Merih Öztürk: “Jovanka, benim için çok özel bir karakter. Onda kendimden parçalar bulup hayallerine ortak olduğum birçok an var…”
• Balkan Ninnisi’nde Makedon genç kız Jovanka’yı canlandırıyorsunuz. Jovanka, Viyana’da siyaset bilimi eğitimi almış, sinema ve tiyatroya meraklı entelektüel bir genç kız. Size bu rolü canlandırmanız teklif edildiğinde neler hissettiniz? Yurt dışında Üsküp’te dizinin çekilmesi sizi düşündürdü mü? Daha önce yurt dışında bir dizide ya da filmde yer almış mıydınız?
Jovanka benim için çok özel bir karakter çünkü onda kendimden parçalar bulup, hayallerine ortak olduğum birçok an var. Senaryoyu ve karakteri ilk okuduğumda çok heyecanlandım çünkü farklı milletten, kültürden olan ve farklı ağızdan konuşan bir karakteri canlandıracak olmak bir oyuncu için bulunmaz bir nimet. Kaldı ki böylesine güçlü bir ekip, Özlem Türkad, Hakan Boyav ve Erdal Özyağcılar gibi ustalarla birlikte bu güzel oyuncu kadrosu ve senaryoyla birlikte olayın içerisine dahil olmak beni çok heyecanlandırdı. Jovanka hayata realist bakan, gerçeklerle yüzleşebilen, bununla birlikte hayatı seven ve duygusal bağları olan, ayakları yere basan çok güçlü olan bir karakter. Kendi ideallerinin peşinden giden, oyuncu olmak isteyen ve bu hayalini gerçekleştirmek için çaba sarf ederken annesinin baskısı altında arada kalmış, bir yanda hayalleri, bir yanda ailesi dururken seçimlerini kendi olgunluğuyla ve fikirleriyle karşılayabilmeye çalışan dik duruşlu bir kadın.
Dizimizin Üsküp’te çekilecek olması beni ayrıca heyecanlandırdı çünkü Makedonya’yı, Balkan kültürünü ve yemeklerini hep merak etmişimdir. Burada yaşıyor olmak, buranın insanlarıyla ve kültürüyle tanışıp yemeklerini tatmak çok güzel. Daha önce İngiltere için projemiz olmuştu ama bu kadar uzun soluklu değildi. O yüzden Üsküp’ün de yeri bende hep bir başka olacak.
• Jovanka karakteriyle benzeşen yanlarınız var mı?
Jovanka oyuncu olmak isteyen ama annesinin zoruyla üniversitenin siyaset bilimini yeni bitirmiş bir genç kız. Her genç gibi hayatını istediği alanda kurmak için mücadele ediyor ve gerekirse de annesiyle karşı karşıya geliyor. Bir tarafta kendi hayalleri bir tarafta anne figürü… Hayattan zevk alabiliyor, şarkı söylemeyi, tiyatro oynamayı seviyor. Gerek bu yönlerle gerekse oyunculuk ve hayalleri konusunda birçok ortak yanımız var ama yapmak istediklerim için ailemle karşı karşıya hiç gelmedim. Hayallerim için destekleyip her zaman yanımda oldular.
• Ertan ve Jovanka büyük bir aşk yaşayacaklar. Ancak aileleri bu aşka karşı çıkacak. Sizce gençler için bir umut var mı?
Farklı iki kültür, millet veya dil, bunların hiçbirisi güçlü bir aşkın önünde duramaz… Umut her zaman vardır. En çıkmazların içerisinde dahi. ‘İnsanın Anlam Arayışı’nda şöyle bir söz geçer: “Beni kalbine mühürle, sevgi, ölüm kadar güçlüdür…’ Ertan da Jovanka da aklı başında iki karakter. Olası durumlar onları zaman zaman ayırsa da, kaderin onları her zaman ortak paydada buluşturuyor olmasına da karşı koyamayan iki genç. Ve aileleri tarafından baskılansa dahi bu iki genç onlara yalnızca aşk hakkında değil; hayat ve değişen dünyadaki yeni fikirler hakkında da çok güzel şeyler öğretecek. Farklı iki kültür, millet veya dil, bunların hiçbirisi güçlü bir aşkın önünde duramaz. İnsanların kalplerini değiştirebilmek cesaret ister ve Jovanka bu cesarete sahip. Kim bilir, hikayemiz ilerledikçe belki de annesinin sert çizgilerine ve kalbine dahi dokunabilme şansı bulur.
• Siz nerelisiniz? Üsküp’e daha önce gelmiş miydiniz? Nasıl buldunuz? Çekim mekanlarını, Konak’ı nasıl buldunuz?
Anne tarafım Artvin Arhavili, Babam Düzceli, Abhazız. Daha önce Üsküp’te bulunmadım ama Makedonyalı çok sevdiğim bir arkadaşım var ve burası hakkında gelmeden önce de gerek diline, gerek kültürüne biraz olsun onun sayesinde hakimdim. O yüzden çok yabancılık çektim diyemem. Harika, tam sıcacık bir aile evini yansıtan konağımız var. Eminim seyirciler de bayılacak. Her yeri renkli detaylarla dolu. 2 farklı kültürdeki bu iki aile aynı evin çatısı altında bir araya geldiğinde ise rengarenk görüntüler ve anlar çıkıyor. Bunları izleyicilere göstermek için sabırsızlanıyoruz.
• Üsküp’te çekilen, gerek hikayesi, gerekse güçlü oyuncu kadrosuyla dikkat çeken ‘Balkan Ninnisi’, TRT’nin uzun yıllar sonra yurt dışında çekilen iddialı bir dizisi. Sizce seyirci sevecek mi bu Balkan hikayesini?
Hikayemiz, senaryomuz bir yandan iki imkansız aşk hikayesini anlatırken, bir yandan tüm karakterlerin aslında çok özel birer hikayesi olduğunu, onların iç dünyasında birçok derin olay yaşadığını Balkan kültürüyle birlikte anlatıyor. Sıcacık, severek izlenecek bir aile dizisi. Biz de seyirciyle buluşmak için çok heyecanlıyız. İzleyicilerin de bizi evlerine misafir edeceğinden şüphemiz yok. Umarım birlikte uzunca zaman geçirir ve TRT’nin güzel ekranında buluşuruz.
• Dizi, müzikleriyle de oldukça ilgi çekecek. Sizin Balkan müziklerine, danslarına ilginiz var mı? Balkan deyince benim aklımda renkli desenler, yemyeşil doğa ve kımıl kımıl müzikler canlanıyor. Hem müziklerine hem danslarına bayılıyorum. Müziklerindeki akordeon havası insana neşe katıyor. Eminim ki izleyiciler de müziklerimizi çok sevecek...