Drama zehirlenmesi geçiren seyirci (TEMSİLİ DEĞİL!)
Televizyonda 2015'e son, 2016'ya ilk bakış: Bu gitmeler, gitmek değil..
02 Ocak 2016
Sektörün en büyük sıkıntısı ne
yazık ki "yazar" eksikliği. Ve bu açık gittikçe büyük bir tehlike haline
geldi. "Yeni isimler yetiştirmeyen "usta"lar düşünsün", diyemeyeceğim
çünkü sıkıntı büyük. Televizyona içerik üretenlerle, tüketenler
arasındaki korkunç kuşak çatışması aşılamıyor. Bırak aşmayı henüz bir kuşak çatışmasının varlığından bile haberdar olduklarını sanmıyorum. Deneyimli senaristler
süre bazlı şikayetlere devam ederken ne yazık ki kafaca eskidiklerini,
vizyonlarını yenileyemediklerini ve heybeden yedikleri için
tükendiklerini de kabul etmiyorlar. Neyse...
2015'in hikaye anlamında en büyük gelişmesi de yerli yapımcının telif ödeyerek uyarlama yapmayı öğrenmesi oldu. Elbette buna defans üreten bir takım yazarlar yine var. Malum, bir projeye "özgün" derseniz alacağınız kaşe ile "uyarlama" kaşesi arasında epeyce fark var. Ancak 2016'da araklamalı iş üretiminin azalarak bitmeye yüz tutacağını umuyorum. Çünkü artık Türkiye, "boş ver ya, kumda oynasınlar" denilecek bir pazar değil. Adamın işini çalarsan, durumu ciddiye alıyor ve telifinin peşine düşüyor. Kore piyasası bile konuya uyandı ve uyarlanması için verdiği dizilerin yurt dışı satışından pay istemeye başladı. Teknik eleman yetersizliği ve kaf dağına bayrak diken oyuncu kaşelerine hiç girmeyeceğim. O kısım gerçekten dipsiz kuyu...
Bu yıl yayına giren diziler içinde Show Tv'de iki bölüm Acil Servis adıyla yayınlandıktan
sonra kendi içinde evrilerek Acil Aşk Aranıyor'a dönüşen ama 24. bölümde
final yapmaktan kurtulamayan Med Yapım projesini hızlı karar alma açısından
oldukça dikkat çekici bir strateji kurdukları için kişisel tarihime notlandım.
Yapım şirketi doğru bir zamanlamayla ve hızla diziyi Hastane
Draması'ndan, Romantik Komedi'ye çevirdi ama ne yazık ki bu atak da diziyi ekranda
tutmaya yetmedi.
2015'in bir diğer ilginç "tür" atağı da yolu
açan Kiraz Mevsimi'nin peşinden giden "Hoş kızlar delikanlılar, boş
konular" temalı diziler oldu. Başarılı da oldular. Romantik Komedi
rafında saklayacağımız bu diziler içinde öne çıkan ise kuşkusuz Kiralık
Aşk oldu. Küçük bir derdi olmasına rağmen seyircisini yazmaya, konuşmaya
ve dahi okumaya da motive eden bir proje olarak ekran tarihinin üst
raflarında saklanmaya değer bir projedir. Ana akım medya bu konuyu dikkate değer bulmadı ama Kiralık Aşk seyircisi, sosyal medya
üzerinden örgütlenerek "Kitap Kulübü" bile kurdu. Kiralık Aşk halen
ekranda ve sanırım 2016 sezonunu da tamamlayacak.
Fox Tv'yi üç sezondur cuma
geceleri lider yapan Karagül ise sezon başında hikayesini taşıyan sırrı
gizleyerek yürüdü. Biraz kan kaybetse de son haftalarda sırrı ifşa
ederek eski ritmini yakaladı. Dolayısıyla dizinin Ocak 2016 sonunda
zirvede finale yürüyeceği tezlerinin (varsa kararların da) revize
edilmesi gerekmektedir. Görünen o ki Karagül, dördüncü sezonu da kırıksız
çıkıksız tamamlar ve beşinci sezona yürür. Hele bir de yurt dışı satışlarının peynir ekmek gibi gittiğini düşünürsek...
Paramparça'nın beklendiği gibi sezona kan
kaybederek başlaması da yılın önemli ekran olayları arasında anılabilir.
Dizinin 52. bölümde başrol kadın oyuncusuyla yolunu ayırdıktan sonra
-olmayan- hikayesini nasıl evireceği ve 2016'da ayakta kalmayı nasıl başaracağı da kişisel
meraklarım arasında. Kanal D bazında bakarsam, 2015 için nazarımda kayda değer tek atak, hızlı davranıp Kısmetse Olur'u, Big Brother gibi dünya devinden önce yayına sokması ve halkın gözetleme merakını daha küçük bir bütçe ile karşılaması oldu.
Atv'nin sürprizi ise Eşkıya Dünyaya Hükümdar
Olmaz ve Kırgın Çiçekler oldu. Hatta şu anda yapımcılar senaristlere
"Eşkıya gibi hikaye" siparişi vermeye başladılar bile. Ben, üç sipariş
duydum. Delilik gibi.. Bir "format" yaratmaktansa, yaratılmışı
kopyalamak nasıl bir kafa anlayan beri gelsin. Üstelik kötü klonlanmış işlerin kimseye bir şey kazandırmadığını Paramparça
kopyalarından öğrenemiyorsa sektör zaar..
TRT'nin mini dizi ve televizyon filmi bazlı yatırımlarına detaylı olarak kendi sayfasında gireceğim. Ancak Diriliş Ertuğrulile gösterdiği performans göz ardı edilemez. Ve elbette 7 Şubat'ta Survivor geliyor. Adeta içerik üreticileri için bir karabasan.. Yayın tarihini 7 Şubat olarak açıklaması bende bile inceden bir ürperti yarattı varın kanal yöneticilerinin halini siz düşünün.. 2015'ten bahsedeceksek bana göre öne çıkan başlıklar kısaca böyle. "Varsa yoksa dizi" dediğimiz nice yayın dönemleri göreceğiz acaba?
Yazıyı hâlâ okumaya devam edenlerle 2015 ve 2016'ya bir de kanal kanal bakalım diyorum. O halde buyrunuz..