RaniniTV Ekspres: 15 Soruda Yağızkan Dikmen

RaniniTV Ekspres: 15 Soruda Yağızkan Dikmen
1992 İstanbul doğumlu Yağızkan Dikmen, Adıgüzel Güzel Sanatlar Lisesi Tiyatro Bölümü ile oyunculuk kariyeri için ilk adımı atmış oldu. 2010’da liseden mezun olduktan sonra aynı yıl Haliç Üniversitesi Konservatuarı Tiyatro Bölümünü kazandı. Konservatuar sırasında kariyerinin ilk set deneyimini Altın Portakal Film Festivalinden dört ödülle dönen “Güzel Günler Göreceğiz” filmi ile yaşadı. Ardından “Ağır Roman Yeni Dünya”, “Cinayet”, “Asla Vazgeçmem”, “Mehmetçik Kut’ul Amare” ve en son Kuruluş Osman dizisi ile ekranlarda yer aldı. 2018 yılında yurt dışından birçok ödülle dönen “Batlır” sinema filminin başrolünde yer aldı. Ayrıca Dost Atölye ve Hilal Saral’dan eğitimler aldı. Sporun birçok dalını hayatının bir parçası yapan Yağızkan Dikmen, hayvan dostu ve müzik aşığı.


 
1-Son projenizde canlandırdığınız karakteri özetleyecek beş anahtar kelime?
Son olarak “Kuruluş Osman” dizisinde Bayhoca karakterini canlandırdım karakterimin beş anahtar kelimesi; Cesur, masum, fevri, savaşçı, sadık.

2-Canlandırdığınız karakterin tek bir özelliğine sahip olacaksınız; hangisini seçerdiniz?
Ben Bayhoca'nın aksine attığı her adımı fazlaca düşünen birisiyim bu yüzden Bayhoca'nın fevri yönüne çok imreniyorum bu sebeple Bayhoca'nın fevriliğini seçiyorum.
 
3- Oynadığınız diziyi, filmi veya tiyatro oyununu bir yemek, canlandırdığınız karakteri de malzemelerden biri olarak düşünecek olursanız; projeyi hangi yemeğe benzetirsiniz ve karakteriniz olmasa hangi malzeme eksik olurdu?
Diziyi mantıya benzetirsek kendimi nane olarak düşünebilirim nanesiz de mantı yiyebilirsiniz ama nane lezzet katar.
 
4- İlk audition’ınızı hatırlıyor musunuz; nasıl geçmişti?
İlk auditionım 2010 yılında “Küçük Sırlar” dizisiydi, o zamanlar güzel sanatlar lisesinde okuyordum audition benim için tam bir kaostu, haliyle işi alamadım. Ancak iki yıl geçtikten sonra auditionımı bilgisayardan silmeyi unuttukları için o çekimle başka bir diziden teklif geldi ve o dizi kariyerimdeki ilk dizi oldu. Aslında ilk auditionum ile işi almış sayılabilirim.
 
5- Bugüne kadar oynarken yaptığınız en komik hata nedir?
Kariyerimdeki ilk hatam acemiliğimden de kaynaklandı diyebilirim. İlk kamera tecrübem olan Hasan Tolga Pulat’ın yönettiği “Güzel Günler Göreceğiz” sinema filminin setinde oldu. Sahne gereği kaçmam gerekiyordu. Koşmaya başladım uzaklaştım, uzaklaştım, uzaklaştım ve köşeyi döndüm koşmaya devam ettim bir süre sonra kameranın beni çekemeyeceğini fark edip durdum, geri döndüğümde bambaşka bir plan çekiliyordu kimse bana dur demeyince birkaç sokak kadar koşmaya devam etmiştim.
 
6- Şu an/son olarak oynadığınız dizide, filmde veya tiyatro oyununda sizin ya da başka bir karakterin söylediği, en sevdiğiniz replik nedir?
Son olarak oynadığım Bayhoca karakterinin söylediği ''Gündüz okur, gece pusat tutardım; çünkü ben bir kayı beyiyim'' sözü benim için çok anlamlıydı o repliğin devamında karakterimin aksiyonları başladı ve ben kendimi karaktere kaptırdım.
 
