakası), gereğinden uzun sahnelere (Ki bu her zaman şikâyet ettiğimiz genel bir
durum) rağmen samimiyet, irili ufaklı bütün hataları kar gibi örttü. Ekranın
büyüsü işte…
***
Özetle; Bu
Sayılmaz aynı tür dizilerin içinde gönlümde bir çiçek gibi açtı. Her kanalda
birbirine benzeyen kadınların, birine benzeyen adamlarla olan hikayelerindense
böyle bir kabare komedisi izlemeyi tercih ederim. Çünkü yaşasın çeşitlilik! Çünkü yaşasın kurtlar sofrasına konan bir tabak kaymaklı baklava! Rakamlarla
konuşalım derseniz Cenap Bey'den Naime'ye; Keyfimin Kahyası'ndan Çırağan'a kadar her karakteri beğendim ki bu da %80'lik dilime denk geliyor. Yukarıda yazdıklarım işin sadece %20’si.
Rakamlardan da anlaşılacağı üzere Çarşamba akşamlarımın adı Bu Sayılmaz oldu bile! Bunu saydım,
haftaya yine bekleyeceğim.
Emeği geçen herkesin eline koluna sağlık.