7- Bir bölümlüğüne/sahneliğine oynadığınız herhangi bir işteki karakterinizi ekipten başkası canlandıracak. Kimi o rolde görmek isterdiniz? Aynı şekilde siz de başka bir karakteri oynayacaksınız. Hangisini seçerdiniz? (Yaş, cinsiyet vb. etmenleri düşünmeden) 
“Ağır Roman Yeni Dünya” dizisinde canlandırdığım “Yaşar” karakterini Onur Saylak'ın canlandırmasını isterdim öyle bir yeteneğin bu karakteri nasıl yaratacağını merak ediyorum. Aynı şekilde ben Murat Daltaban'ın canlandırdığı kahveci karakterini oynamak isterdim, neden bilmiyorum ama o karakterin her sahnesinde “acaba ben olsam ne yapardım'' dediğimi hatırlıyorum.
 
8-Ergenliğinize döndük; sevdiğiniz bir ünlünün fotoğrafını tişörte bastıracaksınız. Bu kim olurdu? (Yerli/yabancı fark etmez)
“Pembe Panter” serisi benim için çok özel bir yerdedir bunun yanında “Parti” gibi efsane filmlere imza atmış Peter Sellers'ın fotoğrafını tişörtüme bastırırdım.
 
9-Karşınızda zaman makinesi var; hangi dönemde, hangi şehre ışınlanmak isterdiniz?
Zaman makinesi ile Rönesans dönemi Floransa’ya gitmek isterdim, o dönemki mimariyi kendi gözlerimle görmek Leonardo da Vinci, Michelangelo gibi sanatçıların yapıtlarına şahitlik etmek Avrupa’da sanatın doğuşuna şahitlik etmek güzel olabilirdi.

10-Bugüne kadarki en büyük çılgınlığınız nedir?
Kışın ortasında gece iddia üzerine denize girmiştim. Soğuk o kadar içime işlemişti ki; titremekten yüzemiyordum. Beni sudan çekip çıkarttıklarında kollarım ve bacaklarım istemsizce hareket ediyordu. Bir daha asla yapmayacağım bir çılgınlık.
 
11-Hangi dizileri takip ediyorsunuz ve onları izlerken yanında yemesem olmaz dediğiniz abur cuburlar neler?
Şu anda izlediğim “Vikings”, “Black Mirror” ve “The Last Kingdom” var bunları izlerken abur cubur yemektense bir şeyler içmeyi tercih ediyorum. Saat fark etmeksizin bitki çayı ve kahve tüketiyorum.
 
12-Güne bir kitabın dünyasında başlayacaksınız; öğlen bir dizinin, akşamı da bir filmin dünyasında geçireceksiniz. Hangilerini seçerdiniz?
Güne “Hobbit” kitabının anlattığı yeşil ve huzur dolu Hobbit köyünde uyanmak isterdim. Öğlen saatlerinde “Peaky Blinders” dizisindeki barda bir iki kadeh içtikten sonra akşama doğru batmayan bir “Titanik” gemisine geçip akşamı orada değerlendirmek isterdim.
 
13-Oyunculuğun en çekilir ve çekilmez yanları nelerdir?
Oyunculuğun beni en çok cezbeden yanı bütün meslekleri olabileceğim tek bir meslek olması. Öte yandan bu işe değer vermeyip, çalışmadan gelen oyuncularla oynamak bu işin en çekilmez yanlarından birisi.
 
14-Kapitalizm, feminizm, sosyalizm, elitizm... Hadi, bunların yanına bir tane de siz yepyeni bir “-izm”li kavram ekleyin.
Benim yarattığım terim influeizm; insanların fazladan birkaç like almak adına influencer gibi davranma çabası.
 
15-Bir sonraki oyuncuya sormam için senden bir soru rica etsem…
Yönetmenliğini, yapımcılığını ve senaristliğini yaptığın bir projenin konusu ne olurdu ve 2 kadın 2 erkek başrol oyuncuları kimler olurdu? (yerli/yabancı fark etmez)



BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER